7.

1.7K 11 9
                                    


"Dur, gitme beliz" Elimi o kızın bileğine götürüp hafifçe tuttum.

Ağzımdan çıkan kelimeye ve elim ayağımın dolanmasına engel olamayarak bir yandan ne yapmak istediğimi sorguluyordum. "Seni dinliyorum Volta" Gözlerimi kızın gözlerinin içine çevirdiğimde görüyordum onun iyi bir insan olduğunu ve niyetinin kötü bir şey olmadığını. "Koyduğum sınırları geçmediğin sürece Arkadaş olabiliriz" Surat ifadesi bir anda değişip gülümsediğinde ellerini çırparak konuştu.

"Biliyordum benim gibi biriyle arkadaş olmak istediğini." Bende biliyordum beni gerçekten tanısan benim gibi biriyle arkadaşlık kurmak istemeyeceğini. "bir şey sorabilir miyim?" diye konuştuğunda evet şimdiden pişman oluyor gibiydim. "Hayır" dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı. "Dün neden okula gelmedin?" Hayır dediğimi hatırlıyorum ama sanırım laftan anlamayacak gibi. "İşim vardı" Başını onaylar biçimde salladığında "Bende o gün teşekkür edip kaçtığında utandığın için gelmediğini düşünmüştüm.

"Hafif kıkırdayarak eliyle gülümsemesini kapattı. "Şuan da saat kaç ?" kolumdaki saate baktığımda zilin çalmasına üç dakika vardı. "Hoca sınıftan çıktığında çantalarımızı almamız gerekiyor " kızın söylediğine tamam der gibi başımı salladığımda bir anda kolumu tutup kendine doğru çekti ani tutmasıyla canım acısa da belli etmemeye çalıştım.

Saate bakmak için hırkamı hızlı bir şekilde yukarıya doğru çektiğinde göz bebekleri büyümüş yüz ifadesi şaşkınlık içerisindeydi ne olduğunu anladığımda kolumu hızlıca çekip Çatıya indim ilerleyeceğim sırada sakin bir nefes alıp arkamı döndüm kızın inmesi için elimi uzattım. Bakışları elime ve sonra bana baktığında gülümseyerek elimi tuttu ve inmek için benden destek aldı. Ön yargılı davranmamıştı ama ne olduğunu öğrenmek için de elinden gelen her şeyi yapacaktı.

Merdivenlerden indiğimizde bir şey yapmam gerektiğini hatırladım ve "Sen çantamı alıp kapıya gelir misin benim bir işim var" Dediğimde Başıyla onaylayıp sınıfın koridoruna doğru ilerledi. Öğretmenler odasına doğru ilerlediğimde zil çalmış herkes sınıflarından bardaktan boşalırcasına çıkıyordu. Kapının Önüne gelip bir süre bekledim. Öğretmenler odasına girmek üzere olan sima hocayı durdurduğumda gülümseyerek bana döndü. "Merhaba hocam" Çekingenliğimden anlıyordu bir şeyler isteyeceğimi.

"Merhaba Volta bir şey mi oldu ?" Başımı öne eğerek konuşmayı tercih ettim onun surat ifadesini görmek istemiyordum. "Bana daha önceden verdiğiniz kremden verebilir misiniz?" Bir süre sessizce bana baktı ve, "Gel benimle" Dediğinde öğretmenler odasına girdik ve dolabının önüne geldiğinde bir şeyler karıştırarak önüme kremi uzattı.

"Teşekkür ederim hocam" Diyebildim. "Volta kaldır başını" Başımı kaldırdığımda gözlerinin dolduğunu gördüğüm hocama baktım, başkaları bana kıyamazken annem dediğim kadın bana neler yapıyordu bunu görseydi en kötü ihtimalleri dile getirmezsek iğrenirdi. Kremi elinden alarak arkama bakmadan hızlı adımlarla öğretmenler odasından çıktım Belki yaptığım ayıp oldu ama karşısında gözlerimin dolmasına müsaade edemezdim ve Sima hoca beni anlar anlayışla karşılardı. Okul bahçesine indiğimde gözlerim direkt beni kapıda bekleyen o kıza takıldı koşmuyordum ama her an koşabilecek kadar hızlı adımlarla ilerledim kızdan çantamı alıp, "Sana bir şey versem onu her zaman yanında taşıyabilir misin?"

Sorduğum soru karşısında bana tuhaf şekilde bakarken Hiç sorgulamadan, "Evet taşıyabilirim" dedi. Eline elimde tuttuğum kremi uzatarak ona verdim. Kremi aldığında soru soracağını hissettiğimden, "Sağ ol görüşürüz" Diyerek hızlıca uzaklaştım. Okul yoluna çıktığımda daha vaktimin olduğunu tahmin ederek sakin adımlarla ilerliyordum. Şuanda bu arkadaş olma durumunu düşünmem gerekiyordu anlık bir şekilde kabul etmiştim teklifini çünkü o kız bana zarar vermezdi insanların kişiliğini çok kısa sürede anlayabiliyordum ve o kız beni gördüğü ilk günden beri hep savundu korumaya çalıştı. Aklıma gelen şeyle yolun ortasında durdum kaldım. Şuan da bir arkadaşım vardı küçükken hep istediğim bir arkadaşa sahip oldum ama neden sevinemediğimi veya mutlu hissetmediğimi anlamış değilim.

Yelda hocanın beni sıkıştırıp yapmamı istediği şeylerde vardı peki istediğini nasıl yapacaktım arkadaşıma böyle bir şey yapabilir miydim? Evet yapabilirim çünkü ona karşı her hangi bir duygu beslemiyorum sanırım sevinmemem gayet normal bir durum. Arabadan gelen korna sesleri beynimde yankılanırken nerede durduğumu idrak etmem kısa sürmüştü birisi kolumdan çekerek beni kaldırıma düşürdüğünde acıyla inledim. Arkamdaki kişiye bakmaya çalışırken bir adam arabanın camından sarkarak bağırmaya başladı. "Deli misin be oğlum ne işin var yolun ortasında ölmek istiyorsan katilin kendin ol başkalarını dahil etme!" Adam gaza basıp gittikten sonra ayağa kalkıp üstümü silkeledim beni yolun ortasından çeken kişinin kim olduğuna bakmak için arkamı döndüğümde hiç kimse yoktu. Olmaması onun yararınaydı çünkü onu arabanın altına atmayı düşünüyordum kaderimi değiştirip ölmeme engel olduğu için.

"Aptal adam sanki hiç denememişim gibi konuşuyor" Derin bir nefes alıp verip tekrar yoluma döndüm ev yoluna girdiğimde tahtaları kararmış dışı tamamen ahşaptan oluşan ev görüş alanıma girdi ev dediğim için kendi kendime sırıttım Böyle bir yer ev olamazdı, cehenneme dönüşmesi içinde bir kıvılcım yeterdi. Risk almak istemediğim için adımlarımı hızlandırarak ilerledim her zamanki gibi dışarıya çıkmış beni bekliyordu.

Evin bahçesine geldiğimde siyah çizgiyi de geçmiştim kolundaki saate bakıp bir sorun olmayacağını anladığında içeriye girdi ve bende peşinden eve doğru ilerledim. Salonun ortasında durmuş beni izleyen o kadına baktım "Çantanı köşeye bırak ve soyun" Dediğinde afallayarak olduğum yerde put kesildim geç kalmadığıma eminim ama yinede beni karanlık odaya mı götürecekti? "Ama ben geç kalmadım" diyebildiğimde başını yana eğerek korktuğumdan keyif alarak gülümsedi. "Soyun Volta" Sırtımdaki çantayı kapının köşesine bıraktım sonrasında üzerimdeki montu çıkartıp askılığa astım. Okul formamın düğmelerini teker teker açtım "Hızlan artık beklemekten nefret ettiğimi seni doğurmak için defalarca ölümden döndüğünü hissetmemiş miydin?

 Ve defalarca babamın beni kurtardığını da biliyordum. Üstümde ki kıyafetleri çıkardığımda okul pantolonumu da çıkararak karşısında durdum işaret parmağını kaldırıp dön işaretini yaptığında kendi etrafımda bir tur döndüm ve eski halimi aldım. "Çantanı boşalt" Dediğinde anlamıştım ne olduğunu beni karanlık odaya götürmeyecekti sadece üstümü arayıp krem, ilaç gibi şeylerin olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Karanlık odaya gitmeyeceğimi anladığımda mutluluğumu içime gömerek hızlıca çantamda ki her şeyi yere boşalttım. Elini uzattığında çantamı ona verdim içinde bir şey olup olmadığına baktıktan sonra çantayı yere bırakarak arkasını dönüp salonda ki masaya doğru ilerledi. "Yemeğe inmek için 5 dakikan var ve eşyalarını topla." Daha cümlesini bitirmeden her şeyi mi çantama sıkıştırarak merdivenlere doğru koştum çantayı yatağın köşesine attığımda dolabıma doğru ilerledim ve alt üst aynı olan siyah bir eşofman takımını çıkardım hızlıca giyinerek aşağıya indim.

Masanın önüne geldiğimde duvardaki saatlerden birine baktı. "Otur Volta" Dediğinde sandalyemi çekerek oturdum. Yemek boyunca her zaman olduğu gibi hiç bir şekilde konuşmadık. Yemek bittiğinde kendisi kalkar sofrayı toplardı bana evde hiç bir şekilde iş yaptırmazdı çünkü bana ev işlerini sadece kadınların yaptığını söylerdi ama okulda aksine annelerimize ev işlerinde yardım etmeli yorulduğunda bizim destek vermemiz gerektiği söyleniyordu. Her ne kadar doğruyu yanlışı ayırt edebilecek bir yaşta olsam da bilinç altımın söylediklerine çoğu zaman yenik düşüyordum. Odama geldiğimde yatağa doğru ilerledim ve oturdum sırt üstü kendimi yatağa bıraktığımda yaralarım çığlık atarcasına sızlamıştı. Bugün olanları ve yarın olacak şeyleri düşündüm bir süre. Bir yanım iyi şeyler sezmediğini söylese de diğer yanım anlamadığım şeyler hissettiriyordu ve ben bu anlayamadığım hissi hiç hoşlaşmayacağım şeyler olsa da zamanla çözeceğimi biliyordum. Düşüncelerim birbirleriyle boğuşurken kendimi uykuya bıraktım.

VÒL•TA Karanlık OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin