Dersler hızlı bir şekilde ilerlerken son ders zili çaldığında eşyalarımızı toplayarak sınıftan dikkat çekmeyerek çıkmaya çalışsakta Efe o kızın önünü kesmişti. "Nereye gidiyorsun?" beni gördüğünde şüpheli bakarak "Ha pardon nereye gidiyorsunuz?" diye sordu. "Benim çıkış iznim var biliyorsun hani amcam müdür yardımcısı" dediğinde bakışlarını benim üzerime çevirdi."Bu seni ilgilendirmez Efe" dediğimde bana başını salladığında " Gidin bakalım" dedi. Yanından geçerken kulağıma fısıldayarak, "Bana karşı sergilediğin bu tavrının bir cezası olacak" dedi. O sırada sınıfın kapısından bize bakıp "Bir sorun mu var?" diyen kıza başımı olumsuz anlamda salladıktan sonra Efe'nin yanından hızlıca ayrılarak kızın yanına geldim.
"Tuvalete girip ders zilinin çalmasını bekleyelim" söylediği mantıklıydı. "Tamam o zaman " dediğimde koridorun sonuna gelmiştik. İkimizde tuvaletlere girip zilin çalmasını bekledik.
Tuvalete girdiğimde o an yaşananlar canlandı gözümde gözlerim doldu hafiften biri gelir ne olur ne olmaz diye kapının kulpuna sıkıca tutundum. Bir kaç dakika sonra kapı kulpunu açmaya çalışsalar da inmedi. "Bozuk herhalde aşağıdakine gidelim" dedi birisi. Tutuğum nefesimi bırakarak sakince bekledim.
Ders zilinin sesini duyduktan bir kaç dakika sonra koridorlar sessizleşmişti. Yavaşça kapıyı açarak başımı kapı aralığından uzattığımda o kız da çıkmıştı. Hiç kimsenin olmadığını anladığımda dışarıya çıktım. "Hadi gidelim artık"
dediğimde merdivenlere doğru yöneldik. merdivenlerden inerken iki tane öğretmenin merdivenlere doğru çıkarak kendi aralarında sohbet ettiklerini duyduk. Bir birimize bakıp hızlıca ikimizde erkekler tuvaletine yönelince kızın bileğinden tutup onu temizlik odasına doğru çekerek içeriye girdik.
"Neden buraya girdik" dedi fısıltılı bir şekilde. "Erkekler tuvaletine erkek girebilirdi" dediğimde başını olumlu anlamda salladı. "Haklısın" dedi. Öğretmenlerin sesi uzaklaştığında bir süre sonra tamamen kesildi.
Kapıyı açarak dikkatli bir şekilde dışarıya baktım. "Hadi çabuk ol" diye fısıldadım. Merdivenlere doğru koştuğumuzda sessiz adımlar atmaya çalışıyorduk.
Okul binasından çıkıp arka bahçeye yöneleceğimiz anda çantamdan tutulup çekilmemle geri geri giderek kızın ayakkabısına bastım ikimizde yere düştük. Hayır o yere düşmüştü ben ise o kızın kucağına düşmüştüm.
"Ne yapıyorsun Beliz" diye çıkıştığımda "Sen önce üzerimden kalksana" dediğinde apar topar hızlı bir şekilde kızın üzerinden kalktım. Elini uzattığında bir kaç saniye bakışlarım eline gitmişti. Elini geri çekeceği sırada elinden tutup benden destek alarak ayağa kalkmasını sağladım.
"Sen neden beni geri çektin?" "Güvenlik vardı bu kadar dikkatsiz olma" dediğinde sinirle gülerek ona baktım. "Dikkatsiz değilim,ben baktığımda yoktu" Sen ciddi misin bakışları atıyordu birazda aşağlıycıdı sanki. Kapının girişine baktığımda "Mesela şuan baktığımda da yok" dediğimde gülerek başını iki yana salladı.
Arka bahçeye doğru ilerlediğimizde okulun arka kısmındaki camlardan bir kaç öğrenci bizi görebilirdi. O kızda benim baktığım yere bakınca bana "Ne yapacağız?" diye sordu. "Köşeden geçeceğiz ilerisi kör noktada kalıyor" dediğimde yere çömelerek alt sınıfların bizi görmemesi için eğilerek kurbağa gibi ilerledik.
O kız ise arkamdan gelirken arada bir gülüp duruyor bana kıkırdıyordu. "Bu kadar komik olan ne?" diye sorduğumda bu sefer kahkaha atmıştı. Kesinlikle bu kız geri zekalıydı. Ayağa kalkıp "Koş çabuk cama çıkacaklar" diye sinirle bağırdığımda peşimden koşarak beni takip etti kör noktaya koşmuştuk.
"Gerçekten o kadar ciddi olmamız gereken yerde nasıl kahkaha atabilirsin?" dediğimde hala daha gülmeye devam ediyordu. "Ben kendi kafamda bir şeyler düşünüp sessizce gülüyordum" dedi. "Sen neden güldüğümü sorunca daha çok gülesim geldi" sonlara sesi kısaldığından biraz kendini mahçup hissediyordu. "Senin yüzünden yakalanabilirdik" dedim.
"Haklısın kusura bakma, ama şuanda da yakalanma ihtimalimiz var" dediğinde acele etmemiz gerektiğini fark ettim. Duvar diplerinde duran çam ağaçları bizi saklayabilirdi. "Gel ağaçların oraya doğru giriyoruz" dediğimde peşimden geldi. Ağaçla duvarın mesafeleri dar olsa da ikimizde sığıyorduk.
Duvara tırmanmaya başladığımda o da benim hemen yanımdan duvara tırmanıyordu. Tellere ulaştığımızda bir elimi duvardan tutunup diğer elimle de o kızın çantasını açtım. "Ne yapıyorsun?" dediğinde "Dikenler çok sert hırka kapatamaz" dedim. Rastgele çıkardığım iki kitaptan birisi Simya hocanın kitabının olduğunu görünce hızlıca geri koyarak Yelda hocanın kitabını çıkardım.
Kitapları ortadan açıp ikisini de yan yana koydum. Belime bağladığım hırkamı çıkararak kitapların üzerini örttüm. "Biraz daha güvenli oldu" dediğimde korkuyla bana baktı. "İstersen ilk ben gidebilirim" dediğimde "Olur" diyerek başını salladı.
Bir bacağımı kitaplarla kapattığım tellerin üzerinden attığımda bacaklarım kitaplara değiyordu fakat her hangi bir tehlike yoktu. Tutunmak içinde diğer kitaba ellerimi koyarak destek aldıktan sonra diğer bacağımı da atarak okuldan çıkmıştım.
Biraz tedirgin olsa da o da benim yaptığımı yaparak karşı tarafa geçti. Duvardan yere doğru atladığımda o da kitapları ve hırkayı almak için yeltendi fakat hırka tellere takılıp yırtılınca korkuyla bana baktı. "Sorun yok hadi kitaplarını al" dediğimde kitapları da aldığında bana uzattı. Sonrasında elimi ona uzattığımda elimi tutup benden destek alarak aşağıya atladı.
"Sonunda bu kısmı hallettik" dediğinde derin bir oh çekerek evin yoluna doğru ilerledik. "Bu arada mektubu yazdım zarfı da amcamın odasından aldım" dediğinde zarfı elime uzatarak incelememi istedi. Zarfı yavaşça açıp baktığımda tamamen benim söylediklerim yazılıydı. Güzel ve resmi duruyordu. "Olmuş mu?" diye sordu. "Evet olmuş" dediğimde gülümseyerek önüne döndü ve uzattığım zarfı elimden aldı. Yol boyunca ikimizde sessiz ve gergin bir şekilde ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÒL•TA Karanlık Oda
General Fiction"Biliyorum senin oğlun olduğum için bana çok fazla işkence ediyor. Hatta bazen zincir darbelerini sırtıma vurduğunda benim yerime seni koyduğunu düşününerek vurduğunu düşünüyorum. Çünkü bir anne evladına bu kadar acımasızca vurmamalı değil mi?"