Saat 1'e gelirken, ikidebir esnediğim ve kollarında uyukladığım için Alphan'ın odasına geçmiştik. İnanılmaz uyku bastırmıştı, resmen ayakta uyuyordum. Birkan son şişeyi bitirdikten sonra sızmıştı zaten, Ekrem'le muhabbet etmiştik bir süre.
Birçok konudan konuşmuş, dertleşmiştik. Alphan içtiği biranın getirisi olarak tuvalete gittiğinde, Ekrem Alphan'ın beni gerçekten çok sevdiğini, onun için çok farklı olduğumu ve onu iyi anlamda etkilediğimi söylemişti. Üçüncü bir kişiden bunları duymak ne kadar sevgisini derinden hissedip, bilsem de yine de çok özel hissettiriyordu.
Fotoğrafıma bakarken yakalamadan önce anladığını da söylemişti. Ben olduğumu öğrendikten sonra sürekli beni izlediğini de öğrenmiştim. O zamanlar bakışlarını yakalıyordum tabi ama, irdeleyecek kadar cesur olmadığımdan bu denli farkında değildim.
Ne zaman Alphan'a sinirlensem onu dövebileceğini de şakayla karışık dile getirmişti taş çatlasa beş dakika sürecek konuşmamızda. Ekrem iyi biriydi, keza Birkan da öyleydi, Alphan'ın böyle sağlam arkadaşlıkları olduğunu görmek mutlu ediyordu beni.
En son Alphan'ın kollarında yarı uykulu bir şekilde yatıyordum. Yerim öyle rahattı ki, burada sonsuza kadar yatabilirdim.
Kulağıma eğilip "Yatağımıza gidelim." dediğini belli belirsiz işittim. Daha da sokuldum bedenine, uyumak istiyordum.
Saçlarımın üstünde gezen elini hissettim. "Kucağıma alayım mı seni güzelliğim?" dedi saçlarımı öperken. Ekrem'in odada olduğu bilinciyle gözlerimi hemen açtım, eğer beni kucağına alsaydı utancımdan bir daha bakamazdım çocuğun yüzüne. Kendimi zorladım kalkmak için, o da yardım etmek istercesine belimden tuttu odasına götürürken.
Beyaz ışık odayı aydınlattığında bundan sonra burada uyuyup uyanacağımız için içim içime sığmamaya başladı birdenbire. Her günü birlikte geçirecektik, hayal olamayacak kadar güzeldi. Ona sıkıca sarıldım, çok mayışık olduğum için dişlerimi bile fırçalamadan yatağa geçtik. Alphan üstümü değiştirmeme dair birkaç şey söylese de öyle uykum vardı ki kucağında kedi gibi kıvrılmak istiyordum.
Boyun girintisine yerleşip kokusunu solurken dalmış olacağım ki, "Üstünü değiştirmemi ister misin bebeğim?" diye sorduğunu hayal meyal işittim. Başımı salladığımda yumuşak yatağın soğukluğunu sırtımda hissettiğimi ve bacaklarımdan bir ürperme geçtiğini de güç bela hatırlıyordum.
Her ne kadar aksini söylesem de benimle ilgilenmesini çok seviyordum. Bebek gibi sevilmek dehşet güzel bir histi. Değerli hissediyordum, basitçe yapabileceğim şeyleri onun düşünüp yapması ve bu kadar üstüme titremesinin yarattığı duygular tasvir edilemezdi.
Ne olursa olsun hep orada olacakmış gibi, gün sonunda koynuna sokulup nefesleneceğim yegane yermişçesine güvende hissettiriyordu bana.
Sabah kolları arasında uyandım. Çoktan uyanmış, beni izliyordu. Öyle güzel bakıyordu ki, heyecandan titredim.
"Günaydın." dedim bakışlarının ağırlığı altında. Derin derin gözlerimin içine bakıp yanağımı okşadı. Yumuşak dokunuşuyla yeniden titredim.
"Günüm şimdi aydı."
"Ya Alphan..." dedim başımı boynuna gömerken. Adını söylemeyi çok seviyordum.
"Bebeğim." Saçlarımı öptü, başımı sokulduğum yerden kaldırıp gözlerine baktım. Beni gözlerine yansıyacak kadar sevdiği için minnettardım ona.
Minicik bir öpücük kondurdu dudaklarıma. Aklıma gelen şeyle ani bir hareketle kollarından kurtulup çıktım yataktan, yerdeki çantama eğildim. Şaşkın bakışlarını hissediyordum arkamda. "Ne oldu güzelim?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leyla (boyxboy)
RomanceAlphan, fakültenin kantininde beğendiği kıza mesaj attığını zanneder ancak ona üç yıldır aşık olan Ferdi'ye yazdığından habersizdir.