iyi okumalar <3
"Çabuk ye şunu da gidelim artık. Geç kalıyoruz."
Sezgin elindeki patatesli poğaça ile uğraşıyordu yarım saattir. Tamam biraz abartmış olabilirim ama ben bitireli dakikalar oluyordu ve ne olurdu sanki Sezgin de benim kadar hızlı bir insan olsaydı?
"Bitirdim."
Ağzındaki lokmadan dolayı yanakları şişmişti ve çok tatlı duruyordu. Yanaklarını avuçlarım arasına alıp sıktığımda acıyla inledi."Gidelim artık." dedim bir kez daha.
İkimiz de bisikletlerimize bindiğimizde okula doğru ilerlemeye başladık. Sezgin'in hafiften uzamaya başlamış olduğu siyah dalgalı saçları rüzgarda sallanıyordu ve çok çekici duruyordu bu haliyle. Zaten okulun favorilerindendi. Bunda elbette görünüşünün de payı vardı.
Düşüncelerim zihnimde dans ederken Sezgin'in bir anda durmasıyla ben de afalladım. Bisikletini yere bırakıp dikkatini çeken yere doğru adımlarını yönlendirdi. Ona ayak uydurup ben de bisikletimi kenara bıraktığımda peşinden yürümeye başladım.
"Sezgin ne oldu?"
"Sanırım yanlış gördüm."
"Neyi?"Sorduğum soruya herhangi bir şey demeden parmağını dudaklarına götürdü susmam için.
"Belki de doğru gördüm."
Gözlerimi baktığı yere doğru çevirdim. Gördüğü şeye doğru yürüdüğünde çalılıkların hemen yanında beliren bedenle gözlerim korkuyla açıldı.
"Bu da ne böyle?"
"Ne değil. Kim? Ayrıca kim okul saatinde okula yakın bir yerde çalı dibinde uyur ki?"
Ayağıyla yerde yatan çocuğu hafifçe dürttüğünde kolundan tuttum Sezgin'i.
"Dokunma. Belki de ölüdür."
"Saçmalama Oğuz. Nefes alıyor bak."Pekala gerçekten de alıyordu. Sezgin'i kenara çekip yere eğildim ve çocuğun nefes alışlarını kontrol ettim. Bir sorun var gibi durmuyordu. Bu da demek oluyordu ki gerçekten de burada uyuyor muydu yani?
"Belki de evden kaçmıştır."
Sezgin'in söylediklerini pek de duymuyordum o an. Dikkatim sadece yerde uyur pozisyonda yatan çocuktaydı.
Kahverengi hafif dalgalı saçları benimkine oranla esmer yüzünü azıcık kapatıyordu. Yavaşça saçlarını kenara doğru çektim.
"Bir de gözlükleri ile mi uyumuş? Yarabbim daha neler görücez bugün? Oğuz sana diyorum bak en iyisi polisi çağırmak.""Sus Sezgin."
Yabancı gelmiyordu hiç. İçimdeki his onu bir yerden çok iyi tanıdığımı söylüyordu. Uzun zaman sonra içimde beliren bu his beni geriyor olsa da anlamadığım bir huzur da barındırıyordu.
"Bence onu eve götürelim."
Sezgin iki elini havaya kaldırarak önce kocaman bir "Ne" sesi çıkardı dudaklarından sonra sesini kısarak konuşmaya devam etti.
"Neyden bahsettiğinin farkında mısın? Tanımadığımız birisini neden eve götürelim? Keçilerimi kaçırmama şu kadarcık kaldı yemin ediyorum."
Haklıydı ama bu çocuğu burada bırakmak istemiyordum. İçimden bir ses bırakma diyordu.
"Bir şey olmaz. Hem ayrıca burada uyuması doğru değil." dedim hala yerdeki çocuğa bakarken.
Sezgin sesli bir şekilde nefes aldığında bu sefer ona doğru döndüm.
"Burada uyuması doğru değil ama onu eve götürmemiz doğru mu?"Haklı olabilirdi ama dediğim gibi bırakmak istemiyordum onu burada. Bu yüzden Sezgin'e karşı çıktım bir kez daha.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iki dünya | bxb
FantasyUykuya hazırlanıp yastığa başımı koyduğumda o an içimde yıllar önceki hisler tekrardan ortaya çıktı. "Lütfen Barış gerçek olsun. Lütfen." -Konusu W Two Worlds dizisinden esinlenilmiştir.- ||Homofobik olmayan bir dünyada geçmektedir||