Alphan'dan
"Ya Alphan, 3 poşet kabartma tozu almışsın. Dört kişilik aile onunla bir yıl kek pasta yapar ya!" Sinirli sinirli konuşunca dudaklarımı ısırdım tatlığına.
"Eğer evde kek yaparsan ve kekin kabarmazsa diye üzülmeni istemedim işte. Üç beş tane katarsın içine. İyice kabarır hem." derken gülmemek için zor tutuyordum kendimi.
Kızgın suratıyla şu an o kadar tatlıydı ki, arabayı köşeye çekip sabahki anlarımızı tekrarlamamak için direndim.
Onu sinir etmek için markette ne bulduysam doldurmuştum arabaya. Bana sinir ola ola hepsini çıkartıp aldığım yerlere götürmesi çok hoşuma gitmişti. Sepeti ne zaman boşaltsa saçma sapan şeyleri doldurmaya devam ediyordum. Ama o gerçekten aldığımı düşünüyordu, çok tatlıydı.
O hali aklıma gelince dayanamayıp kahkaha attığımda koluma vurdu sinirle. Dokunuşu tüyden hafifti. "Sen benimle dalga geçiyordun değil mi?" dediğinde daha sesli bir şekilde güldüm. Kollarını birbirine dolayıp asık suratla yüzünü diğer tarafa çevirdiğinde hala gülmemi durduramıyordum. Kızgın durmaya çalışıyordu ama bu sadece daha tatlı olmasına sebep oluyordu.
Şu an bir civciv gibiydi. Ona sarı bir şeyler almayı not ettim zihnime. Onu sarı sarı evde gezerken hayal etmeye başlayınca hemen bu düşünceden kurtuldum. Bedenim hassastı, sabahın etkisi devam ediyordu.
Sabah gerçekten kendimi tutamamıştım, sonra pişman olmuştum. Eğer kendime gelmeseydim sonuna kadar gitmek isterdim ve bu kadarı bile Ferdi için çok fazlaydı. Bazen onun ne kadar hassas olduğunu unutuyordum. Bu beni mahvediyordu, çok erkendi, her şey onun için çok yeniydi ve kendime hakim olmalıydım.
Ferdi için her şey ilkti, bir erkekle öpüşmek de benim için öyleydi ama yabancı hissettirmiyordu. Sanki yıllardır aradığım şeyi bulduğumu hissediyordum.
"Tamam, tamam kızma. Dalga geçmedim. Şeker komasına sokacaksın beni." Dayanamayarak bana bakması için vitesteki elimle bacağına dokunduğumda titredi. Dokunduğum yeri okşadım. İstesem de kendini kötü hissetmesin diye ellerimi yukarı çıkarmadım.
"Kendimi affettirmek için ne yapabilirim?" dedim sesimi yumuşakça tutmaya çalışarak. Bakmamakta direndi, cevap vermedi. Verdiği tek tepki dokunuşumla titreyen bedeniydi. "Güzelim, tamam ya Allah kahretsin beni. Çok tatlıydın, ne yapayım?"
"Alphan o ne demek? Ya çabuk tövbe de, ağzından yel alsın! Tamam affediyorum ya, bir daha deme öyle." Tatlı tatlı konuşunca güzelliğine iç çektim. Kalbi çok güzeldi, ona dair her şey çok güzeldi ve benimdi. Beni sevmeseydi ne yapacağımı bilmiyordum.
Arabayı durduğumda, indim ve onun kapısını da açtım. Bunu ne zaman yapsam utanıyordu, hoşuna gidiyordu ve onu mutlu etmek için yaşadığımı hissediyordum. Onu mutlu etmek kolaydı ana ben onun için en iyisini istiyordum. Yıllarca ben yokken sevmişti. Şimdi ona karşılık veriyorken ondan ayrı olduğum tüm yılların eksikliğini tamamlamak istiyordum. Yapabileceğimiz ne varsa yapmalıydık, onu her şekilde mutlu etmeliydim.
Onunla lisedeyken tanışsaydım, babasının onu üzmesine izin vermezdim. Yanımdan hiç ayırmazdım, bir saniye olsun bırakmazdım.
Farklı bedenlerde aramazdım onu. Neyi aradığımı bilmiyordum ama o hayatıma girdiğinden beri beni iyileştiriyordu.
Bagajdan poşetleri aldım, tek elimle onları tutarken diğer elimi de tutması için ona uzattım. Gülümsediğinde bu gülüş için canımı verebileceğimi düşündüm. Onu hep böyle görmek istiyordum.
Minik elleri benim ona göre fazla büyük ellerimi tuttuğunda öptüm. Yine kızardı. Pembe yanaklarıyla çok güzeldi.
Dar sokaktan geçip eve vardık. Aynı evde yaşamak için erken olabilirdi ama o evime geldiğinden beri sadece bunu istiyordum. Birlikte uyumayı tattığım için onun sıcaklığı olmadan, kollarımda kedi gibi kıvrılışını görmeden nasıl uyuyabileceğimi bilmiyordum. Onunla aynı yatakta uyuyup her sabah gözlerimi onunla açmanın büyük bir lütuf olacağını düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leyla (boyxboy)
RomanceAlphan, fakültenin kantininde beğendiği kıza mesaj attığını zanneder ancak ona üç yıldır aşık olan Ferdi'ye yazdığından habersizdir.