Onlar film izlerken bende gelen siparişleri almıştım. Film anlaşılan çok sarmıştı çünkü 2 saattir heyecanla gözlerini ayırmadan filmi izliyolardı.
Ben o kadar güzel bulmadığım için sürekli kalkıp arada bir Taehyung'a yazıyordum. Acıktıklarını düşündüğüm içinde birşeyler sipariş vermiştim.
Pizzayı tabaklara koyup yemeleri için masaya bıraktım ve odama geçtim. Taehyung'dan mesaj vardı.
"Film izlemek istiyorsan ben rahatsız etmiyim, keyfine bak"
"Hayır hayır, film çok sıkıcı zaten. Ben odama geçtim."
"Peki o zaman, Jungkook bu arada söylemeyi unuttum. Sana birkaç hediye gelicek."
"Nası yani?"
"Senin için hediyelerim var. Yoldalar, yarın eline ulaşmış olur."
"Teşekkür ederim, ne gerek vardı?"
"Vardı işte. Neyse sen iyisin değil mi? Orda durumlar nasıl?"
İçeriden gelen bağırma sesleri ile şaşkınlıkla telefonu bırakırıp içeri gittim. Jimin ve Suga kavga ediyordu!
Jimin suga'nın saçını çekiyor, Suga'da küfürler yağdırıyordu. Hoseok ve Namjoon araya girip onları ayırmaya çalışırken Jin oturduğu yerde hiç birşey olmamış gibi filmi izliyordu. Üstelik yerler cips ve patlamış mısır ile doluydu. Minderlede heryerdi. Ahh 2 dakikada bunları nasıl başarmıştılar?
"Ne oluyor lan burda, evimi bok etmişsiniz."
Hepsi sesimi duyunca bakışlarını bana çevirmişti. Jin hariç. Jimin tekrar Suga'ya dönüp yaptığı saçmalığı fark etmiş olacak ki geri çekildi. Boğazını temizleyip bakışlarını kaçırdı. Tam sinirden bayılacak duruma gelmiştim ki Hoseok konuştu.
"Suga Jimin'in üzerine kola döktü. Suga'da sinirden buna küfür etti. Jimin'de küfürün altında kalmayıp saçına daldı."
"Lan manyak mısınız siz? Defolun gidin evimden"
Suga yerden minder aldı. Ben yerine koyup toplayacağını düşünürken kafama yediğim minder ile gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Birden bire hepsi minder savaşı yapınca bende bana attığı minderi alıp kafalarına vurmaya başladım.
------
Yerde hepimiz nefes nefeseyken Jin hala gülüyor, filmi izliyordu. Tam o anda film bitince televizyonu kapattı. Önce etrafına baktı. Bizi görünce gülmekten yere düştü. Biz yorgun yorgun ona bakarken kahkalarının arasından zar zor konuştu.
"Noldu lan size"
O dakikalarca gülerken sonunda ciddileşmişti. Bizde ayağa kalkıp etrafı toplamaya başlamıştık.
Dakikalar sonra salon mis gibi olmuştu. Saate baktığımda gecenin 3'ü olmasına mı şaşırmalıydım yoksa Taehyung'u yaklaşık 1 saat habersiz bırakmama mı?
Hızla içeri gidip telefonu elime aldım ve WhatsApp'a girdim.
"Jungkook, neden böyle yapıyorsun? Hep merak ettiriyorsun beni"
"Jungkook, tamam gel artık. Yoksa yine çat kapı gelicem."
"Jungkook geliyorum bak"
"Ya yazsana!"
Mesajları okurken aptallığım yüzünden kendime küfürler edip hızla cevap yazdım.
"Özür dilerim. Sakın gelme Taehyung. Jiminler kavga ediyordu, onları ayırayım derken etrafın dağılmış olduğunu gördüm. Topladım falan. Ondan bakamadım mesajına."
Mesajı yazdıktan 3 4 dakika sonra cevap geldi.
"Nerdeyse evi basacaktım. Bidaha böyle yapma."
"Kusura bakma. Her neyse saat geç olmuş ben yatayım. İyi geceler."
"Sana da"
Buda neydi şimdi?
Neyin tribini atıyordu ki.İçeri geçtiğimde Hoseok ve suga'yı yan yana YERDE yatarken gördüm. Namjoon, Jimin ve Jin'de koltukta sıkışarak uyuyordu. Normalde asla burda kalmalarına izin vermezdim ama çok yorgun gözüküyorlardı. Üstlerini örtüp odama geçtim ve masadaki fotoğraflarıma baktım. Jimin ile lisede çekindiğimiz fotoğraflar vardı. O fotoğraflara bakarken gülsem mi ağlasam mı karar veremiyordum çünkü sürekli lise zamanında yaşadıklarım aklıma geliyordu.
------
"2 su, 1 tost, ve her zamanki çikolatamdan. Bu sefer geçenki gibi oyalanma. 5 dakikan var"
Bana uzatılan parayı hemen alıp kantine indim. Erken geldiğim için çok sıra yoktu, o yüzden içim rahattı. O sırada omzuma çarpan beden ile kafamı oraya çevirdim.
"Ezikler arkaya."
"A-ama"
Elini kaldırdığı anda hemen arkaya geçmiştim. Sıra oldukça uzamıştı ve bunları zamanında yetişteremezsem aynıları olacaktı.
Bilmem kaç dakika sonra sıra bana geldiğinde hemen sınıfa gittim. Aldıklarımı verecektim ki sıramda bir not gördüm.
'Arka bahçe. Hemen.'
Korkudan titreyen bedenim tekrar gitmek istemiyordu o lanet yere. Ama zorunda olduğum için ağır ağır ilerlemeye başladım.
Sonunda oraya ulaştığımda onları gördüm. Hepsi bir anda beni fark etmiş olacak ki bana baktılar.
"Bak hala oyalanıyor ya. Bayadır dayak yemediğin için özledin herhalde."
Hızla yanlarına gittiğim anda karnıma yediğim sert darbe ile yere yığıldı güçsüz bedenim. Ardından daha fazla tekmeler atmaya başladıklarında neredeyse alışmıştım. Önceki kadar olmasa da acıtıyordu her bir vuruşu.
"Ayağa kalksana lan!"
Duvardan destek alarak yavaşca ayağa kalktığım anda bir yumruk daha yemiştim. Ama kendimi tekrar yere bırakırsam her zamanki gibi daha kötülerini yapardılar.
Direndim, her zamanki gibi. Ama biliyordum ki başarısız olacaktım.
Karnıma hala sert darbeler yerken artık gözlerim kararmıştı. Kendimi yere bıraktığım anda tek birşey diledim. Kurtulmayı değil. Ölmeyi diledim o an.
Pes etmiş bir şekilde yerde yatıyordum. Onlar ise hiç pes etmiyordu. Bacaklarımı, sırtımı, karnımı, kafamı hiç dinlenmeden art arda tekmeliyorlardı bedenimi.
Birisinin "öldüreceksiniz, yeter" dediğini duymuştum. Sesim çıksaydı, hayır, vurun öleyim diye yalvarırdım. Ama durmuştular. Neden duruyorlardı? Zaten canım çok acıyordu. Biraz daha vursaydılar belki anne ve babamı görürdüm? Beni onlardan uzaklaştırdıkları için tekrar ve tekrar nefret ettim hepsinden.
Gözlerim yavaşca kapanırken birinin seslendiğini ve hepsinin koşarak kaçtığını gördüm. Birisi yanıma gelip birşeyler söylüyor, bağırıyordu. Ama duyamıyordum. Dürtüyordu uyanmam için. Gözlerimi zar zor açıp bu kişinin Jimin olduğunu gördüm. Onu belkide son kez göreceğim için yüzümde bir gülümseme ile bıraktım kendimi...
•
•
•Yazarken sovdum amk.
Neyse hic icime sinmedi bu bolumde. Umarim siz begenirsiniz. Optum😘💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7020 // Taekook
FanfictionGece uyuyamadığı için omegleye giren Jungkook, karşısına çıkan çocuğa aşık olur. Fakat mesafeler istedikleri zaman buluşmalarına engeldir. Bu da yetmiyormuş gibi dünyaya bir virüs yayılır.