üç

46 8 0
                                    

İyi okumalar <3

Sorduğum soruyla ortamda bir sessizlik oluştu.
"İsmimi nereden biliyorsun?" dedi sessizliği bozarcasına.

"Barış dediğin şu şey mi?" Kafamı yana çevirip merakla bana bakan Sezgin'e anında cevap verdim.
"Evet Sezgin o."

Sezgin gözlerini iyice açtı, destek almak istercesine sandalyeye oturdu ve sesli bir şekilde nefes aldı.

Ben de nefesimi sesli bir şekilde dışarı verip saçlarımı karıştırdım. Nefes almak çok zor geliyordu şu an.

"Bu imkansız Oğuz."

"Birisi bana neler olduğunu anlatabilir mi? İsmimi nereden biliyorsun?" diyen çocuğa çevirdim zorlukla bakışlarımı. Ona bakmak garip hissettiriyordu.

"Sana dair her şeyi biliyorum." dedim elimdeki çizgi romanı ona uzatarak.
"Ne kadar da iyi birisin. Az önce beni neredeyse dövecektin şu çizgi romanlar için."

Eline aldığı çizgi romana baktığında başta ifadesiz olan yüzü her sayfada sert bir ifadeyle karışık şaşırıyordu.

"Bunlar ne böyle? Neden her yaşadığım burada?"

"O sadece bir kısmı. Hepsi burada." dedim kitaplığımda ona ayrılmış bölümü göstererek.

"En son kamp yapıyordun değil mi?" diye sordum ona.

Hala şaka gibi geliyordu.

Sorduğum soruyla bir süre yüzüme anlamsızca baktı. Daha sonra hatırlamış gibi yapıp parmağını salladı.

"En son kamptaydım ben. Bir ses duymuştuk sonra da sesten ötürü bayıldım sanırım."

"9 yıldır baygın yatıyor olamazsın." dedim usulca.

"Bakın ben hiçbir şey anlamıyorum. Neden tüm hayatım bu çizgi romanlarda var ve evinizde leblebi var mı cidden uzun zaman oldu yemeyeli."

Barış ve leblebi aşkı.

"Sezgin mutfakta yerini biliyorsun."

Sezgin lafımı ikiletmeden odadan çıkıp leblebi getirmek için mutfağa gitti.

"Gerçekten osun."

Kahverengileri ile anlamsızca bakışlarını sürdürüyordu bana karşı.

Neden ve nasıl buradaydı?

Acaba bizimle kafa bulan birisi mi vardı?

Sezgin odaya geri girdiğinde içinde leblebi bulunan kaseyi Barış'a uzattı. Barış mutlulukla aldığı kaseden bir bir leblebileri yemeye başladı.

"Evet sizi dinliyorum." dedi sonrasında da. Şu an ki sakinliğinin sebebi belki de bizim onunla dalga geçtiğimizi düşünmesiydi. Kim olsa öyle düşünürdü zaten. Kim bilir belki de bu oyunu ona uzun zaman önce hazırladığımızı düşünüyordu.

Ben bile hala inanmakta zorluk çekiyordum. Böyle düşünmesi gayet normaldi o yüzden.

Derin bir nefes alarak odanın içinde yürümeye başladım.

"8. yaş doğum günümde dedem hediye olarak bu çizgi roman serisinin ilk birkaç sayısını almıştı. Elime aldığım ilk günden beri tüm heyecanımla okudum. Her çıkan sayısını aldım. Yeni çıkacak sayıları merakla bekledim."

Bir süre durup tepkisine bakmak için onda gezdirdim gözlerimi. Sadece dinliyordu.

"Sonra bir gün yine çizgi roman okuduğum esnada annem yanıma gelip çizgi romanın yazarının ani bir kalp krizi sonucu öldüğünü söyledi. Bu da demek oluyordu ki artık yeni sayı çıkmayacaktı.

iki dünya | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin