Çok yorgundum. Bu yola çıkacak gücüm olmamasına rağmen çıktım bu kumarı isteyerek oynadım güzel kızım. Ben zaten ölüydüm dirilme umuduyla gelmedim sana. Ben sana hep söyledim ben köşe başındaki gönlü kırıklar tamircisiyim benim müşterim az ve geçici olur işi biten bir daha uğramaz arkasına dahi bakmaz bende hiç bir gönüle imza atmam zaten.
Birbirine fazlasıyla geç kalmış iki insan aynı yolda yürüyemezdik biz zaten. Şimdi kendi evimde adressiz oturuyorum benim bilmediğim adresi sen biliyorsun. Söyledim sana bir gün ihtiyacın olursa bana ışığa doğru değil karanlıklarda ara beni sendin benim karanlığımın güneşi.
Güzel avrat otu var bilir misin? bi bitkidir arsenikle karıştırıp suya atarsan kokusuz bir zehir olur bak adı da ne kadar manidar dimi ? güzel avrat otu işte kadınlarda güzeldir ama zehirleyerek öldürür.
İzzet Günay'ın Türkan Şoray'a dediği gibi Çok eskiden rastlaşacaktık.
Uzaklaştığımıza üzülüyorsun ama unutma ''ben senin Sevgilin, eşin, baban, ağabeyin, arkadaşınım biri bitse biri kalır seni hiç bırakmayacağım'' demiş Cemal Süreya.
O kadar çabayı iki yabancı olmak için mi yaşadık acının tatlı tebessümü.
Artık güzel şeyler olmasa da olur çünkü heves denen bir şey kalmadı.
Doğup büyüdüğüm şehrin üzerime bu kadar gelmesi ellerini boğazıma sarıp beni boğması her gün defalarca yürüdüğüm yolun saatler gibi uzaması bir türlü eve gelemiyorum gidemiyorum meğer bilmiyordum ben sen evim yapmışım.
Ben birilerinin yanında ağlayamayacak kadar korkağım oysa başımı koynuna koyup saatlerce gitmemen için ağlayabilirdim. Yanında dişlerimi sıkıp gözlerime meydan okuduğum halde çok değil bir süre önce birlikte oturup güldüğümüz köşede dizlerime kapanıp saatlerce ağlayabilecek konuma geldim.
Telefonum her öttüğünde senden bir mesaj mı geldi acaba diye yüreğimde hoplama elimde belli belirsiz karıncalanma. Bilirsin severim Hakan Altun'u telefonun başında çaresiz bekliyorum.
Şimdi karşımda görsem seni dizlerimin bağı çözülür düşerim olduğum yere göz yaşlarım savaşır birbiriyle hangisi önce ulaşacak içimdeki çiçeksiz mezarlığıma. Göğsümün ortasına bir sızı oturdu artık hiç gitmeyecek gibi döndüğüm her köşede karşıma çıkacakmışsın gibi sana benzeyen her seste başımdan aşağıya kaynar sular dökülecek gibi ilacı yok, şifası yok, ağrı kesicisi yok. Nefesim daralırken kahkaha atmaya çalışıyorum alışır mıyım sanmıyorum ölüyor muyum sanmıyorum ölmek için canımın bende olması lazım sen giderken onu da çantana koydun.
Şuan yanımda olsan sana neler anlatırdım gözlerimle kelimelerin yetersiz kalbimin atmadığı zamanlar.
Nasibim değilse gönlümden al diye dua ederken bir yandan da inşallah nasibimdir gönlümdeyken çok güzel ne olur orda kalsın diye dua ettim hep... Nasibimde yokmuş.
Beraber geçtiğimiz sokakları yürüdüm tek başıma, bana öpücükler kondurduğun mahalle kenarlarından geçtim hala oradaydık ben senin sarhoş hallerine gülüyordum sende bana kızıyordun çok eğleniyorum diye beraber girip çıktığımız eve tek başıma girdim. Sonra oturdum seninle sarhoş oluncaya kadar içtiğimiz masaya kendimi nasıl bu kadar kaybettiğimi düşündüm. Tek başımaydım ama masa çok kalabalıktı.
Seni kırarlarsa eğer, yanıma gel. Küs olsa dahi göğsümde uyuyabilirsin.
Eve geldim bilirsin beni alkol sarhoş etmez dudakların kadar bir duble rakıyı daha doldururken başım dönmeye başladı gökyüzünü seyretmeye başladım bir yıldız kaysında seni dileyeyim diye tek bir yıldız bile kaymadı. Her şey yerli yerindeydi.
Bu hayattaki en büyük yokluk varlığına alıştığınız bir insanın yokluğudur.
Uyku düzenim yok iyiymiş gibi gözükmeye çalışıyorum hayattan keyif almıyorum eski şarkılar dinliyorum artık hayal dahi kuramıyorum.
Saçlarını sakladığım kutuya son yediğimiz bisküvinin ambalajını da koydum içtiğimiz son alkolün şişelerini de koydum baş ucuma bana verdiğin kahramanımsın yazılı çikolata ambalajı da hala duruyor baş ucumda, bana aldığın bardak hep oturduğum masada karşımda bana bakıyor her şeyin bende kaldı aşkınla birlikte şimdi köşe kapmaca oynuyoruz anılarımızla önce hangimiz delirirsek.
Farsça bir deyim vardır bilir misin güzel kızım ? ''Vernem Nidahen'' birini öldürüp gömdükten sonra izlerini silmek için üzerinde çiçek yetiştirmek manasına geliyor. Çok benziyor sana, yaptığına çok benziyor.
Herkes kusurludur bu hayatta birini seveceksen kusurlarından seveceksin eksik yerinden seveceksin yanlışını görünce duvar olmayacaksın sarılmak için geldiğinde güm diye çarpmayacak sana.
Napayım ellerimi seni tutup bana getirmiyorlarsa napayım bu kollarımı seni sarıp sarmalamıyorlarsa ne işe yarar bu gözler senin gözlerine denk gelmedikçe hangi cümleleri kurar bu ağız sana haykıramadıktan sonra aşkını, Nefes almasının ne anlamı var burnumun kokunu çekemeyecekse içime yorgun bacaklarımı koparıp atsınlar sana gelemedikten sonra.
Neyine bağlandım ki bu kadar... bana bakmayan gözlerine mi yoksa benim olmaya kalbine mi?
Sevdiğim kadının sevdiği adam yağmurlu havalarda saçları ıslansın diye şapkasını takmaz sıkıca giydir onu gün içinde kahve içmezse başı ağrır güçten düşer mümkünse her gün filtre kahvesini eksik etme gülmesi de siniri gibi seslidir karışma ama kahkahaları Cennet'ten kuşları getiriyor haksızlığa gelemez sesini çıkartıyorsa bizi ilgilendirmez deme ona destek ol acıktığında çok çeşit sunma karıştırınca karnı ağrıyor tek çeşit olsun az olsun yüzünü ekşitirse bil ki midesi kalkmıştır çok üşür sarılarak ısıt onu. Alkolü fazla kaçırmasın kusuyor sonra çok tatlı oluyor ama midesi ağrıyor kıyamam.
Ben bu yazıya başlarken kalbimin yarısı sensin derken hangi yarısı olduğunu bilmeden yazmıştım bir tarafında çiçek bahçeleri vardı bir tarafında çiçeksiz mezarlar şimdi kalbimin tamamı sensin ve ben anladım ki kendimi yazdıklarımla da ifade edemiyorum bundan sonra yazmanında anlamı yok kelimelerimin ve cümlelerimin sonuna gelmiş bulunuyoruz aynı hayatım gibi.
Boynunda Cennet'i Barındıran Kadın Seni Daima Seveceğim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN YARISI SENSİN
RomanceHer Sayfasında Aşkın Başka Bir Tadına Varacağınız Denemeler.