on sekiz

17 3 1
                                    

Yatakta oturmuş sevdiğim çocuğu beklerken telefonumdan oyun oynuyordum. Barış daha banyodaydı. Birlikte girmeyi teklif etse de orada uslu durmayacağımızı ikimiz de biliyorduk.

"Yine öldüm." diyip bir küfür çıktı ağzımdan. Oyuna sinirlendiğim için de sildim ve telefonu kenara bıraktım. Sürekli kaybediyordum.

"İyi misin güzelim?"

Barış bakış açıma ıslak saçlarıyla girdiğinde gözlerimi onda gezdirdim. Üzerini giymesine rağmen sanki vücudu çıplakmış gibi algıladı beynim.

Kafamı usulca salladım.

"Sorun yok. Sadece oyunu kazanamadım."

Aklı karışmış bir şekilde yanıma oturduğunda saçlarına bir öpücük bıraktım.

"Birazdan gitmem gerekecek." dedim istemeyerek. Onayladığına dair sesler çıkardı fazla bir şey söylemedi.

Bir süre sessizce oturup nefes alışlarımızı dinledik birbirimizin. Ortamdaki sessizlik kalp atışlarımızın net bir şekilde duyulmasını sağlıyordu.

Ya da bana öyle gelmişti bilmiyorum.

Gitmek için ayaklandığımda Barış da kalktı. Gözlerine bakarak ellerini tuttum.

Gözleri yumuşarken dudaklarıma odaklandı. Fazla beklemeyerek aramızı kapattığında ben de masumca karşılık verdim öpücüğüne.

Ondan ayrıldığımda gözlerine uzunca baktım. Birkaç saniyenin ardından gördüğüm şey beni şaşırtmıştı daha doğrusu korkutmuştu.

"Barış burnun kanıyor!"

Sessizce küfür ettiğinde elinin tersiyle burnunu sildi.

Onu banyoya götürdüm. Sonrasında mutfağa gidip peçete aldığımda tekrardan yanına vardım.

"İyi misin?" diye sordum sırtını sıvazlarken.
"Evet bir sorun yok."

Durduğunu düşündüğümüzde kısa süre sonra devam eden kanama bu sefer daha fazlaydı.

"Dik dur." dedim ona.

Dediğimi yaptıktan sonra başını biraz öne eğdirip baş ve işaret parmağımla biraz baskı uyguladım.

Şu an ne kadar sakin kalmaya çalışsam da aslında gergindim. Durduk yere burnunun kanaması beni korkutmuştu.

Kanama durana kadar o şekilde bekledik ikimiz de. Durduğuna emin olduktan sonra da yavaşça parmaklarımı çektim ve burnuna baktım bir şey görebilecekmişim gibi.

"Şu anlık bir sorun yok gibi duruyor." dedim.

Eliyle beni onayladığında kalan kanları suyla temizledik. İçeri geçtiğimizde onu yatağa yatırdım.

"Oğuz endişelenme. Bir şey yok."

Ellerimi belime koymuş ona bakarken söylediği şeyle kendime geldim.

"Burnunu kanatacak bir şey yaptın mı?" diye sordum.
"Hayır."

Derin bir nefes aldım.
"O zaman neden kanadı?"

O da benim gibi nefes aldıktan sonra yüzüme baktı.
"Öylesine olmuş olabilir. Son zamanlarda zor şeyler öğrendim ve yansıtmamaya çalışsam da bu durum beni etkiliyor. Bundan dolayı da olmuş olabilir."

Haklıydı. Stresten olmuş olabilirdi.

Değil mi?

"Seni yalnız bırakmak istemiyorum." dedim yanına otururken.
Ellerimi avuçları arasına aldı ve öpücük kondurdu.
"Gerçekten iyiyim. Ayrıca annenlere ne diyeceksin? Bir sorun olursa haber veririm sana."

iki dünya | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin