on yedi

16 5 3
                                    

:)

Yanlış yapıyorsun Oğuz. Onu serbest bırak. Yanıma gel ve onu serbest bırak.

Gördüğüm şeyin vermiş olduğu titremeyle gözlerimi açtım. Çok dile getirmediğim ancak son zamanlarda daha da artan rüyalarımdan birisiydi.

Bir kadındı gördüğüm. Arkası dönük bana hep aynı şeyi söylüyordu.

Yanlış yapıyorsun Oğuz.

Ve sanırım Barış'tan bahsediyordu. Sanki nasıl gideceğini biliyordum da yine de izin vermiyormuşum gibi konuşuyordu.

Beyaz tişörtümü çekiştirip saçlarımı karıştırdım yataktan kalkmadan önce. Bir haftadır yalnızdım odada. Barış yoktu ve başta farkına varmasam da onunla aynı odada uyanmaya alışmıştım.

O gittikten sonra da zaten her gece aynı rüyayı görüyordum.

Bunu Barış'a anlatmamıştım. Sezgin'e ise bir gün -o da Barış'ı daireye yerleştirdiğimiz gündü- anlatmıştım.

Yavaş adımlarla odamın içindeki banyoya geçip işlerimi hallettim. Nedense uykumu alamamıştım. Tuvaletimi yaparken bile uyuklayabilirdim şu an.

Ellerimi yıkamak için suyu açtım. Sonrasında yüzümü yıkamak için avuçlarıma doldurduğum suyu yüzüme çarptım.

Kafamı kaldırıp aynaya baktığımda yansımamın hemen arkasındaki yansıma tabiri caizse ödümü başka yerime götürmüştü.

İrkilerek geri çekildim ve arkama baktım.

Ama hiçbir şey yoktu.

Yansımada gördüğüm kadın silüetinin sahibi yoktu.

Gözlerimi kapatıp hızlı hızlı nefes aldığımda sakinleşmek için bir süre bekledim.

Rüyalardan korkmazdım ve açıkçası görmüş olduğum rüyaların da bir anlamı olduğunu asla düşünmezdim.

Ama şu son zamanlarda görmüş olduğum rüyalar hem beni korkutuyordu hem de bir sebep düşünmeme neden oluyordu.

Banyodaki diğer işlerimi de hallettikten sonra giyinip aşağıya indim.

Kahvaltı masasına geçtiğimde Defne yine annem fark etmeden önündeki peynirleri benim tabağıma bıraktı.

Gülümsememe sebep olan davranışından sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etti kahvaltısına.

Kahvaltı boyunca da hiçbir şey olmamış gibi konuştum ailemle. Günlük yaptığımız şeylerdi.

Bugün haftasonu olduğu için de Barış'ı görmeye gidecektim. Aslında her gün okuldan sonra bile gidiyordum onu görmeye ama bugün biraz daha fazla birlikte olacak olmamız beni heyecanlandırıyordu.

Kahvaltıdan sonra odama çıkıp alacaklarımı aldım. Barış'ın istediği bazı şeyler vardı. Temiz iç çamaşırı, diş fırçası -şu an kullandığının rengi artık hoşuna gitmiyormuş- ve birkaç kıyafet.

Çantama doldurduklarımdan sonra gözüm yatağımın hemen yanındaki komodinin üzerindeki saate gitti.

Barış'ı bulduğum yerdeki saatti bu.

Açıkçası bunu Barış'a geri götürmemiştim. Bir çeşit büyülü eşya olduğu için.

Saati elime alıp arkasındaki yazıyı bir kez daha okuduktan sonra onu yerine bıraktım ve odadan çıktım.

Annemlere seslenip evden çıktıktan sonra Barış'ın yanına gidene kadar düşünmemek için müzik dinlemeye başladım.

Yol bittiğinde apartmandan içeri girdim. Şu an Barış dışında bir tane daha birisi kalıyordu o kadar. Açıkçası diğer ev sahipleri kirayı oldukça yüksek tuttukları için kimse burada yaşamak istemiyordu.

iki dünya | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin