Yaren odadan hızla çıkan Mete'nin arkasından içine düştüğü duygu karmaşasından güçlükle sıyrılıp hemen kapıya doğru ilerlemiş, kapıyı kilitleyip arkasına yaslanırken yaptığı bu hareketin anlamsızlığını da tam da o anda fark edivermişti. Ne yapıyordu böyle? derken çok geçmeden korktuğu başına gelmiş, hayli kalabalık bir grup halinde gölgelerde hiç vakit kaybetmeden etrafını sarıvermişti.
_ Ne o ? Ne bu haller? Kapı kilitlemeler falan... Etkilendin ondan değil mi? kapatmaya çalıştığın arkasına yaslandığın bu kapı falan değil... Kalbin!!!...
_ Ama bu çabaların beyhude... O çoktan kalbine sızdı bile... Sende bunun gayet farkındasın...
o koca burunlu Hamza'ya karşı hiç böyle hissetmedin... Bu heyecan bu tutku senin aradığın tam da böyle duygular...
Yaren tutku kelimesini duyduğunda aptal gibi bir süredir dinlediği gölgesine kendini tutamayarak ilk kez cevap verme gafletinde bulundu.
_ Hiç bile... ne ondan ne de onun bana hissettirdiklerinden hoşlanmıyorum... istemiyorum...
Gölge genç kızın yıllar sonra kendisine ilk kez tepki veriyor olmasından son derece hoşnut olmuş bir halde konuşmasına devam etti.
_ Kırk kez inkar etsen de gerçek değişmez... Sen o adamdan hoşlanıyorsun işte... Rahatla biraz bu kötü bir şey değil... Biraz deneyim kazanmanın kimseye bir zararı olmaz... bir süre daha burada çalışmaya devam ederek kendin için kimin daha iyi olduğuna karar verebilirsin... Ya da ikisini birden...
Yaren duydukları karşında iyice sinirlenmiş, dişlerini geçirdiği dudaklarını içinden yükselen öfke patlamasını bastırmak için kanatacak kadar sert ısırıvermişti. Kabahat kendisindeydi elbet. Neden onlara bu fırsatı vermişti ki?
Sırtını yasladığı kapıya yüzünü dönüp telaşlı bir şekilde dakikalar önce kilitlediği kapıyı açıp kendini odasından dışarı attı hemen. O kötülükten başka bir şey fısıldamayanları daha fazla dinleyecek değildi. Zira onları ne zaman dinlese farkında bile olmadan, ister istemez onların etkisi altında kalıyordu.
Oysa o öyle biri değildi. Olmakta istemiyordu. Ne çirkinlikler sokuyorlardı aklına. Hayır bu şekilde daha fazla dayanması mümkün değildi. Burada çalışmaya devam ettiği sürece bu tacizleri devam edecek, kim bilir belki de bir gün yanılıp onlara kulak verecekti. Nihayetinde o bir insandı. Ve insan dediğin zayıf bir varlıktı.
Bir süre bahçeye çıkıp hava alan genç kız, kararını vermiş olarak döndü odasına. Evet daha fazla burada çalışmayacaktı. Ne aklına ne de kalbine nifak tohumlarının ekilmesine izin vermeyecekti böylece.
Bilgisayarının başına geçip, elinde kalan son işleri kontrol etti önce. Ardından gerekli planlamaları yapıp, rapor haline getirdikten sonra Mete'ye gönderdi. Gönderdiği mailin ekinde bu gün itibariyle işten ayrıldığını bildiren istifa dilekçesini de eklemeyi ihmal etmemişti.
Odasında bulunan eşyaları toplamaya koyulduğu sırada, kapısı çalınma gereği duyulmaksızın açılmış içeriye suratında allak bullak bir ifade ile Mete gelmişti. Doğrusu bu gün yaptığı jestten sonra Yaren'in yaptığı teklifi kabul etmesini beklerken ayrılmak istediğini bildiren maili alması onu şoka uğratmıştı. Bu kız resmen sağ gösterip sol vurmuştu yine.
_ Bu da ne demek oluyor Yaren? Gerçekten işi bırakacak mısın?
Yaren eşyalarını toplamaya devam ederken, gözlerinden ateş çıkaran adamdan bakışlarını mümkün olduğunca kaçırarak başını sallayarak,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAREN
FantasyTek başına odandasın mesela, yatağında yayılmış yatıyorsun. Birden zihnine abuk, sabuk bir sürü fikir sürükleniyor. Hepsini kendin akıl ettin sanıyorsun öyle mi? Üzgünüm dostum sana kötü bir haberim var. Sen sadece zannediyorsun, bu hayatta hiç bi...