elli

2.1K 117 15
                                    

Alphan'dan

"Ferdi, çık artık." Kapıyı sert bir şekilde yumrukladım.

"Git, lütfen git." dedi kısık bir sesle. Ağladığını sesinin titreyişinden anladım. Yumruk yaptığım elimi saçlarımdan geçirdim sinirle.

"Eğer gidersem iyi olacak mısın?" Sesimin tonunu yumuşatmaya çalışarak sorduğumda cevap gelmedi.

"Bebeğim?" diye yinelediğimde "Git." dediğini işittim sadece. Kapıya tekme geçirecekken onu ürkütmemek için bunu yapmadım.

Masanın üstündeki ceketi alıp hışımla odayı terk ettim. Burnumdan soluyordum, geldiğim yolu nasıl gittim bilmiyorum. Tellerden geçerken biri omzumu sıyırınca "Hay sikeyim seni de." Diye bağırdım.

Arabaya ulaştığımda tekerlekleğe hiddetle ayağımı geçirdim. O kadar hızlı vurmuştum ki ayağım acıdı. "Seni de sikeyim!" Bir oraya bir buraya volta atarken birkaç kişinin bağırışımla bana dönüp baktığını hissettim.

Arabaya bindiğimde hızımı alamayıp direksiyona geçirdim yumruğumu.

Onunla olmak çok zordu. Gerçekten çok zordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, bir ileri bir geri gidiyorduk sanki. Ne zaman bana güvenip kendine haksızlık etmediğini düşünsem yanıltıyordu beni. Ne düşündüğünü anlayamıyordum.

O kadar sinirliydim ki kendime. Öpüşmeye bile yeni alışmıştı, ona zaman vermem gerekirdi. Gözlerinden akan bir damla yaş için herkesi mahvedebilecekken, söz vermiş olmama rağmen benim yüzümden ağladığı için kendimi hiç affetmeyecektim. Bakışları aklımdan çıkmıyordu. O halini, cüretkar tavırlarını nasıl unutabilirdim? Beni öpmeye cesaret ettiği zaman amacım bu kadar ileri gitmek değildi, ama gerçekten ona o kadar büyük bir arzu duyuyordum ki dayanamamıştım.

Kendime hakim olmam gerekirdi, hazır olmadığı halde bu kadar açık konuşup onu zorlamamam gerekirdi. Cesaretinin ip cambazında olduğunu unutmamalıydım. Ama altımda o kadar güzel gözüküyordu ki, hele o inlemelerini duyunca kendimi tutmak bir yana dursun o sahne için canımı bile feda ederdim.

Gözlerine baktığımda sadece arzudan değil, kendini yetersiz hissettiğinden dolayı bu kadar ısrar edişini unutamıyordum. Bana karşılığını veremediğini, sevgimi hak etmediğini düşünüyordu hala. Anlamıştım çünkü o sözleri söyleyen o değildi.

Buna sebep olduğum için nefret ediyordum kendimden. Onun için her şey yeterince zorken, daha da zorlaştırmamalıydım. Ağladığında onu öpüp sakinleştirecek kişi olmalıydım, ağlatan değil.

En çok da onu bu hale getirdiği için o piç babasından, sevilmeyi bu kadar hak ettiği halde kendinden mahrum ettiği için terk edip giden annesinden nefret ettim. Onu savunmasız bıraktıkları için, hiçbir şeyi hak etmediğini düşündürdükleri için nefret ettim.

Bir enkaz bırakmışlardı arkalarında ve ben bunun ne denli büyük olduğunu daha yeni yeni idrak ediyordum. Nasıl onaracaktım onu? Sevilmeyi en çok onun hak ettiğini ona nasıl öğretebilirdim bilmiyordum. Benim gözümde mükemmel olduğunu, ona kusur diye gözüken her zerreyi bile sevdiğimi nasıl anlatabilirdim? Onu her şeyden çok seviyordum ama yetmiyordu.

Bu hayatta benim için bir tek o vardı savaşmaya değecek. Çaresini bulmak zorundaydım.

Akşama kadar defalarca aradım, tonla mesaj attım. Hiçbiri iletilmedi.

Oda arkadaşlarının bir tanesine zor bela ulaştığımda, yataktan hiç çıkmadığını söyledi. Her ne kadar gitmek istesem de her şeyi daha kötü hale getireceğimden korkuyordum.

Gece boyu uyuyamadım. Sabaha karşı dayanamayıp yurda gittim, bloğunun ardındaki tellerin ilerisine gidemedim. Kaçıncı paketini bitirdiğimi bile saymadım içtiğim sigaranın. Ne yapacağımı düşündüm, ona nasıl eksik hissettirmeyeceğimi, kendini sevmeyi nasıl öğretebileceğimi. Bir yol bulamadıkça deli oluyordum.

leyla (boyxboy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin