BAKIN BU BÖLÜM BONUS BÖLÜM TAMAM MIII? En sevdiğim bölüm bu olabilir. Çünkü... Neyse okuyun lann. (Menekşe'min yazılan yer yazım hatası değil haa.)
.
.[Autry'den]
"Faisons vite les gars, il sera bientôt là ! (Acele edin çocuklar, yakında burada olur!)" dedim hızlı bir şekilde. Çok heyecanlıydım. Hayatımın en güzel anıydı.
"Oui, mes enfants. Tout semble parfait. Nous avons un espace boisé, nous avons préparé un bon repas, l'endroit est bien organisé ! Merci à tous. (Evet çocuklarım. Her şey mükemmel görünüyor. Ormanlık bir alanımız var, güzel bir yemek hazırladık, mekan iyi organize edilmiş! Hepinize teşekkür ederim.) dedim.
"Ce n'est pas grave, monsieur. (Önemli değil, efendim.) " dediler hep bir ağızdan. Çok tatlılardı, saygılı ve yardımsever çocuklardı. Tabii arada ders kaynasa bile sonuçta hayatımdaki en güzel anı olacaktı. Bunları onlarla paylaşmak daha güzeldi ve önemli olan Menekşe'min hiçbir şeyden habersiz buraya gelmesiydi.
"Monsieur, est-ce votre petite amie? (Bu sizin kız arkadaşınız mı?) dedi çocuklardan birisi. Hatırladığım kadarıyla ismi Cheef'ti. Sarı saçlarıyla oldukça tatlı bir çocuktu. Ve çocuğun dediği gibi taksiden hızlıca inip okula doğru gelen Menekşe gözüktü.
"Oui les gars, allez, cachez-vous. (Evet çocuklar,haydi saklanın.) derdemez belirlediğimiz yerlere saklandıklar. Menekşe'nin sınıfıma çıkacağını tahmin ederek görevleriye temizlik olduğunu, benim bahçede olduğumu söylemesini istemiştim. Menekşe'yi cidden bu kadar iyi tanıyorsam her şey tıkırında gidecekti. Çünkü şuan yine saçmalıyor ve muhtemelen matematik öğretmeniyle birlikte olduğumu sanıp sinirden ölüyordu. Tabii ki gerçekten öyle sandığını düşünmüyordum. Sadece her zamanki gibi kendine uğraş arıyordu.
Menekşe içeri girerken görmesin diye biraz daha geriye doğru gittim ve tahmin ettiğim oluyordu.
[Menekşe'den]
Sinirli adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Eğer seni matematikçiyle basarsam... Yemin ederim beni şu hallere düşürdün ya... Kendinin ağzına benim aklıma sıçtırdın ya... Allah belanı versin Autry. Vermezse ben vereceğim çünkü.
Okulun girişine gelince sinirle etrafıma bakındım. Hani nerede matematikçi? Hani fenci? Yoksa görevli yalan mı söylemişti lan?
"Aurty! La şerefsiz ses versene." sonuçta konuştuğumuz dili kimse anlamıyordu banane.
Girişteki merdivenleri de hızla indim. ALLAH'IM BAHÇEDE SAĞA GİDEN MENEKŞE YAPRAKLARI VAR. MATEMATİKÇİYE OKULDA RANDEVU HAZIRLAMIŞ KESİN!
"AURTY?" diye bağırdım. Menekşe yaprakları takip ettikçe yoğunlaşıyordu ve arka yerlere çıkıyordu. Sabır. Sadece SABIR.
En sonunda yapraklar bitmişti. Çaresizce başımı kaldırmamla arkası dönük Autry'i gördüm. Yanında kimse yoktu. Ama öylece durmuş hiç hareket etmiyordu.
"Aurty... Şuan cidden korktum lan. Bak Fransızca falan konuşamam sinirliyim ve çocuklar bir şey anlamasın diye konuşuyorum. SEN NEDEN MESAJLARIMA, TELEFONLARIMA BAKMIYORSUN LAN? BEN DEMİNDEN BERİ NE FANTEZİLER KURUYOM SENİN HABERİN VAR MI... ÇOK GÜNAHKARSIN SEVGİLİM YANİ CİDDEN." bağırmama rağmen hala arkasını dönmüyordu. Tövbe estağfurullah. Birkaç adım atarak önüne geldim. Şimdi sen bana cevap vermez misin...
Dibine kadar yaklaşıp dudağına bir öpücük kondurdum. Hiçbir tepki vermeyince bir daha öptüm. Yüzünde minicik bir tebessüm oluştu.
Çocuklardan birisi "Hop aile var aile" deseydi keşke ama Fransa'dayız lan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşı Komşu | Yarı Texting
MizahSiz: Boğazında düğümlenen hıçkırık olayımmmm. Siz: Unutmaaaa beniiii. Karşı Komşu:? Siz:Unutamaaaa beniiiii. Siz: Ne çabuk unuttun beni zalımın oğlu. Karşı Komşu: Kimsiniz? Siz: Ülkeden kurtuldun hemen götün mü kalktı yavşak? Siz: Bir insan b...