on dört

16 5 0
                                    

2. çayımı içerken hala Arif Güneş'i bekliyordum. Normalde çay insanı değildim. Hatta toplasanız 2-3 günde toplam 2 bardak çay bile içmem.

Ama gelin görün ki vakit geçmek bilmeyince çay da olsa içiyor insan.  İnce belli bardağı üslubuna göre kavrayıp dudaklarıma götürdüğüm esnada karşımda beliren insanla çay boğazımı yaktı.

"Sen Oğuz olmalısın." dedi yanıma yaklaşan beden. Bardağı geri masaya bırakırken kafamı salladım.

"Siz de Arif Güneş olmalısınız." diye mırıldandım.

Adam gözlüklerini düzeltip etrafına bir bakış attı. Kafasına takmış olduğu şapkayla biraz daha yüzünü kapatıp karşıma oturdu.

Bu yaptığı harekete yarım bir şekilde sırıttım. Birisinin bizi izleyip izlemediğinden emin oluyordu.

"9 yıldır nasıl yaşıyorsunuz?" Ellerimi masanın üzerine koydum açıklama beklerken.
"Yeni bir isminiz  falan mı var? Nerede konaklıyorsunuz?"

Kafamı iki yana salladım sonrasında.

"Ya da hepsini boşverin. Barış nasıl buraya geldi?"

Son cümlemi ona yaklaşıp sessizce söylemiştim birisinin duyma ihtimaline karşı.

Karşımdaki beyaz saçlı adam düşünürmüş gibi yüzümü inceledi.

"Barış'ın da gelmesini isterdim." dedi soruma cevap vermeyip kendince söylenirken.
"Onu görmek istiyordum."

Dudaklarımı birbirine bastırıp sakin bir şekilde bakmaya çalıştım ona.

"Her şeyi anlatacağınızı düşünmüştüm."

Kafasını usulca salladı.

"Anlatacağım zaten."

"Sizi dinliyorum."

Derin bir nefes aldı arkasına yaslanmadan önce. Son bir kez daha çevresine bakıp tekrardan bakışlarını bana çevirdi.

"Hayatım boyunca istediğim şeyler kısıtlıydı. Fakir bir aileden geliyorduk. Senin yaşındayken daha tek tük babam durumumuzu düzeltmişti. O zamana kadar isteklerim belli başlı şeylerden oluşuyordu. Fazlası olmuyordu. Fazladan bir kıyafet, oyuncak, çikolata..."

Ellerini yukarı kaldırdığında mimiklerine odaklıydım sadece.

"Fazladan bir şey isteyemezdim. Durumumuz buna el vermiyordu. Ama yine de ona rağmen iyi bir ailede büyüdüm. Sevgi gördüm."

Sonra gözlerini bir noktaya odakladı.

"Sonra Aysel'le tanıştım. Lisede tanışmıştık. Hani şu zengin kız fakir oğlan hikayeleri var ya. Aynı onunki gibiydi bizimki. Babası zengin ve güçlü bir adamdı. Aysel bende olmayıp istediği her şeye sahipti. Sahip olmadığı tek şey vardı. O da sevgi. Sevgi görmemişti ailesinden. Benimle birlikte tattı o duyguyu."

Daha sonra yüzüme baktı odaklandığı yerden ayrılıp.

"Sakın onunla parası için olduğumu düşünme. Onu gerçekten çok sevdim. Hala seviyorum. Güzel zamanlarımız oldu. Bir şekilde okuyup meslek sahibi oldum. Aynı zamanda hobi olarak bir şeyler de yazıyordum. Tabi o zamanlar yazdığım şeyler büyük değildi. Daha çok gazetelerde, dergilerde yayımlanan küçük yazılardı. Ya da hikayeler."

Ciğerlerine aldığı hava ile göğsü şişti.

"Dediğim gibi sadece hobi olarak yaptığım bir şeydi. Asıl amacım para kazanmak değildi. Zamanla mesleğimden kazandığım parayı da biriktirmeye başlayınca Aysel ile evlendik. Babası başta istemese de sonradan o da bu durumu benimsedi. Evliliğimizin ikinci yılında da Aysel hamile kaldı."

iki dünya | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin