bir

82 8 0
                                    

2022

"Oğuz'um hadi ya. Hep maçtan sonra gidiyoruz zaten."

Gamzelerimi belli edecek şekilde güldüğümde karşımdaki çocuğa ve onun arkasındaki gruba baktım.

"Sezgin bu sefer olmaz. Zaten notlarımdan dolayı annemden zor izin aldım bu maç için bile."

Oflasa bile yine de omzuma vuran canım arkadaşım parmağını uyarırcasına salladı.

"Bir dahakine kaçmak yok."
"Tamam tamam. Söz veriyorum."

Sezgin güldüğünde beraberindeki grup da gülerek vedalaştık o an.

Eh onlar bir şeyler yemeye giderken ben de paşa paşa ana evi candır diyerek evime doğru yol aldım.

Sezgin ile 10 yaşında tanışmıştım. O zamandan beri de can dostum olmuştu. Hayatımda gördüğüm en yakışıklı ikinci insandı hatta.

İlki kim diyecek olursanız, boşverin. Son yıllarda pek de anmadığım ve haberini alamadığım birisiydi.

Geçmişe dair düşüncelerim zihnimi sararken çoktan eve geldiğimi görünce derin bir nefes aldım.

Çocukluğumun geçmiş olduğu ev, mahalle ve şehir.

Dışarda ne yaşamış olursam olayım eve her zaman yüzümde büyük bir gülümsemeyle gelirdim.

Eeee evin büyük çocuğu olarak bazı sorumluluklarım var herhalde.

Büyük çocuk demişken bir de evde ufaklık var size bahsetmediğim.

Defne. Küçük kız kardeşim. 7 yaşında ve birinci sınıfa gitmenin vermiş olduğu heyecan ve okumayı öğrenmiş olmanın bilmişliği ile etrafındaki her şeyi okuyor.

Aşırı yaramaz ve şımarık birisi olduğunu da söylemek istiyorum. Ve şiddet yanlısı. Sadece bana karşı olsa da bunu sonsuza kadar savunacağım.

Yine de dünyalar tatlısı ve onu çok seviyorum. Onun da beni sevdiğini düşündüğüm için de pek bir sıkıntı olmuyor.

Kapının nihayet açılmasıyla annemi görünce yüzümdeki gülümseme daha da arttı.

"Söz verdiğim gibi yemeğe yetiştim öyle değil mi?"

"Tam zamanında."

Bana sarılmak için yaklaştığında hafiften geriye çekildim.
"Terliyim . Önce duş almam lazım."
"Sen daha ufacık bebekken bezlerini değiştirdiğimi unuttun herhalde."

Dediği şeye güldüğümde bana sarılmasına izin verdim. Eskiden annemden kısayken benden uzun olduğu için ona sarılmak hep daha çok hoşuma giderdi. Şimdi ise tam tersi oluyordu. Yanlış anlamayın ona sarılmayı hala çok seviyorum ama artık ondan uzun olduğum ve o da benden kısa olduğu için bence o daha çok seviyor sarılmayı.

"Hayır baba bu parçanın yeri burası değil. Görmüyor musun? Bu buraya uymuyor bile."

Salona geçtiğimde Defne ve babamın yapboz yapmaya çalıştıklarını gördüm.

"Ooo Ahmet Bey demek prensesle oynama sırası bugün sizde."

Babam sesimi duyar duymaz mutlu olmuştu anlaşılan.

Elbette bu kadar mutlu olma sebebi beni gördüğü için değildi. Defne'nin yeni oyun arkadaşı olarak beni görüyordu da ondan.

Babam çocuklarıyla oyun oynamayı severdi. Ama iş böyle yapboz, satranç gibi oyunlara gelince asla sevmezdi oynamayı.

"Defne bence oyuna abin devam etsin. Hem ben pek oynayamıyorum. Şuna bak resmen mahvettim."

Dediği şey sanki dünyanın en kötü cümlesiymiş gibi Defne benimkilerle aynı ton olan gözlerini kısarak babama baktı.

iki dünya | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin