"Eko ya, Alphan'ı böyle görünce ciddi ilişki istediğimi fark ettim. Yeliz'i mi arasam, Şule'yi mi?"
Birkan elindeki birayı kafasına dikip boş şişeyi yere bırakınca, Ekrem omuz silkti. "Sen yapamazsın, milleti oynatma boşuna."
Yemekleri yedikten sonra salonda oturmuş muhabbet ediyorduk. Onları tanımaya çalışıyordum. Pek katılmasam da onları dinlemek çok eğlenceliydi, bana soru sordukları zaman cevaplıyordum yalnızca. Alphan'ın kolunun altındaydım, bedenimi ona yaslamıştım. İşaret parmağını tutuyordum. Gerçekten temas bağımlısı olmuştuk.
Bir yandan yudum yudum birasından içiyordu, bana uzattığında yaşadığımız kötü geceden dolayı reddettim. Bir daha içki sürmeyecektim ağzıma.
"Alphan da yapamazdı ama bak şuna, valla Ferdi hiç böyle görmemiştik Alphan'ı. Şok içindeyim. Kuzu gibi senin yanındayken." Hayret içinde sanki apayrı biriymiş gibi izliyordu, yüz ifadesine gülmekle yetindim.
Alphan'ı önceden yakından tanımadığım için karşılaştıramıyordum. Defalarca kez gülüp espri yaptığına şahit olmuştum ama çoğu zaman ciddi dururdu, korkutucu olmasa da sert bir görünüşü vardı.
"Bence de. En son ondan beklerdik herhalde. Çok değişti." Onayladı onu Ekrem. "Ben de istiyorum ya." diye sitem etti Birkan. Yeni bir bira aldı masadan, telefonunun köşesiyle açınca gözlerim büyüdü. Hiç öğrenci gibi değillerdi gerçekten, maddi olarak zorluk çekmedikleri çok açıktı. Onlara nasıl uyum sağlayacağımı düşündüm. Sonuçta aynı evde yaşayacaktık ve masraflara ortak olmam gerekiyordu.
Kyk ve bölüm birincisi bursum dışında kazancım yoktu, bu da üç kuruş para demekti. Yurttayken bile zor yetiyordu dışarı çıkan biri olmama rağmen. Eğer akıllarına düşersem babaannem ve halam para gönderirdi, o da çok nadirdi. Babamdan asla isteyemezdim zaten. Onunla yaşamaya karar verirken bu kadar ciddi düşünmemiştim ama şimdi tüm vücudumu korku kaplamıştı.
"Şule çok konuşuyordu zaten, çekemem hiç. Yeliz'in de üç abisi var ya, düşündüm de o da olmaz. Fatoş ciddi düşündüğünden ayrılmıştık, acaba ona yazsam mı yine?"
"Birkan otur oturduğun yerde." Alphan sessizliğini bozarak konuşunca düşüncelerimden sıyrıldım. "Fatoş'a bulaşmıyorsun, diğerlerine de. O sarıyla ne bok yiyorsan yemeye devam et." Sertçe uyarmasın rağmen Birkan aldırış etmedi ona. Fatoş bizim sınıftaydı, Alphan'ın yanında gördüğüm kızlardan biriydi. Onunla birkaç kere dertleşmiştik, çok şirin bir kızdı. Sınıfta konuştuğum sayılı insanlardandı. Onunla konuştuğumda bile Alphan'a yakın biriyle iletişim kurduğum için deli gibi heyecanlandığımı anımsadım birdenbire.
Hayat gerçekten garipti doğrusu. Önceden ona yakın biriyle konuştum diye sevinirken, şimdi ona sırtımı yaslamış, temas etmeden duramaz hale gelmiştik.
"Kanka ya, onunla da olmuyor hiç. Of, dertlendim yine." dedi birayı kafasına dikerken, yeni açmasına rağmen şişeyi yarılamıştı neredeyse. Genel olarak hiçbir şeyi ciddiye almayan bir hali olduğu için -en azından birkaç saat içinde gözlemlerim bu yöndeydi- merakıma yenilerek sordum.
"Neden?"
"Bilmiyorum ya yenge. Baksana Alp'e, gözünün içine bakıyor resmen sabahtan beri. Ben de böyle pamuklara sarılarak sevilmek istiyorum ya." Hüzünlü bir ses tonuyla konuşunca, dedikleri karşısında üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Alphan'ın beni çok sevdiğini biliyordum ama bunu bir başkasından duymak farklı hissettirmişti.
"Sevecek kız çok da, hepsiyle cinsellik düşünüyorsun oğlum. Kızlar işin romantik tarafından baktığı için yürütemiyorsun." Ekrem tekli koltukta arkasına yaslanıp konuşunca, bana çok farklı gelen bu muhabbetleri dinleyip bir şeyler öğrenme ihtiyacıyla doldum. Yabancıydım ben bu tarz şeylere ve haliyle de merak ediyordum, önüme üniversitedeki ilişkiler altın tepsiyle sunulmuştu şu an. Yargılamadan, dikkatle dinledim.
"Hep seks hep seks olmuyor ya. Bıktım artık. Sıkıldım, Naz'a bitirmek istediğimi söyleyeceğim."
Alphan bunun üzerine gülünce, hareket eden göğüs kafesi yüzünden ben de sallandım. "Oğlum sen hayatta yapamazsın, o gider başkası gelir. Seni böyle kabul etmiş biri varken boşuna bindiğin dalı kesme."
Naz büyük ihtimalle o sarışın kızdı. Alphan'a dediklerinden dolayı kızdım. "Alphan, neden öyle diyorsun arkadaşına? Doğru bir karar veriyor bence."
"Güzelim, sen tanımıyorsun onu. O dayanamaz, ben biliyorum. Yoksa tabi ki de doğru bir karar." Dedi yumuşak bir sesle yanağımı okşarken. Arkadaşlarının yanında temasıyla dokunduğu yanaklarım biraz kızarmıştı ama bahçede bile beni öpüyorken, şu an utanmamam gerektiğini hatırlattım kendime.
"Offfff bak işte. Geri vitesin böylesi. Ben de böyle bir şey istiyorum, herkese aslan bana kedi kesilse keşke biri." İç çekince üzülmemi engelleyemedim.
Sevgilileri gördüğümde ben de üzülüyordum önceden. İster istemez empati kuruyordum onunla.
"Birkan inanıyorum ben sana, Alphan'a bakma. Umarım aradığını bulursun." dedim destekleyici bir şekilde.
"Eyvallah yenge. Seks demişken aklıma geldi. Sizde nasıl oluyor şimdi? Hiç zannetmiyorum Alphan'ın altta-"
Alphan ona yastık fırlatınca lafı yarıda kaldı. Ekrem kahkahalarla gülüyordu. Kıpkırmızı kesilmiştim, çok utandırcıydı. Benim bile düşünmeye korktuğum şeyleri dillendirmişti. Aynı evde yaşayacağımıza göre daha fazla temas edecektik birbirimize. Bu temaslar da beraberinde elbette ki seksi getirecekti. Hazır hissedeceğim günü bekliyordu. Bense ne hissettiğimden emin değildim.
Erkek erkeğe seks hakkında tek bildiğim şey birinin altta olması gerektiğiydi. Nasıl olduğunu düşünemiyordum, düşünmek kıpkırmızı ediyordu beni.
Birkan'ın dediği gibi Alphan altta olamazdı, zaten öpüşmeyi bile yönetemiyorken bu kadar büyük bir durumu kontrol etmeyi nasıl becerirdim bilmiyordum. Canımın acıyacağını biliyordum ama bu korkutmuyordu beni. Tek çekincem onu tatmin edip edemeyeceğimdi. Bundan ölesiye korkuyordum işte. Deneyimliydi ve benim gibi tecrübesiz biri nasıl ona yetebilirdi bilmiyordum.
O gün ileriye gitme konusundaki ısrarım da bu yüzdendi. Ona zevk verdiğimi görüp devam etmek istemiştim, beni sevdiği için karşılığını vermek ve sevgisini hak ettiğimi kendime ispatlamak içindi. Bunun ne kadar saçma bir düşünce olduğunu yeni yeni kavrıyordum.
Dediği gibi henüz hazır değildim ancak olacaktım. Onunla öpüşmeyi ne kadar utansam da çok seviyordum. Bana dokunması, inleyişi ve ayıp şeyler söylemesi bile hoşuma gidiyordu. Önceden aklımın hayalimin almayacağı şeyleri düşünebiliyordum artık, onunla zaman geçirdikçe daha önce yabancı olduğum duygulara alışmayı, hatta istek duymayı öğreniyordum. Belki yavaş yavaştı ancak benim için büyük bir gelişmeydi.
"Beyin hücrelerini sikeyim Birkan, kaç defa uyardım oğlum. Akılsız mısın?" Yerinden kalkacakken kolundan tutup oturttum onu. Tuttuğum yeri okşamayı da ihmal etmedim. "Sorun değil, otur lütfen."
"Bu yavşak böyle. Yüz bulunca astarını ister Ferdi. Alıştırma." Ekrem sırıtarak beni uyarınca koltuğa daha da sindim.
"Yine ne yaptım ya? Merak etmiş olamaz mıyım?" Birasını bitirdiğinde hafif çakırkeyif olduğunu anladım sesinden. Birkaç şişe içmiş olmalıydı.
"Etme amına koyayım etme." Alphan sinirle söylenince yine kollarının altına girmek istedim, o da kabul etti beni. Temasıyla sırtım ısınmıştı, ondan hiç uzaklaşmak istemiyordum. Omzumdan attığı sağ kolunu kendime çekip elini avcuma alıp oynamaya başladım.
"İçmiyorsun." Alphan Ekrem'e Birkan'ın yeni aldığı birayı işaret ederken, Ekrem onu durdurmak için kalktı ama Birkan onu engelledi.
"Derdim var tamam mı? Evdeyiz zaten, bırak içeyim."
"Oğlum ne derdi? Yarın gece yiyeceğin bokları bilmesem iç diyeceğim, kendi kendine gelin güvey oluyorsun." Ekrem'in bu sözleriyle Birkan umarsızca birayı açıp kafasına dikti.
"Kanka görüyor musun? Kardeş bildiklerim kalleş çıktı. İşte buna içilir." Birayı savrukça hava kaldırıp konuştu bana ithafen, birazı halıya döküldü.
Hitabıyla gülümsedim. Yeni arkadaşlar ediniyordum, hayatımda ilk defa güzel şeyler oluyordu. Dahası çok mutluydum. Yıllardır ilk kez umutsuz değildim yaşama karşı. Alphan sayesindeydi her şey. O olmasa ne yapardım bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leyla (boyxboy)
RomansaAlphan, fakültenin kantininde beğendiği kıza mesaj attığını zanneder ancak ona üç yıldır aşık olan Ferdi'ye yazdığından habersizdir.