Karşı Komşu | Yarı Texting

4.1 (Özel Bölümm)

Selamınnn Aleykümmmmm. 24k'ya özel yeni bölüm yazayım dedim. (Bunu 10k iken yazmaya başlamıştım... Pğkedplüsxlpüeflpü)
.
.

(BİRKAÇ AÇIKLAMA YAPMAM GEREKİYOR İSTEYEN OKUMAYABİLİR.)

Açıkçası kitabı resmen yarıda kestim ve pişman oldum. Aslında final değildi o. Ama artık yazmak istemediğim için ve uzatmak istemediğim için başlığı değiştirip final bölümü yaptım. Ve ve bi ara bi açıklama yapıp silmiştim. Artık her 4k okunmada bir  ya da keyfime bağlı 2k okunmada olur kşüefmşüef, özel bölüm atacağım. Yoksa kitap çok yarım kesilecek ki bu en istemediğim şey. Nişanlanmayla kalmamalı bu durum. Ve bu özel bölümde bununla kalmayıp Menekşe'yi beyazlar içinde okuyabilirizz. Kefen değill

Birkaç açıklama yapayım. Bazı durumlarda jeton düşmüyor.

*Şimdi  kitabın başında  Autry diyor ki 'ben doğma büyüme Fransa'da yaşıyorum'. Ve sonrasında da eğitim için geldiğini söylüyor. Ara sıra kitabı baştan sona inceliyorum ve bunu fark edince toparlamam lazımdı. Ve toparlamak içinde wattpad klasiği olan "mafya" aklıma geldi ve işe mafya girdii demlüdemşümfüşe. Bu yüzden konudan bayağı bir sapmış oldum.

*Ve ben Darrell ismini daha çok sevmiştim. Autry ismini neden seçtim bilmiyorum. Keşke ilk Autry sonra Darrell olsaydı ya da farklı bir isim ama olan oldu. Başta ismini değiştirmesinin nedeni ise güven sorunları yaşamasıydı bu arada.

*Autry'nin ilk başlarda "Karşı Komşu" olarak kayıtlı olmasının nedeni ise hem esas yazacağı kişinin Karşı Komşusu olması hemde başka bir ülkede olması. Ve bir tane daha keşkem var. Keşke komşu bir ülke seçseymişim...

*Tunç esas karşı komşu. İsteyen olursa Tunç'a da bir model ayarlarım.

*Bu bölümde Violet ismi geçiyor, Fransızca Menekşe demekmiş, o yüzden öyle. Çünkü Stéphane ile tanışırken öyle demişti.

Çok ama çok boş açıklamalar yaptım ama bir yandan da gerekiyordu ya. Şimdi özel bölüme geçelimmm. (Stéphane'nin diyaloglarında bayağı üç nokta var sinir olmayın haa.) Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnızzz.

.
.

Her yeri baharda açan  güzel çiçeklerin kokusu sarmıştı. Ve bu çiçeklerin başında Menekşe çiçeğinin kokusu geliyordu. Kuşlar ötüşüyle bize çok huzurlu bir ortam sunuyordu. Ama buna rağmen bende dahil herkesi bir panik, bir heyecan sarmıştı. Çünkü bugün benim için en ama en önemli gündü ve her şey mükemmel olmalıydı. Ne içimden muzur bir şey düşünebiliyordum ne gülebiliyordum. Şuan tek amacım vardı o da bu ortamın kusursuz olmasıydı.

Autry, Tunç ve ismini bilmediğim bir arkadaşıyla daha damatlık bakmaya gitmişti. Ben ise gelinlik bakma işini en sona ayırmıştım. Şuan sadece burasının organizasyonu mükemmel ötesi olmalıydı. Yemek bölümü, konuklar, müzik, masa sayısı ve düzeni, davetiyetler, çiçek atma merasimi saçmalığı, Türkiye'den gelen birkaç arkadaşım, Autry'nin Türkiye'deki akrabaları ve aileme bilet... Evet, ailemi davet etmiştim. Onları bu özel günümde yanımda görmek istiyordum. Gelip gelmemek onlara kalmıştı ki geleceklerini sanmıyordum.

Autry ile kesinlikle bir kır düğünü yapma kararı almıştık. Doğayla iç içe ve huzurlu olması en önemlisiydi.

Gelin ve damat masasında oturmuş kafamdaki gelinliği hayal ederken içeriden Stéphane seslendi. Tunç ile ilişkileri gayet güzel ilerliyordu. Biz ne kadar hızlı davrandıysak onlarda en az bizim kadar aceleciydi bu konuda.