YAREN

31. DÜŞÜNCE SUÇLUSU

Hafta sonunun araya girmesiyle, sekteye uğrayan intikam planlarını tekrar gözden geçiren Mete, yapmayı tasarladığı eziyetlerin genç kızı sinirlendirmekten çok eğlendirdiğine kendi gözleriyle şahitlik etmişti.

Bu durum canını bir hayli sıkmış olsa da akabinde, Yaren'i kızdırmak için bulduğu yeni yolla keyfi epey bir yerine gelmişti.

Üstelik bu yeni yöntem, kendisininde çok hoşuna gitmişti. Nihayetinde o sağlıklı bir erkekti. Genç kıza yakın olmak, tenine dokunmak, kokusunu duymak resmen içindeki azgın boğayı harekete geçirmişti. İçinden yükselen edepsiz sesler konuştukça, o daha fazlasını yapmanın arzusuna kapılıyordu.
Tutku ve nefretin temsilcisi olan gölgecikler, el ele vermiş, şehvet konulu günah partisi için genç adama en janjanlısından davetiyeler yollayıp duruyorlardı.

Mete bu davetlere icabet etmeyi büyük bir zevkle kabul edecek gibi duruyordu. Zira genç kızı, nasıl ve nerede sıkıştırabileğinin planlarına kafa yormaya başlamıştı bile.

İlkin, kızı toplantı bahanesiyle odasına çağırdığını hayal etti. Sonra gönderdiği çizimleri bahane edip, onu kendi koltuğuna oturttuğunu, o çizimleri açıp bakarken Mete sinsice arkasına geçecekti hemen. Sonra başını kızın ensesine olabildiğince yakın tutup, nefesinin kızın kulaklarına doğru üfleyecekti.

Tam da o anda, Yaren yüzünü ona dönecek ve ateşli dudaklarını kızın dudaklarıyla buluşturacaktı.

Ee, sonra? Immm genç kız önce bir iki debelenecek, karşı koymaya çalışacak, kendini kurtarmak için Mete'nin kaslı göğüslerine dokunup onu itmeye çalışacak, fakat, genç adam kızı daha bir sıkı tutup, dudaklarındaki baskısını arttıracak. Derken Yaren'de yavaş yavaş tava gelecek. Adamın göğsünü itmeyi bırakıp, kollarıyla Mete'nin belini saracak.

Mete aklındaki ucuz dizi ve filmlerin en klişe sahneleriyle süslediği senaryosundan son derece hoşnut olmuş bit vaziyette, pis pis sırıtıyordu. Taa ki, nereden çıktığını anlayamadığı bir düşünce balonun zihninde belirtmesi ne kadar.
Bu balon kendisine özgü parmak hareketi eşliğinde, büyük puntolar eşliğinde bir görünüp, bir kayboluyordu.

"Nahhh öpersin!... Sen bunları yapmadan önce, o kız senin ağzını burnunu kırar da eline verir... Unuttun galiba bu hatun Zeyna 2.0 versiyon..."

(1995 lerden kalma kadın savaşcı karakterinin 2022 versiyonu)

Mete tırsak yanından gelen bu uyarıyı göz ardı edememişti. Zira kızın dövüş yetenekleri hiçte yabana atılacak cinsten değildi.

Belki de hiç bulaşmamak en iyisi diye aklından kısa bir anlığına geçirdiğinde , gölgeler hemen karşı prese başlamış, o büyük egosunun arkasındaki pek sevgili kibir kardeşlerini yardıma çağırmaktan geri durmamıştı.

"Sana neler yaptığını hemen unuttun galiba... Sayesinde, müşterine karşı yalancı, düzenbaz, babana karşı da iş bilmez sahtekar birine dönüşüverdin... Üstelik kalması için o kadar ısrar ettiğin halde çekip gitti... Sonra baban çağırınca hoop anında geri döndü... O sürtük iyi bir dersi kesinlikle hak ediyor..."

Mete'nin duyguları oldukça geniş bir yelpazeye sahip renk skalasında tondan tona, bir renkten ötekine hızlı geçişler yapıp duruyordu.

Pazartesi günü gelip çattığında, Mete'nin içinde yanan intikam ateşi henüz köz halindeydi. Yanması da sönmesi de Yaren'in yapacağı hareketlere göre gerçekleşecek gibi duruyordu.
Masasına geçip, bilgisayarını açan genç adam, maillerine göz gezdirmeye başladığında, Yaren tarafından gönderilen otuz üç tane iletiyi görünce gözleri büyüdü.

Kızın bu yaptığı meydan okumak değildi de neydi acaba? Otuz üç tasarım yapmakta neydi lan? Hafta sonu yemeyip içmeyip hatta zıçmayıp sadece çalışmış mıydı yani?