İnsanlar, doğru veya yanlış olduğunu düşünmeden çoğunluğa inanıyordu böylelikle bir kez daha kendi içimde kanıtladım çoğunluğun her seferinde kazanacağını. Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde ayağa kalktım anlık başımın dönmesiyle dengemi kaybederek ellerimi duvara yasladım duvardan destek alarak kendime biraz zaman verdim. Bir kaç dakikanın ardından yürüyebilecek halde olduğumda okul yoluna doğru ilerledim. Okul bahçesine girdiğim sırada teneffüs zili çalmıştı Hiç kimseye görünmek istemediğim için okulun arka bahçesine doğru ilerledim Bir kaç kişi koşarak bahçeye doğru çıktığı sırada hızlı bir şekilde ağaçların arkasına doğru saklandım. "Hadi ama Beliz kabul et eğlenceliydi." Efenin sesini duyduğumda bir kaç yaprağı önümden çekerek o tarafa baktığımda Efe, Berke, Koray ve o kız görüş alanıma girmişti. "Hayır Efe Volta sizin yüzünüzden hatta benim yüzümden babamdan dayak yedi." Ağlamaya başladığında onun bir suçu olmadığının ve durdurmaya çalıştığının da farkındaydım kendisini suçlamasına gerek yoktu. "Girdiğimiz iddiayı unuttun sanırım" Kız endişelenerek etrafına baktığında, "Susar mısın efe iddiamızda böyle şeyler yoktu." Kendi aralarında iddialaşacak kadar yakın olup olmayacaklarını düşündüm ama aynı mahallede oturduklarına göre eskiden de arkadaş olduklarının kanaatine vardım. "Kendine gel Beliz eğer böyle yaparsan oyunun tadı kaçıyor" Bahsettikleri şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama başıma giren sancı düşünmeme izin vermiyordu. Berke konuştuğunda onu daha net anlamak için olduğum yerden biraz daha yakınlaştım. "Hem sen söylemiştin vücudunda yaralar var demek ki şiddet görüyormuş iki tokattan bir şey olmaz değil mi?" Duyduğum şeyler karşısında şaşkınlıkla olduğum yerde dona kaldım. Ben kendimi riske atarak onunla arkadaş olmayı kabul etmişken o kız benimle konuştuğu, yaptığı ve gördüğü her şeyi onlara mı anlatıyordu? Derinleşen nefes alış verişlerim ve başıma girip duran sancıyla ağaca yaslanarak geçmesini bekledim o sırada hareket ettiğimde ayağımın altından çıkan bir kaç dal parçası ses çıkartmıştı. Beni görmemeleri için iyice saklandığımda bir kaç saniye bekledim. " Anlamıyorsunuz çocuklar " kız söylendiğinde olduğum yerden kafamı uzattım herkes kendi halindeyken bir kişinin gözleri benim üzerimdeydi her zamanki gibi gözlerimin içine soğuk ve sert bakışlarıyla bakıyordu. Kaçacağım bir yer olmayacağı için saklandığım ağacın oradan çıkmak için yeltendiğimde Koray Efenin kolundan tutup çekiştirdi. "Ne yapıyorsun bıraksana" diye çıkıştığında Koray elini kolundan çekerek "Birazdan zil çalacak gidelim işte" Efe ona garip bakışlarını yolladığında yanından geçerek ilerledi ardından berke ve o kız da ilerledi. Koray son kez gözlerimin içine bakarak arkadaşlarının peşine takıldı. Ders zili çaldığında başımda tekrardan oluşan ağrıyı engellemek için olduğum yere çökerek iki elime başımı sıktım. "Yeter artık yeter" Ellerime başıma sert bir şekilde vurarak giren sancıları durdurmaya çalışıyordum geçip geçmediğinden emin değildim ama ısrarla vurmaya devam ettiğimde gözlerim yaşarmaya başladığında kendimi durdurmaya çalışarak ellerimi dizlerimin üzerine koydum Akan göz yaşlarımı durdurmaya çalışırken başımdaki ağrı daha da şiddetleniyordu. Bedenimdeki yaraların acısına dayanmıştım ama bu ağrı o kadar kuvvetliydiki artık vurmanın etkisiyle beynimin yok olduğunu düşünmeye başlıyordum. "Defolup gidiyorsan git zaten bir boka yaramıyorsun" Bağırdığımda ellerimi şakaklarıma götürerek kendimi sakinleştirmek için sesiz bir şekilde derin nefesler alıp verdim. Sakinleştiğimde baş ağrım öncekine göre biraz daha iyiydi kendimden emin olduğumda ayağa kalkarak bahçeden çıktım okulun kapından girip merdivenlere doğru yöneldim. Koridordan sessiz adımlarla geçtiğimde sınıfın kapısına geldim derin bir nefes alarak yumruğumu sıktım yavaşça kapıya bir iki kere tıkladıktan sonra hocanın gel demesiyle kapıyı açarak içeriye girdim. Çekingen bir tavırla hocanın yanına geldim ellerim istemsizce bir biriyle oynadığında başımı öne eğerek, "Geç kaldığım için özür dilerim" dediğimde Mert hoca ayağa kalkarak yanıma geldi. "Geç tahtaya ders bitene kadar tek ayak üstünde bekliyorsun." Tahtanın köşesine geçerek tek ayağımı kaldırıp dersin bitmesini bekledim. Başıma giren sancı ve hafif baş dönmesiyle dengede duramıyordum başımın yine dönmesiyle ayağım yere koyarak düşmemek için destek aldım. "Hocam Volta tek ayak üzerinde durmuyor" Gizelin sesini duyduğumda hoca da arkasını dönüp bana doğru geldi. "Başını kaldır volta." Dediğinde parmağındaki yüzüğüyle oynuyordu usulca başımı kaldırdım. Mert hoca elini kaldırdığında gözlerimi sıkıca yumdum tokat atmasını bekledim fakat tokat yüzüme gelmemişti. Gözlerimi açtığımda eliyle çenemi tutup başımı yukarı kaldırdı ve sağ sola çevirip yüzümü inceledi. "Sana bunu kim yaptı?" Dudaklarıma akan sıcak sıvıyla burnumun kanadığını anlamıştım elini saçlarıma götürüp kaldırdığında göz bebekleri iyice büyümüştü. "Volta sana bunu kimin yaptığını sordum bana hemen cevap vermezsen aileni arayacağım!" Annemin bu durumu öğrendiğinde daha kötü şeyler olacağını düşündüğümden yere düştüğümü söyleyeceğim sırada nefes alış verişlerim biranda hızlanmıştı. "Volta iyi misin oğlum cevap ver" Boğuk bir şekilde duyduğum sesler korkutucu geliyordu. Başıma giren keskin bir sancıyla gözlerim iyice karardı ve daha fazla ayakta duramayarak kendimi bıraktım. Bir anda gelen uyku bedenimi ele geçirdiğinde kendi içimde bir savaş başlatmış gibiydim sanki yıllardır uykusuz kalmışım gibi uyku bastırıyordu. Bu o kadar güzel ve tatlıydıki kendimi bırakıp uyumak istiyordum. Bedenimi dahada saldığımda acılarım gidiyor sanki huzura kavuşuyordum. "Volta aç gözlerini beni duyuyor musun?" Birilerinin konuştuğunu beni uyandırmak istediğini duyuyorum fakat bunu yapmak istemiyorum. Kendimi uykunun kollarına bıraktığımda hissettiğim tek şey mutlu olduğumdu ve ben kendimi ilk defa bu kadar mutlu hissediyordum. Bilincimi tamamen kaybedeceğimden habersiz hiç uyanmamak üzere kendimi güzel bir uykunun eşiğine bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VÒL•TA Karanlık Oda
General Fiction"Biliyorum senin oğlun olduğum için bana çok fazla işkence ediyor. Hatta bazen zincir darbelerini sırtıma vurduğunda benim yerime seni koyduğunu düşününerek vurduğunu düşünüyorum. Çünkü bir anne evladına bu kadar acımasızca vurmamalı değil mi?"