"Jungkook yeter. 50 kere aradın, açmıyo işte bırak."
"Yanlış birşey mi dedim ben ona?"
"Hayır, o biraz alıngan sadece."
"Jimin, siz başında dursanız onun? Hasteneye falan gitseniz olmaz mı? Benim için lütfen."
"Tamam."
"Çok teşekkür ederim"
Jimin'e dolu gözlerle sarılıp odama geri çıktım. Gözlerim çok acıyordu, bu yüzden biraz uyumaya karar verdim.
3 hafta sonra
"Alo?"
"Jungkook, buraya gelir misin?"
"Taehyung!"
"Hastaneye gel"
Öksürerek telefonu kapattığında yeni uyandığım için sonradan herşeyi sindirebildim. Hızla yataktan kalkıp üstümü giyindim ve Jin'in babasının ayarladığı korumalar ile birlikte hastaneye gittim. Maskemi takıp içeriye girdiğimde herkes koridorlarda ağlıyordu ve oldukça kalabalıktı. Jimin'in söylediğine göre 87 numaralı odadaydı. Hızla asansöre binip yukarı çıktım.
Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı tıkladım. İçeriden öksürüklerin arasından zar zor 'gel' dediğini duydum. İçeri girip kapıyı kapattım ve ona doğru yaklaştım. Bana bakmıyordu. Yandaki koltuğa oturup bakıslarımı yere çevirdim ve kucağımdaki ellerimi stres içinde tırmalamaya başladım.
"Taehyung ben özür dilerim. Öyle dememeliydi-"
"Yanıma gel."
Hafifçe yana kaydığında benim için yer açtığını gördüm. Maskemi çıkarmadan çekinerek yanına uzandım. Kolunu sırtıma koyup beni iyice kendine çekti.
"Hiç bir şey konuşmak istemiyorum. Sadece böyle uyuyalım tamam mı?"
Sessizce kafamı sallayıp başımı göğsüne koydum. Bakışlarım ellerine kaydığında gördüğüm görüntü beni şok etmişti. Ellerinde morarıklar vardı ve şuan elini yumruk yapmış, sanki bana göstermemeye çalışıyordu. Hemen ellerimle elini tutup korkuyla yüzüne baktım.
"Eline noldu!?" Elini geri çekip gözlerini kapattı.
"Cevap versene!"
"Sana bunları konuşmayalım dedim."
Başımı tekrar göğsüne koyup kafama takmamaya çalıştım. Neden bu kadar sinirliydi? Ve neden beni bu kadar tersliyordu? İçeriye doktor girdiğinde ikimizi o şekilde gördüğü için kaşları çatıldı. Bize hala aval aval bakarken Taehyung konuştu.
"Buyrun?"
"Öhm öhm, yakını sizsiniz anlaşılan. Benimle dışarıya gelir misiniz?"
"Tamam"
Yataktan kalkıp doktorun peşine gittiğimde yine kötü haber almaktan çok korkuyordum.
"Taehyung diğer insanlara göre daha farklı bir hastalık geçiriyor. Virüs, diğer insanlarda değişik haraketler sergilemesini sağlıyor. Fakat Taehyung daha farklı. Vücuduna değişik morluklar var. Sizi tersleyebilir. Şimdilik onda sadece bu tepkileri görüyorum. Sinir krizi geçiriyor ve sürekli tersliyor. Normalde asla yanına hasta almayız. Fakat Park Jimin'in babası özellikle rica etti. Siz yinede az önce olduğu gibi ona yaklaşmamaya çalışın."
"T-tamam doktor bey. Teşekkür ederiz."
"İyi günler"
Doktor gittiğinde odaya geri döndüm. Uyuyakalmıştı. Tekrar yandaki koltuğa oturup yüzünü izledim bir süre. Çok kilo vermişti ve yüzü çökmüştü. Ayağa kalkıp tekrar göğsüne yattım ve halsizce gözlerimi kapattım.
Birden makineden gelen diit sesi ve telaşla odaya giren doktorlar ile gözlerimi araladım. Hızla yataktan kalkıp doktorların müdahale etmesine izin verdim. Bakışlarım Taehyung'a kaydı. Doktorlar kalp masajına başladığında gözlerimden yaşlar süzüldü.
"T-taehyung? Noluyor sana?"
Bir hemşirenin birşeyler söylerek beni odadan çıkardığını hatırlıyorum. Koridorda çığlık atarak ağlamaya başladığımda koluma giren sert iğne ucu ile tekrar gözlerim kapandı.
•
•
•
•Diger bolume hazir misinizzz

ŞİMDİ OKUDUĞUN
7020 // Taekook
FanfictionGece uyuyamadığı için omegleye giren Jungkook, karşısına çıkan çocuğa aşık olur. Fakat mesafeler istedikleri zaman buluşmalarına engeldir. Bu da yetmiyormuş gibi dünyaya bir virüs yayılır.