"Acele etmezsen Barış ölecek."
Beynimde yankılanan ses ve beliren kadının görüntüsü deli gibi nefes almama sebep olurken ben daha bir şey diyemeden görüntü kayboldu.
Gözlerimin önünde Sezgin'in endişeli gözlerini gördüğümde yutkundum.
"Oğuz'um bir şeyler söyle."
Ağlamaklı çıkan ses tonu beni titrettiğinde omzunu sıktım.
"Ben iyiyim."
Tekrardan mavilerimi onunla buluşturdum.
"O kadın." dedim usulca.Sezgin meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Acele etmezsem Barış'ın öleceğini söyledi."
Sezgin'in büyüyen gözleri şaşkınlığını belli ederken ben daha fazla bir şey diyemedim.
Ne yapmam gerekiyordu?
Barış'ın ölmesini istemiyordum. Bunun için kadına ihtiyacım vardı ama kadının nerede olduğunu bile bilmiyordum ki.
Ellerim titremeye başladığında gözlerimi kapattım. Sezgin beni yavaşça yerden kaldırdı.
"Siktiğimin büyücüsü nerede onu bile bilmiyorum."
"Bulacağız." dedi Sezgin kendisinden oldukça emin bir halde.
"O kadını bulacağız ve Barış da ölmeyecek. Duydun mu beni? Barış ölmeyecek."Kafamı yavaşça salladım. Sezgin'e inanmak istedim. Çünkü tek umudum buydu.
Her geçen gün Barış ölüme yaklaşırken bir de ben onunla kavga etmiştim.
Aklıma o anlar gelince sessizce küfür ettim.
"Benim Barış'ın yanına gitmem gerekiyor."
Sezgin yarım bir şekilde sırıttı.
"Bence de artık gitmen gerekiyor."
Yol boyunca Sezgin yapmam gerekenleri anlattı. Plan basitti. Akşam sahile gidecektik. Ufak bir piknik yaptıktan sonra birlikte vakit geçirecektik.
Ve ondan özür dileyecektim.
Kalan zamanlarımızı küs geçirmek istemiyordum.
Eve vardığımda anneme yalan söyleyerek Sezgin ile piknik yapacağımızı söyledim.
Yiyecek bir şeyleri piknik çantasına yerleştirdikten sonra odama gidip hazırlandım. Üzerime rahat bir şeyler giydikten ve saçıma da şekil verdikten sonra odamdan çıkarak aşağıya indim. Hazırlamış olduğum piknik çantasını aldığımda annemlere son kez bakıp seslendim.
"Kaçtım ben."
"Selam söyle Sezgin'ime." diyen annemi başımla onaylayıp evden çıktım.
Hava hala aydınlıktı. Bugün ılık bir rüzgar esiyordu ve belki de bu mevsime dair en sevdiğim şeylerden birisiydi ılık esen rüzgar.
Yol boyunca Barış'a söyleyeceklerim hakkında düşündüm. Açık olacaktım. İçimden ne geçiyorsa onu söyleyecektim.
Aslında söyleyeceklerim için alıştırma yapmama gerek yoktu. Ama eğer bunu düşünmezsem aklıma başka şeyler dolardı ve bir süre bunu düşünmek istemiyordum.
Kısa bir sürede olsa istemiyordum.
Nihayet apartmana vardığımda hızlı adımlarla içeri girdim ve daire kapısının önünde durdum. Son kez saçıma şekil verdiğimde derin bir nefes aldım.
Kendimi hazır hissettiğimde zile bastım. Kapı açılana kadar da 10'a kadar saydım.
Defalarca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iki dünya | bxb
FantasiUykuya hazırlanıp yastığa başımı koyduğumda o an içimde yıllar önceki hisler tekrardan ortaya çıktı. "Lütfen Barış gerçek olsun. Lütfen." -Konusu W Two Worlds dizisinden esinlenilmiştir.- ||Homofobik olmayan bir dünyada geçmektedir||