Size uzun ve full Alara ve Gizay'dan oluşan bir bölümüne geldim. E tabii küçük misafirimizde var;)Yorum dilenmeyeceğim sizden KSÜAKAĞ Ama yorum istiyorum. Beni motive ediyor, mutlu ediyor satır aralarını attığınız yorumlar. Bölümü okurken ki tepkilerinizi görmek beni zinde tutuyor.
O yüzdenn yorumlarınızla ve ışıldattığınız yıldızımızla bize destek olmayu unutmaynızzz
Kızlarla geçirdiğim gecenin ardından sabah erkenden kalkıp eve gittmiştim. Güzel bir duş alıp üstünü değiştirdikten sonra Gizay'ın attığı konuma gittmek için çıkmıştım. Şimdiyse karşımdaki villayla bakışıyor, kapıyı çalıp çalmamak arasında gelip gidiyordum.Altan at kuyruğu yaptığım saçlarımı sıkılaştırıp karşımdaki villaya yöneldim. Hava bu gün, düne göre çok daha soğuktu. Kasım ayına girmemizle beraber soğuk hava yine hissedilmeye başlamıştı. Siyah deri botlarım, yüksek bel pantolonum ve üzerine geçirdiğim krem rengi göğüs dekolteli kaşkorse bluz, normalde olduğumdan çok daha sade bir görünüş sunmuştu bana. Yanlardan çıkartmış olduğum önüme dökülen bir tutam saçı kulak arkasına sıkıştırıp villaya yönelmiştim. Baştan aşağı siyah olan evin geniş pencereleri içeriyi göstermiyor villaya farklı bir hava katıyordu. Evin dışında bulunan ışıklandırmalar, henüz erken saat olduğundan çok anlaşılmasa da belirgindi. Eminim ki akşam, çok daha güzel görünüyordu.
Güvenlikle konuştuktan sonra merdivenlerden çıkıp kapıyı tıklattım. Bir yandan etrafı süzüyor bir yandan da Gizay'ın nasıl bu kadar büyük bir evde tek başına yaşadığını sorguluyordum.
Gerçi sorgulamamak gerekirdi. Adam yalnız takılmayı seviyordu sonuçta. Bir kaç saniye sonra kapı aralandığında karşımda kucağında küçük bir kız çocuğuyla heryeri boya olmuş şekilde dikilen Gizay'ı görmeyi beklemiyordum. Onun da beni beklemediğini yüzünden anladığımda,
"Lara?" dedi meraktan uzak bir sesle. Beni burda görmeyi beklemiyor, ama sanki içten içe geleceğimi biliyor gibiydi.
Şaşkınlığım kısa sürede geçmiş boyalı yüzüne kahkahalarla gülmemek için dudaklarıma bir tebessüm yerleştirip "Selam Gizay," içeri geçtiğim sırada bakışlarım bir küçük kız çocuğuna bir Gizay'a gidip duruyordu. "merhaba tatlım." dedim çocuğun dolgun yanaklarını okşamadan önce.
Çatık kaşlarla bana bakan küçük çocuk hiç tepki vermezken, benimde kaşlarım çatılmıştı. Tamam, çocuklarla aram mükemmel değildi. Ama en azından nefret dolu bakmazlardı bana.
"Doğru zamanda gelmedim sanırım." dedim tereddütle bana ölümcül bakışlar atan küçük kızdan gözlerimi ayırmadan.
"Aslında bakarsan, tam doğru zamanda geldin."
Kucağıma tutuşturduğu çocukla beraber donakalırken o, sokak kapısını örtüp, "Ben bir temizlenip geleceğim." diyerek yanımızdan kaçmıştı. Kucağımda duran insan yavrusuna baktığımda, hala kaşlarını çatabildiği kadar çatmış bana bakmaya devam ediyordu. Gülümsemeye çalışarak ona inceledim. Tabii bunu yaparken yüzümü ondan uzakta tutmaya da dikkat etmiyor değildim. Her an bana saldırıcak gibi bakması gözümü korkutuyordu, bu küçük canlılardan her şeyi beklerdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒İ𝐍𝐒İ𝐑𝐄𝐋𝐋𝐀
Ficção Adolescente❝geçmişi olmayan birini geleceğiyle korkutamazsın.❞ Kelebeğin ömrü 3 gündü. Birinde güldü, Birinde söndü, Birinde öldü. O gün, kelebeğin özgür olduğu son gündü. Gökten düştü Yerde öldü üçünü de gördü... ♕KIRIK KANATLAR SERİSİ♕