❝geçmişi olmayan birini geleceğiyle korkutamazsın.❞
Kelebeğin ömrü 3 gündü.
Birinde güldü,
Birinde söndü,
Birinde öldü.
O gün, kelebeğin özgür olduğu son gündü.
Gökten düştü
Yerde öldü
üçünü de gördü...
♕KIRIK KANATLAR SERİSİ♕
Herkese Merhabalarr bölümü paylaşmadan o kadar aksilik yaşadım ki sanki evren paylaşma der gibiydi ama ben evreni dinlemeyip paylaştım💅 Bebeklerimi daha fazla bekletmeyeyim dedim. Şu an konuşmayı unuttuğumu hissediyorum bu bölümü yazacağım diye insanlarla konuşmuyordum IOĞNSIPKÜSJNPS neyse sonuç olarak yazabildim.
Bu bölümde +18 sahneler var o yüzden rahatsız olacaklar lütfen oraları hızlıca geçsin. Sonlara doğru başlıyor o yüzden başları rahatça okuyabilirsiniz.
Bu bölüm beni fazla yordu o yüzden lütfen satır aralarına bol bol yorumlarınızı bırakın şimdiden teşekkürler sizi seviyoree
YORUM SINIRI: 300
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Küçüklüğümde bana annem tarafından verilen tek nasiyat sessiz olmam olmuştu. Kendisinde sessiz bir kadındı. Dayımın her şeyine katlanır ağzını açıp tek kelime etmezdi. Ona yalvarmıştım, susmayalım bırak dudaklarımızın arasından dökülsün isyaknâr kelimeler. Gerekirse kötü olalım ama hiçbir zaman susmayalım. Ama hiç dinlememişti beni. Bana herhangi bir konuda sinirlendiğinde bile hiçbir şey demezdi. Yine susar, günlerce konuşmazdı benimle. Sessizliğiyle cezalandırırdı beni...
Çok ses seven biri değildim. Ama o sessizlik öylesine deli ederdi ki beni. Televizyon bile açık uyurdum. Bunun tek sebebi sessizliği sevmemem değildi tabii ki de, dayımın bağrışlarına alışık olmamdandı. Geceleri ya içer içer, sinirini birimizden çıkartırdı. Ya da televizyonu son ses açar, bir şeyler izlerdi. Bazı zamanlar buna katlanamazdım. Kaç kere gitmiştim gözüme gram uyku girmeden okula sayamıyordum. Eğer şanslıysak, dayım derin bir uykuya daldığında Toprak sesini kısardı televizyonun. Annem ona bile cesaret edemezdi. Korkaklığının arkasına böyle saklanırdı. Susardı ki kimse onu orda bulamasın. Susardı...O hep susardı. Benden de hep bunu beklemişti. Onu küçüklüğümde çok yargılıyor, anlamakta güçlük çekiyordum. Ama şimdi bu konuyu sorgulamıyordum bile. Çünkü annem, boğazına düğümlenen sözlerin mahkumuydu. Bunu oda biliyordu...
Bir kere annemi dinlemiş, susmuştum. Dayım öldüresiye beni dövdüğünde, soğuktan donduğumda, sıcaktan yandığımda, gözlerimden akan her yaş, yüreğimde solmuştu. Karanlık sokaklardan eve yürüdüğümde korkudan göğüs kafesimde deli gibi çırpınan kalbimi susturmuştum, kimse duymasın diye.
Sözcükler anlamsızlaştığında gözler konuşurdu. Dudaktan dökülen her zehirli kelime, kulaklarımda çınlayan tokat sesiyle durulurdu.
Ama kalbimdeki acı hiç durulmuyordu. Tıpkı annemin bağrışlarımı duymadığı gibi...
Ben asıl suskunluğu çocuk yaşımda önüme gelinlik getirdiklerinde, annemin öylece izleyişinden öğrenmiştim.