10.

1.7K 12 5
                                    

Uyandın mı oğlum dedi saçlarımı okşarken, "Hayır baba biraz daha uyuyacağım" hafif gözlerimi araladığımda camın aralık perdesinden yağan kar tanelerini gördüm. Kış ayında olmamıza rağmen ev o kadar sıcaktıki biraz daha yatakta kalmak için direniyordum. Kulağıma gelen kaynayan çaydanlığın sesi, pişen yumurtanın kokusundan bile içim huzur buluyordu. Aniden aklıma gelen soruyla, "Beni ne kadar seviyorsun baba?" diye sordum sanki yıllardır babamın beni sevdiğini dile getirmesini duymamış gibiydim. Babam biraz yatakta hareketlenerek söze girdi. "Babalar çocuklarını her zaman sever ve ben seni bu dünyadaki her şeyden çok fazla seviyorum." Daha fazlasını istiyordum eğer yeterli sevgiyi hissetseydim bu soruyu sorrma ihtiycı duymazdım. "Peki neden seni sürekli özlüyormuşum gibi hissediyorum" Biraz daha yatakda uyumak amacıya babama şımarıkça sorular sormaya devam ediyordum bilmiyorum belkide içimden ne geliyorsa onu soruyordum. Babamın gözleri bir süre halının desenlerine takıldığında içlice bir nefes alıp verdi yutkundu. "Ben her zaman senin yanındayım, her adım attığında ayak izlerindeyim." Bilmediğim bir şekilde kalbime sancılar giriyordu, evet yanımdaydı ama neden bir şekilde hissedemiyordum onu gerçek anlamda hissedemesemde mutluydum. Babam omuzlarıma dokunup, "Artık uyanmalısın oğlum" Neden uyanmak zorundayımki bugün okul mu var hayır istemiyorum. "Bugün okula gitmesem olmaz mı?" Babam üzerimde ki yorganımı biraz indirip gözlerimin içine baktı. "Burası gerçek değil oğlum, uyanmalsın ve gerçek hayatına dönmelisin." Nasıl yani sen, hissettiğim bu sevgi sıcak yuva gerçek değil mi diyorsun baba?" Babam oturduğu yataktan başını iki yana sallayarak ayağa kalktı. "Uyanmalısın oğlum uyanmalısın" Nereye gidecektim ki beni kovuyor muydu hayatından hayır gitmek istemiyorum ben burada mutluydum. Hareketleri gittikçe hızlanırken elleri sağ solda ki eşyalara çarptığında etraf da gürültüler oluşmaya başlamıştı. "Baba yeter her yeri dağıtıyorsun" Yataktan kalkarak babamı durdurmaya çalışıyordum fakat babam elinde ki kitabı alıp bir eline bir de bana bakıyordu. " Git buradan uyanmalısın" Diye bağırmaya başladığında korkarak babama baktım yavaş adımlarla yanına gitmeye çalıştığım da elinde ki kitabı bana fırlattı. "Git buradan uyanmalısın" Yüzüme doğru atılan kitabın şaşkınlığı ile olduğum yerde dona kaldım. Babm elini diğer kitaplara götürdüğünde iki elimi havaya kaldırarak "Baba dur lüten yapma" yalvarırcasına çıkan ses tonumun onu bir kaç saniyeliğine yumuşattığını görsemde durmadı. Kitaplığımda ki kitapları alarak bna fırlatmaya başladı. "Git buradan uyanmalısın!" Bu sefer başıma ve göğsüme gelen kitaplar canımı hiç bir şekilde acıtmıyordu. "Baba bu bir rüya mı?" Delirmiş gibi gözüküyordu canımı yakabilirdi ama yine de kitapları atmaya devam ediyordu. "Git buradan uyanmalısın" Sürekli aynı şeyleri tekrar edip duruyordu nereye gidecektim? nasıl gidecektim ben senin yanından gitmek istemiyorum baba ne olursa olsun gitmek istemiyorum. "Söylesene baba her şey bir rüyadan ibaret mi? Sen gerçek değil misin" Gittikçe kısalan ses tonumdan ne dediğimi ben bile duyamamıştım çünkü böyle bir şeyi mümkün kılmak istemiyordum. Gözlerim dolmuş yaşlarım saniyesinde yüzümle buluşmuştu elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim gözlerimi babamın gözlerine diktim bir cevap arıyordum tek bir cevap. " Bu rüya değil bu bir kabus sen buraya ait değilsin uyan ve dünyana dön" Ellerinde ki kitap usulca parmaklarından ayrıldı yere düştü ve toz oldu. "Git buradan uyanmalısın uyan volta ben burada değilim." Başımı iki yana sallayarak delice ağlamaya başladım "Hayır baba gitmeyeceğim ben burada senin yanında kalmak istiyorum." Bİr anda hayır diye bağırmaya başladı ve eline aldığı bütün kitapları üzerime doğru atmaya başladı. "Git buradan uyanmalısın" yeter sus artık baba lütfen sus. "Gitmeyeceğim baba!" Adım attım ona doğru sağımdan solumdan kitaplar geçerken düştüğü yerde toz olup yok oluyordu sarılmak istedim babama hiç gitmek istemeyerek sarılıp bırakmak istemedim. "Git buradan uyanmalısın." Defalarca aynı şeyi söyleyip duruyordu göz yaşlarımın yerini seller sular almış hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Bedenime çarpıp yok olan kitapları görmezden gelerek babmın yanına dibine geldim kollarımı iki yana açarak, "Sarılır mısın baba seni çok özledim" titreyen sesime inat konuşmaya çalıştım fakat her ağzımı açacağım sırada sanki kelimeler boğazıma dikiliyor bir yumru ağrı oluşturuyordu. "Git buradan uyanmalısın" Yine ve yine aynı şeyleri tekrarlıyordu krize girmiş gibiydi. delirtmek mi istiyordu beni? Sağ kalan son hücremi de kaybetmemi mi istiyordu? Tekrar arkasını dönüp bir kitap alacağı sırada kitaplığın bom boş olduğunu gördü yavaçca bana dönerek ona karşı hala açtığım kollarıma baktı tebessüm etti kollarını benim gibi iki yana açarak bana sarılmayı kabul etti. Tebessüm etmişti öyle güzel öyle acılıydı ki sarıldım ona sıkıca, sarıldı o da bana sıkıca bir daha hiç görüşmeyecekmişiz gibi sarıldı Yumdum gözzlerimi kokusunu içime çekmek istedim ama bir kokusu yoktu bir insanın nasıl kokusu olmazdı? bir kez daha yorgun ve kısık sesiyle konuştu,"Git buradan uyanmalısın" Gitmemi istiyordu. "Sen hiç okulda zorbalığa uğrarken babama söylerim babam halleder diyemediğin zamanlar oldu mu? babalar gününde hiç yalnız kaldın mı? Hİç babanın sevgisine muhtaç kaldın mı?" Gözümden akan yaşlar babamın siyah kazağını ıslatarak daha da siyahlık veriyordu. Hıçkırıklarımın beni durdurmasına izin vermeden konuşmaya devam ettim. "Sen hiç babasız kaldın mı baba" ağlamalarımın sesleri yükselirken bir cevap bekliyordum gitme demesini kal benimle burada gerçek olmasa da burada yaşa demesini bekliyordum. "Git buradan uyanmalısın ben gerçek değilim ben burada değilim uyanınca yanında olacağım söz veriyorum" Sırtımda ki kolları gevşediğinde başımı kaldırıp babama baktım, başını aşağı indirdiğinde geri çekilerek bende babamın baktığı yere baktığımda kitapların toza dönüştüğü gibi toz oluyordu. "Hayır baba yalvarırım bırakma beni" Son kez baktı sulu gözleriyle gözlerimin içine, "Kurtar kendini bu dünyadanda o dünyadanda" Buydu son sözleri ve gitti yok oldu gözlerimin önünde bir toz fırtınası gibi esti ve geçti. Gittikçe havaya doğru yükselen toz tanelerini bana nispet yapar gibi dans ediyordu etrafımda bir lodos gibi şekil aldığında sanki beni buradan alıp çıkartmak istercesine uğraşıyordu, dokunmak istercesine uzattım ellerimi yavaşça süzülüp yok oldular. Bir süre olduğum yerde kaldım etrafıma bakındım her şey vardı ama hiç bir şey yok gibiydi. Uyandığım yatağa doğru ilerledim yatağa oturdum ve bir süre olanları düşündüm, düşüncelerim teker teker çıkmaz sokağa girdiğinde anladım bir sonuca varamayacağımı. Uzandığım yatağa yarısına kadar açılmış yorganı üstüme çekip sıkıca sardım kendime bu olanlardan sonra uyusam geçer miydi hiç bilmiyorum fakat babamın son sözleri geldi aklıma kurtar kendini buradan demişti bir yaş düştü gözlerimden nasıl kurtaracaktımki kendimi buradan.

VÒL•TA Karanlık OdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin