17. bölüm

320 13 1
                                    

*Bugünün özeti: Bazen aklınız durur ve kalbiniz konuşmaya başlar. Konuşur, konuşur durmaz. Kalp " küt-küt" diye atdığında zaman sanki durur. Aşk mı bu? Sevgi olan? Seviyor musun? Söyleme. Kaybeden sen olucaksın. Bakıyor mu sana? Baksın, her kes bakar. Bazen hiç beklemediğin biri girer hayatına ve değerlin olur. O zaman da sana bakan seni kaybetdiğine pişman olur.)
_________________________________________

" Eray? Ne yapıyorsun? " Berkaydı bu. " Şey babam burda mı diye kontrol edecektim de. " Eray kapının desteğini bırakıp geri çekildi.

" Allah aşkına efendim. Babanızın burda olma ihtimali sıfır. Şu an ya şirketde, ya da iş için yemeğe çıkmıştır. Hadi gidelim. " Berkay Eray'ı önden odaya gönderdi kendisiyse kapıya yaklaştı. 3 defa kapıyı çaldı. Sonra yaklaştı. Kadir bey'in orda olduğunu biliyordu. Bu yüzden şeytani bir sesle bir şeyler konuşmaya başladı.

" Bana borçlusunuz. Bu akşam sizin ofisinizde buluşalım. Saat 10-da. " Berkay gülümseyib Eray'ın odasına doğru gitdi. Kapıyı açıp iceri geçti, ama odada hiç kimse yoktu.

" Efendim? Efendim?! ERAY! Hiç bir yerde yok. Ama az önce ben onu odaya göndermedim mi? Yoksa... " Berkay koşarak çıkış kapısına gitdi. Otelden çıkıp arabaya bindi.

Eray'a takip cihazı takmıştı. Bu yüzden nerde olduğunu biliyordu.

" Haha. Buldum sizi. Demek benim olana sahib çıkacaksınız. " Berkay çoktan onların peşine düşmüştü.

" Bırak beni! Siz kimsiniz? Orospu çoçukları!
Bırakın dedim. AAAAĞĞĞ! Öyle bağlamayın. " Eray acı içinde karşısında durmuş orospu çoçuklarına bakıyordu.

" Şimdii. Söyle bakalım... " karanlığın içinden biri ona doğru geliyordu. " ...sen Berkay'ı tanıyor musun? " yere çökerek el ve ayakları bağlı Eray'a baktı. Eray sakince durmuş ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

" Söylesene! " ayağa kalkarak onu dövmeye başladı. Eray kendinden geçti o zaman.

" OROSPU EVLADIIIII!!!! BURDAYIM! SEN NASIL ONA VURURSUN!" Eray kanlar içinde yerde yatarken Berkay belirdi. Kısa bir süreliğine orada olan tüm adamların icabına baktı. Sonra patrona yaklaşarak: "Söyleyin bakalım efendim. Ne tür cezalardan hoşlanırsınız. Ölmek mi, yoksa yakılmak mı? Yada ikisi aynı anda HA!"

" Be-Berka... " Eray zar-zor gözlerini açıp ona baktı. Onu kurtamaya gelmişdi.

Berkay köşede üst-üste koyulmuş benzin bidonların kapağını açarak etrafa döktü. Diğerleri zaten ölmüştü. İşini bitirdikten sonra Eray'ı kucağına aldı ve depodan çıktı. Eray'ı arabaya bırakıp geri döndü. Son benzin bidonunun kapağını açarak onun üzerine döktü.

" Lütfenn! Nolur affet beni! Yalvarırım sana. Fahişen olurum, ama bunu yapma. Yalvarırım. " adam yalvarırken Berkay ona yaklaşarak kulağına fısıldadı.

" Tik...tak...tik...tak. Söyle bakalım saat durunca noluyor? Eğer buna cevap verirsen seni serbest bırakırım. 3 saniyen var. " adam düşünmeye başladı. Korkudan ne sòyleyeceğini bilmiyordu.

" 3... " adam hızlıca etrafa bakıyordu.

" ...2..." , " Saat durursa biz saatin kaç olduğunu bilmeyiz! " dedi adam. Berkay durdu, düşündü.

" Cevap... YANLIŞ! HAHAHAAHAHHA EĞER SAAT DURARSA, zaman ilerler. " bunu söyleyip Berkay ayağa kalkıp hızlı adımlarla depodan çıktı. Cepinden kibrit çıkardı ve yaktı.

" tik...tak...tik...TAK!! "
_________________________________________

İyi okumalar.❖

☯︎♡

O sadece benim korumam (gay) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin