"İnsanın en değerli anıları aile ocağında geçen çocukluğunun anıları oluyor. Ailede bir parçacık sevgi ve dirilik varsa bu böyledir. Hatta insanın ruhunda iyi, değerli şeyleri bulup çıkarabilecek gücü varsa düzensiz bir aileden de değerli anılar edinilebilir. Fyodor Dostoyevski, Karamazov kardeşler adlı kitabından bir altındır çocuklar."
Öğretmenin kurduğu bu cümle Volta'nın uzaklara dalmasına neden oldu. Bakışları ruhsuz bir şekilde boş tahtaya bakarken sınıftaki seslerin yerini çoktan bir uğultu kaplamıştı. Düşündü ve gerçek bir aileye sahip olmadığının bir kez daha farkına vardı.
Volta, ruhundaki iyiliğin çoktan söküp alındığını düşündü ve on üç yıllık hayatında bir parçacık sevgi görebilseydi Volta da herkes gibi güzel anılara sahip olabilirdi. Okulda yankılanan zil sesi ile oturduğu sırada irkildi ve geçen iki saniyenin ardından hızlı bir şekilde kalemlerini, kitaplarını ve su şişesini çantasına sıkıştırdı. Öğretmen elini tahtaya vurup, "Çocuklar ödeviniz sevgi ile ilgili bir alıntı bulup yazmanız ve unutmayın okuduğunuz alıntı aslında sizin bir parçanızdır. İyi günler çocuklar dikkatli olun. "Volta ayağa kalkıp çantasını iki kolundan da geçirdikten sonra sınıfın kapısına doğru ilerledi.
"Hey Volta!" adının seslenildiğini duyduğunda biraz afallamış olsa da arkasına bakmadan koridora doğru ilerledi. Yanında hareketlilik hissettiğin de durup omuzlarından bir bakış attı. Kız Volta'nın karşısına geçip ellerinde tuttuğu siyah kalemi Volta'ya uzatarak, "Kalemini yere düşürmüşsün sana getirmek istedim."
Bakışlarını ilk önce kızın elindeki kaleme sonrasında ise kızın gülümseyen yüzüne çevirdi. Gerçekten kalemi verdiği için mi bu kadar seviniyor diye geçirdi içinden. "Almıyor musun kalemi?" Tekrar kızın yumuşak sesiyle kendine geldiğinde ona doğru uzattığı kalemi elinden aldı. Volta başını hafif bir şekilde tamam der gibi sallayarak yoluna devam etti. "Hey en azından bir teşekkür etmen gerekmiyor mu?" Diye söylenirken aynı zamanda Voltanın önüne geçmeye çalışıyordu.
Kalabalık ve çocukların koşuşturduğu koridorda karşıdan gelen savurgan bir kaç bedenin kıza çarpmasıyla dengesini kaybedip kendisini yüz üstü yerde bulacakken Volta kızı çantasından tutup düşmesini engelledi. Bir kaç saniye de olsa bulundukları durum diğer öğrenciler tarafından fazlasıyla garip duruyordu.
"Daha ne kadar çantamdan tutmaya devam edeceksin boynum acıyor bırakır mısın?" Volta elini kızın çantasından çekmesiyle kızın dizlerinin üstüne düşmesi bir oldu. "Bu kadar da aptal olamazsın yani!" Diye sinirle ağzının içinde konuştu hızlıca ayağa kalkarak üstünü silkeledi. "Ben Beliz bu okula geleli bir kaç gün oldu." Volta kızın uzattığı ele bir süre baktı başta onu sınıftaki diğer çocuklar gibi düşünse de ön yargısını kırıp uzattığı eli tutmak için yeltendi fakat omzuna nasıl olduğunu anlamadığı bir omzun çarpması ile sarsılıp duvara çarptı. O anda telaşla kolundaki saate bakıp hızlıca yanlarından ayrıldı. En son duyduğu şey ise "Beliz emin ol bu lanetli çocukla arkadaş olmak istemezsin" tüm koridoru dolduran ama koştukça uzaklaşan kahkaha seslerini arkasında bırakarak okulun merdivenlerinden aşağıya indi.
Volta okuldan koşarak çıktığında tekrar kolundaki saate baktı saat 16:05 geçiyordu geç kalacağını anladığında o an dolan gözlerine fırsat vermeden hızlı bir şekilde koşmaya devam etti. Dakikalar sonra kendinden bağımsız hareket eden bacakları sağa sola çarparak gidiyordu. Şu an pes ederse daha çok acı çekeceğini biliyordu. Nefes nefese ter içinde kalmış yüzü, çantanın aşındırdığı omuzlarının acısına dayanmaya çalışarak son gücüyle evin olduğu sokağa girdi.Evet, her zaman ki gibi evin bahçesinde onu bekliyordu donuk ve korkutucu bakışları Volta'nın üzerindeydi. Volta nefes nefese evin kapısındaki siyah çizginin üstüne yığıldı. Birkaç saniye sonra kafasını kaldırıp kadına baktığında adeta o donuk bakışlar gitmiş gözlerinin içi parlamış ve dudağında çarpık bir gülümseme oluşmuştu. Volta geç kaldığını o an anladı kadın yüzünün hizasında tuttuğu altın sarısı saatine baktı ve Volta'ya kısa bir bakış attı. Volta kadının gülüşünü, bakışını her mimiğini ezberlemişti. Kadın başıyla ayağa kalk hareketini yaptıktan sonra sendeleyerek başı öne eğik bir şekilde ayağa kalktı ve kadının ağzından çıkmaya hazır olan kelimeleri bekledi kadın derin bir nefes aldığında dudaklarını araladı "Gözlerimin içine bak Volta gözler birçok duyguyu anlatır, fakat sadece ben o duyguları görebilirim."
Volta kadının gözlerinin içine yalvarırcasına baktı. İçinden tanrıya dua ediyordu. "Lütfen bu seferlik beni affetsin yalvarırım tanrım." kadın, "Ah Volta lanetli çocuğum gözlerindeki o çaresizlik beni daha da heyecanlandırıyor. Bunu bilmiyor musun?" Volta, boğazını temizleyerek "Söyle artık" diye tısladı. Kadın elindeki eskimiş saati kaldırıp Volta'ya gösterdi. "Bir dakika elli yedi saniye" dedi.Volta yerdeki çantasını hızlıca alırken bir yandan da gözyaşlarını elinin tersiyle sildi eve doğru ilerledi. Kapının kapanma sesini duyduğundan anlamış olacak ki kadın da eve girmişti, o anda olduğu yerde kaldı ve kadının söyleyeceği şeyleri bekledi. "Beş dakika içerisinde orada ol" Volta, duyduğunu belli eder bir şekilde başını sallayarak ahşap merdivenlerden odasına doğru çıkmaya başladı.
Eski merdivenlerin her basamağına bastığında çıkan gıcırtı sesleri Volta'yı daha da geriyordu. Odasına geldiğinde çantasını yatağının kenarına fırlatıp üzerindeki kıyafetleri parçalamak istermiş gibi çıkartmaya başladı. Kıyafetlerini katlayıp düzgün bir şekilde dolabına yerleştirdi. Sadece alt iç çamaşırı ile kaldığında odasının kapısını açıp çıktığı merdivenleri tekrar inmeye başladı. Her indiği basamakta kendine koyduğu kuralları sessizce tekrarladı. "Ağlamak ve bağırmak yok, nefret dolu gözlerle bakmak yok. engellemeye çalışmak yok."
Sürekli aynı şeyleri tekrarlayama devam etti. Sonunda basamakları ve kendine koyduğu kuralları bitirdiğinde o odaya doğru ilerledi. Her adım attığında nefes alışverişleri hızlanıyor göğsü inip kalkıyordu. Kiler odasının kapısını tedirginlik içinde açtığında yavaş adımlarla içeri girdi. Burası normal bir kiler odası gibi gözükse de öyle değildi. Eski kırık dökük rafın üstündeki eşyaların tozdan ve örümcek ağlarından görünmeyecek hale gelmiş olan dolabın önünde durdu ve dolabın üzerine işlenmiş saat simgesine elini uzatarak bastırdı.
Gürültülü bir şekilde dolap dışarıya doğru açıldı. O sırada sarsıntıdan düşen birkaç kavanoz sesleri Volta'nın irkilmesine neden oldu. Havada oluşan tozlar yavaşça yok olurken Ardında karanlık bir Geçit bıraktı. Volta o geçitten geçerek karanlığın içinde kayboldu. Bir süre sonra kadının kahkaha sesleri, Volta'nın ise acı çığlıkları duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÒL•TA Karanlık Oda
General Fiction"Biliyorum senin oğlun olduğum için bana çok fazla işkence ediyor. Hatta bazen zincir darbelerini sırtıma vurduğunda benim yerime seni koyduğunu düşününerek vurduğunu düşünüyorum. Çünkü bir anne evladına bu kadar acımasızca vurmamalı değil mi?"