Genç adam heyecandan terliyen avuç içlerini pantolunun üzerine silerken, neredeyse mutluluktan ağlamak üzereydi.
Babası Temel ve Yaren'in dayısı Ahmet yemekten sonra aralarındaki sohbeti öyle bir koyulaştırmıştı ki, Temel bey bu pozitif havayı fırsat bilip bir anda Yaren'i Allah'ın emri peygamberin kavliyle isteyivermişti.Salonda bulunan herkes kısa bir şaşkınlık geçirmiş olsa da sonrasında Temel bey,
__Hayırlı işleri fazla bekletmeye gelmez değil mi dünür?
Diye sorduğunda, Ahmet karşında gülümseyerek kendisinden onay bekleyen adama bakıp çok geçmeden başını sallayarak onayını vermesiyle bir anda kız isteme gerçekleşivermişti.
O anlarda Yaren Hamza'ya öldürücü bakışlar atmayı ihmal etmemiş, fakat büyüklerinin konuşmasının arasına girip itiraz etmeyi de doğru bulamadığından sessiz kalmayı tercih etmişti.
Fırsat bu fırsat diye düşünen Hamza ise zaten hazırlıklı geldiği için ceketinin iç cebimdeki yüzükleri de telaşla çıkarıp babasına uzatmış,
__Baba iznin olursa Ahmet dayı bu akşam yüzüklerimizi de taksa...Temel elleri titreyerek kendisine bordo renkli kadife kaplamalı kutuyu uzatan oğluna, bunu hangi ara hazırladın der gibi bakarken ricasını kabul ettiğini belli ederek kutuyu elinden keyifle almış, sonra yine biraz mahçup bir tavır ile karşısında duran Ahmet'e dönerek,
__Ahmet'çim senin damat tedarikli çıktı, söz yüzüklerini bile hazır etmiş... Bu akşam senin takman içinde rica da bulunuyor... Ne dersin olur mu?
Ahmet oturduğu koltukta doğrulurken yüzünde sert bir ifade belirmişti. Tek kaşını kaldırıp bir süre kırlaşan bıyıklarıyla oynarken ortam bir anda sessizleşmiş, Hamza'nın bu kadar aceleci olduğu için işleri batırdığı düşüncesiyle canı sıkılmış, özür dilemek için tam konuşacakken, ondan önce davranan Ahmet boğazını temizleyip konuşmaya başlamıştı.
__Bana bak damat!... Beş dakika sonrada Hoca efendi kapıda
hazır, gelmişken nikahımızı da
kıydıralım mı? Diye sorarsan fena bozuşuruz haa haberin olsun...Genç adam Ahmet'in sözleriyle oturduğu yerden kalkmış, suçlu bir çocuk gibi, derdini anlatmaya koyulmuştu hemen.
__Şey ne olur kusuruma bakma Dayı... Çok heyecanlıyım... Çokta mutluyum... Valla bana kalsa o dediğini de yapacak potansiyele sahibim aslında...
Ahmet delikanlının bu dürüst tavrından ister istemez etkilenmişti. Zaten gösterdiği tepki de öylesine laf olsun diyeydi. Yoksa Hamza'yı da babasını da pek sevmişti. Genç adamın başı önde sessizce durup boynunu bükmüş haline daha fazla dayanamayan Ahmet,
__Temel abi takalım bari yüzüklerini de, bu genç adamın mutluluğu bu gece tamamlanmış olsun..
Hamza için bu gün gerçekten de hayatındaki en mutlu gün olmalıydı. Piyango yetmemiş, üstüne sayısal loto kuponu da altılıyı tutturmuş gibiydi.
Daha ne olsundu. Kim tutabilirdi ki bizim deli Hamza'yı. Hazır ayaktayken bir anda dilinden kopan içten bir nida ile başladı horon tepeye.
__Allah be... Çok şükür... çok şükür...Bir deli yetmez gibi Fatih'te yerinden fırlamış Hamza'nın koluna girip, sadece ikisinin duyduğu kemençe sesine çoşkuyla eşlik etmeye
başlamıştı bile.Yaren iri ela gözlerini kocaman açmış salonlarının ortasında, zıplayan iki adamın ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
Bade ise çoktan kahkahalara boğulmuş, bir yandanda yanında donup kalmış olan kuzenine takılmadan duramıyordu.
__Ablacım hala vazgeçmek için vaktin var... Deli bunlar valla...
Yaren kıkırdayıp duran kuzenini kaile almadığını göstermek istercesine omuzlarını silkip, Hamza'nın yanına doğru hareketlenmişti hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAREN
FantasyTek başına odandasın mesela, yatağında yayılmış yatıyorsun. Birden zihnine abuk, sabuk bir sürü fikir sürükleniyor. Hepsini kendin akıl ettin sanıyorsun öyle mi? Üzgünüm dostum sana kötü bir haberim var. Sen sadece zannediyorsun, bu hayatta hiç bi...