Tutsak

Kavuşma

Hazar şuan adana havalimanında Ardayı bekliyordu. Bir an önce kavuşmak ve sıkı sıkı sarılmak istiyordu miniğini. Sürekli saatine bakıp duruyordu.

Arda, Barış'a söylemeden gelmişti havalimanına. Sürpriz olsun istemişti. Havalimanına gelen Arda etrafına baktı. Ve direk gözüne komutanı çarptı. Yanına hızlı hızlı gitti. Geç kaldın diye azarlanmak istemiyordu.

"Komutanım." Arda korkulu gözler ile baktı Hazar'a .

"Barış nerede" tek dediği buydu Hazar'ın. Tek düşündüğü de barıştı.

"Evde komutanım" kafasını sallayıp yürüdü. Şuan konuşmak dahi istemiyordu. Arda'da arkasından yürüdü.

Yarım saat sonra eve ulaşan ikili arabadan indi. Hazar o kadar heyecanlıydı ki eli ayağı titriyordu.

Arda kapıyı çalıp bekledi. O da heyecanlıydı. Çünkü Hazar'da çökmüştü. Askerdeyken ki Hazar yoktu karşısında.

Barış pıtı pıtı adımlar atarak açtı kapıyı. Gözleri yarı kapalı yarı açık ardaya baktı. Sonra gözleri Hazar'ı buldu. Aniden gözlerini açtı Barış. Şuan özleminden öldüğü sevgilisi gözleri dolu dolu ona bakıyordu. Onunda gözleri dolmuş öylece baktı. Ne sarılabiliyordu ne de hareket edebiliyordu. Sadece ikili dolu gözlerle birbirine bakıyordu.

"Sev-sevgilim" Hazar bir adım öne çıkmıştı.

"Haz-hazar" barış hızlı bir şekilde hazara sarıldı. Kokusunu içine çekti barış. Hazar hasret kaldığı kokusunu derin bir şekilde çekti içine. İşte şimdi nefes alıyordu.

"Çok özledim seni" ikisi aynı anda konuştu. Seslerinden bile belli oluyordu zaten.

.....

Hazar ile barış odada tek başına her şeyi konuşmuşlardı. Akıllarında ne varsa dökmüşler, kırıldıkları noktaları söylemişti. Hepsi hallolmuştu ve ikisi günlerdir hasret kaldıkları için birbirlerinin nefesi oluyordu.

"Imhhhh aşkım acıdı dudağım" sesli bir şekilde ayrıldı dudakları.

"Öldüm lan ben sensiz. Bırakta nefes alayım" sesindeki özlem barışın içini titretti.

Ve buluştular tekrardan. Hazar öyle bir öpüyordu ki sanki canı o minik dudaklardaydı. Barış ise hızını yetişemiyordu.

Bir müddet öpüşürken hazar işi başka tarafa çevirdi. Her hücresi hasretti miniğe.

"Aşkım arda evde" son an elinden tuttu Hazarın

"Şiştt sessiz ol" ve her şeyini aniden soydu komutan. Çırılçıplak kalan barış komutana baktı sadece.

Hazar ilk bacağının iç tarafını emip öptü. Bembeyaz teni baştan çıkarıcıydı. Sonra yavaş yavaş emip yukarı çıktı. Her tarafını emdi, ısırdı öptü.

Meme uçlarını emdi hazar. Ve barış duyduğu hazla inledi.

"Immmhhh çok g-ggüzel" belini kaldırıp aletini Hazarın kasıklarını değdirdi.

"Siktir güzelim" hazar daha fazla dayanamadı.

İyice bacakların arasına girip iki parmağını barışa uzattı. İşareti anlayan barış iki parmağı iyice yaladı. Ufacık dili ile ıslattı. Hazar dil darbeleri ile inledi. Şuan o dili yalayıp yutmak istiyordu.

Elini çekti ufak ağızdan. Buna mızmızlanan barış, iki parmağın aniden deliğine girmesi ile yüzünü buruşturup inledi. Hem acının hem de zevkin bir arada olması barışı haz veriyordu. Hazar parmaklarını çekti.

"Aş-aşkım yine.. Imhhhh" hazar daha fazla dayanamayıp barışın dilini yalayıp emdi. Barışın dili dışarıdaydı.

"Sikeyim seni barış." bacaklarını iyice açıp aletini eli ile sıvazladı hazar. Sonra deliğinin ucunu iki kere vurdu aleti ile.

"Hazır mısın bebeğim" hissettiği haz o kadar çoktu ki sadece kafasını sallamakla yetindi.

İşareti alan hazar aniden girdi içine. Ve beklemeden hızlı hızlı hareketlerini sürdürdü. Doyamıyordu ki
Barış sadece inleyip zevkin doruklarını yaşıyordu.

Hazar o gün saatlerce girdi pembe dar deliği. Hasret kaldıkları her günün acısını, vücutlarının birleşmesi ile giderdiler.

"Seni öyle şeyler yapmak istiyorum ki bebeğim. Anlayamazsın" uyumak üzere olan sevgilisinin alnını öptü.

Barış mırıltılar çıkarıp uyudu. Hazar ise sadece nefesini izledi. 1 haftadır nefessizdi ve şuan kavuşmuştu nefesini.

"Bir daha senden ayrı kalamam miniğim" fısıldayıp nefesin kaynağı olan beyaz boyna gömüldü hazar.

Ee konu kalmadı yaa. Ne yapayım hımm. Final verip bazı bölümleri özel bölüm diye mi paylaşayım yoksa devam mı? 😽