Evimin yoluna doğru ilerlerken ayağıma takılan taşlara vurarak benimle birlikte sürüklüyordum. Ev görüş alanıma girdiğinde Evin önünde beyaz bir araba vardı ve evin kapısı açılarak önce bir tane 35 ,40 yaşlarında adam ve hemen ardından o kadın çıkmıştı.
Kadın endişeli adam ise gergin gözüküyordu. Kadın adamın eline bir zarf vererek onun arabasına binmesini izledi. adam gaza basıp gittiğinde bende hızlı adımlarla eve doğru ilerledim.
Kapanan kapıdan bir kaç saniye sonra kapıya vurduğumda kapı hızlı bir şekilde açıldı. Fakat benden çok başkasını bekliyormuş gibiydi. "Gir içeri" Dediğinde ayakkabılarımı çıkartarak içeriye girdim. evin kapısını kapattım ve montumu da askılıklara asarak salona doğru geçtim.
Fakat salonun tam ortasında duran bavulları ve bir kaç el çantasını gördüğümde, "Bir yere mi gidiyorsun?" Diye sormadan edemedim.
Aceleyle çantaları salonda ki dolaba yerşeltirirken benim soruma cevap vermeyi düşünmüyordu. "Otur seninle konuşacaklarımız var" Dediğinde beraber salonda ki siyah koltuklara karşılıklı bir şekilde oturduk.
"Her an buradan gidebiliriz" Dediğinde kaşlarımı çatarak bu durumdan hiç hoşlanmadığımı belirttim. "Hayır buradan gitmek istemiyorum" Burayı terk edersek babam bizi nasıl bulacaktı? Bu evde ben anılarımı yaşayıyorum buradan gidersem hepsini unuturdum ve kalbim soğurdu.
"Bunun üzerine tartışılacak bir konu yok, her zaman benim söylediğim olur unuttun mu?" dişlerimi sıkarak sinirimi geçirmeye çalışıyordum. Babama ulaşmak için adımlar atmışken buradan gidemezdim buna izin veremezdim.
"En azından bana bir açıklama yapamaz mısın?" Umutsuzca sorduğum soru üzerine biraz düşündü. "Biz buradan gidersek babam nasıl geri gelecek?"
Canımı verirdim yine de buradan gitmezdim bulacaktım babamı her şeye göğüs gerip bulacağım.
"Yıllardır peşimizde birileri var, bunlar senin babanın düşmanları bizi arıyorlar buldukları yerde öldürecekler.
"Neden babamın düşmanları var?" Yoksa, bunca senedir babam bizim için mi ortalıkla yoktu? "Bu yüzden her an tetikte olmalıyız." dedi. Ama söylediklerini şuan için agılayamıyordum.
Çok fazla soru birikmişti içimde hangisini soracağımı bilemezken bir cevap alıp alamayacağımı da bilmiyordum. "Babam bizi onlardan uzak tutmak için mi gitti?" Başını olumsuz anlamda salladığında net bir cevap alamadığımın farkındaydım.
Söylediklerini kafamda tartıyor ve sindirmeye çalşıyordum. Sanırım şuanda bunları düşünmek mantıklı değildi. Her an dengesiz hareketlerde bulunabilir ve ceza alabilirdim. Tavana bakıp uzun bir süre düşünmem gereken bir konuydu. Şuanlık sessiz kalıp olacakları tahmin etmem gerekiyordu.
Masanın üzerinde ki poşetlerden bir kutu çıkartıp bana uzattı. Kutu telefon kutusuydu fakat içinden ne çıkacağı hiç belli değildi. Kutunun kapağını açtığımda içinde gerçekten de bir telefon duruyordu Önce telefona bakıp sonrasında hızlı bir şekilde başımı kaldırarak karşımda oturan kadına baktım.
"Bu benim mi?" Sorduğum bu soruya başıyla onaylayladı. "Bu telefon her zaman senin yanında olacak. Okula giderken, yemek yerken, Tuvalate giderken ve duş alırken bile her zaman senin elinin altında olacak"
Kulağım o kadındayken ellerim ve gözlerim istemsizce telefonda takılı kalıyordu. "Acil bir durum olursa şüphelendiğin beni arıyorsun, onun haricinde arama" Bana iğrenerek baktığında tekrar konuşmaya başladı. "Bu kadar sevineceğini bilseydim emin ol almazdım"
Moralimi bozmaya çalışıyordu fakat tuzağına düşmeyecektim. "Hala daha bir çocuk gibi davranıyorsun çok yazık sana" Dediğinde yanaklarımı dişleyerek kendimi sakin tutmaya çalıştım, sanki başka yapabileceğim bir şey varmış gibi?
Telefonu incelemeyi bir kenara bırakarak yarın için söylemem gereken yalanı düşündüm şuanda bu kadar sohbet etmişken belki araya bir yerlerde sıkıştıra bilirdim.
"Benim yarın dışarıda işlerim var" Dedim kendimden emin çıkartmaya çalıştığım ses tonumla, fakat bana gözlerini diktiğinde sözüme devam ettim. "Okulda bir kurs var o kursun sıvanı olacakmış"
Kafasında tarttıktan sonra konuşmak için bacağını bacağının üzerine attı, "Çok önemli değilse gitme zaten ortaokul zorunlu olduğu için gidiyorsun kendini derslere bu kadar kaptırma."
Hemen bir çözüm bulmam gerekiyordu fakat ne uyduracaktım hadi Volta çalıştır kafanı, "Eğer gitmezsem hoca bu dersten bırakabilir" Gözlerini kısarak, yüz ifademi inceledi ve bana inanmayan gözlerle baktı. Çünkü derslerimin gayet iyi olduğunu biliyordu ve zekamın babamdan geldiğinin bilincinde olduğu için bana sürekli bir aptalmışım gibi davranıyordu.
"Gitmiyorsun işlerimiz var, ve sürekli ortalıklarda görünmemelisin" O kızı tek bırakacağım ve Hakan abiyi hayal krıklığına uğratacağım için üzgündüm.
"Pekala ben odama çıkıyorum" diyerekayağa kalktım ve merdivenleredoğru ilerledim. Beni isteseydi gönderirdi telefon için sevindiğimi gördü ve bu yüzden beni göndermedi pislik kadın.
Odaya girip üzerimde ki kıyaferlerden hemen kurtularak yatağa girdim saatlerdir uyumuyordum ve çok fazla yorgun hissediyordum. Yarın için o kıza neden gelemediğimi açıklmamam gereken bir yalan bulmam gerekiyordu. Gözlerimi kapattım ve kafamda hangisinin bahanesini daha geçerli olur diye düşündüm. Fakat çok geçmeden bedenim uykunun verdiği savaşa yenik düşerek usulca kapanan gözlerimle yatağa iyice sokularak kendimi o bütün yükleri mi ardındıran uykuya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÒL•TA Karanlık Oda
Ficțiune generală"Biliyorum senin oğlun olduğum için bana çok fazla işkence ediyor. Hatta bazen zincir darbelerini sırtıma vurduğunda benim yerime seni koyduğunu düşününerek vurduğunu düşünüyorum. Çünkü bir anne evladına bu kadar acımasızca vurmamalı değil mi?"