bılırsınız farkımız tarzımız bu nedenle bana nıckımle seslenmenız yazar dıye seslenmenızden daha hosnut kacar aksı takdırde sıze kucuk kardes getırırım (sakadegıl)
~ 🐢 ~
"Ben dışarı çıkıyorum Ji!""Lix saçmalama bu saate mi?" Göz devirip kafamı salladım.
"Eee bayan Young çıkmana izin vermez?"
"İzin isteyen olmadı?"
"Pekala bende geliyorum" diyip ceketini giymeye başladı.
"Ji saçmalama saat akşam 11.00 ve sen hep bu saatte uyursun şuanda da uykunun olduğunu biliyorum" benimle çıkmak için giydiği ceketi bir daha çıkardı ve yatağa attı. Bu çocuk benim kararlılık seviyemdi aq.
"Dikkatli git gel, sıkı giyin hasta olma Lix" baş sallayıp kapıya yöneldi. Odadan çıkmadan önce Jisung'a havada öpücük atıp dışarı çıktım.
Odadan çıkarken bayan Young'a yakalanmadım. Umarım yurttan çıkarken de yakalanmam.
Yavaş yavaş adımlarla merdivenlere kadar ulaştım. Bu saatte bayan Young odaları kontrol ediyordur. Genellikle bizim odayı kontrol etmeyi unutur, sebebi ise koridorun sonunda olması. Veya kazık kadar olduk diyedir.
Merdivenleride yavaş ve hafif adımlarla inip kapıya ulaştım. Umarım Emrah abi her zaman olduğu gibi uyuyordur. Hiç uğraşamam bana neden bu saatte dışarıda olduğuma hesap vermeye.
Dışarıya ulaşmanın rahatlığıyla bir nefes vermiştim. Tek kalan şey ise güvenlikçi Emrah abiyi atlatmaktı.
Işığı açık olan küçük kulübeyi görünce göz devirmiştim yine. Neden uyumuyorsun be adam!
Sahte bir öksürük ile sesimi düzeltmiş ve en kalın hali ile içeriye sesimin gitmeyeceği bir şekilde bağırmıştım.
"Emrah koş ananı sikiyolar!"
Aniden küçük kulübenin kapısının açılması ile beni görmemesi için duvarın altına saklandım. Yemişti, yine.Birden Emrah abinin sağa sola koşması ile gülmeye başlamıştım. Ne zaman dışarı çıkmak istesem bu taktiği kullanıyordum ve işe yarıyordu.
Emrah abinin dikkatini çekmeden hızla dışarı fırlamıştım. Hala gülmenin biraz etkisindeydim. Yüzümü ciddi bir ifade yapıp kapüşonu kafama geçirmiştim.
Hızlı adımlarla yetimhanenin önünden ayrılıp yakınlardaki parka doğru ilerledim. Her kafam dağınık olduğunda oraya giderdim. Bayan Young'un anlattığına göre beni orada bulmuşlar. Salıncağın üstünde bırakılmış ağlayan bir bebek.
Parka ulaştığımda yine boş olan salıncak ile acı bir tebessüm edinmiştim yüzüme. Öz annemin ya da babamın hangisiyse artık beni bıraktığı salıncak.
Salıncağın karşısına geçtim önce, sonra ise geçip üstüne oturdum. Bayan Young'un dediğine göre beni tam burada 18 yıl önce bulmuş burada, benden bir gün öncede Jisung'u.
İstediğimiz zaman dışarı çıkamayız yaşımız kaç olursa olsun. Gerçi daha 18 yaşında değilim. 1 saat sonra olacağım. Tabii gerçek doğum günümse.
Aklıma gelen şey ile ağzımdan gülme gibi garip bir ses çıkmıştı. Ardından arka cebimden kendime bir sigara çıkarıp yapmıştım. Normalde sigara içmek ve almak, yasaktır. Ama ben Soyadsız Felix bunu umursamıyor. Kimsede benim görüşlerimi, fikirlerimi. Zaten sırf havaya girmek için içiyordum yoksa tadı yarram gibiydi.
Her geldiğimde bu saatlerde boş olan parktan bir ses geldiğinde sigarayı iki parmağım arasına alıp zehirli dumanı havaya saldım ve sesin geldiği yere baktım.
Arabaya dik dik bakmaya başladım. Amacımı bende bilmiyordum. Araba ise duruyordu. Ardından arabanın kapısı açıldı ve bir adam çıktı. Bana mı doğru geliyor o?
Bana doğru gelen siyah maskeli adam ile gözlerim kesiştiğinde bugünün 3. Göz devirişini sunmuştum kararlı gözlere. Mal mı amınakoyayım? Sanki yüzünü sikeceğim ne bu maske?
Geldiğinde tam salıncağın önünde -karşımda- dikildi. İşin gücün yok mu be adam, akşam saat 12.00 olmak üzere eve dön la.
Yalnızlığımın içine sıçtı.
İrislerimiz hala bir birini keserken salıncağa doğru bir adım daha attı.
Arka cebime dönerek bir sigara daha çıkarmıştım. Ardından yüzünü hem karanlık hemde maske yüzünden pek seçemediğim adamın maskesini kaldırıp dudakları arasına yerleştirdim.
Bana hayretle bakarken bende yaptığıma hayretler içerisinde yapıyordum.
Dudaklarımdaki sigaranın duruşunu dikleştirip, hareket etmemesini sağlarken. Onun dudakları arasına sıkıştırdığım sigarayı düşmemesi için iki parmağım arasında dudaklarına doğru sabitlerken diğer elimi yanağına yerleştirip kendime çekmiştim karanlıkta olsa güzel olduğu belli olan yüzü.
Ardından sigaralarımızın uçlarının değmesini sağlayıp onun sigarasını da yakmıştım. İşimiz gücümüz popüler kültürlük.
Sigarasının yakılması ile parmaklarımı sigarası arasından çekip, elimi yumuşak tenden okşayarak çekmiştim.
Önümden çekilip oda benim gibi yanımdaki salıncağa oturup dumanı ve havayı birbirine karıştırmıştı.
"Adın ne?" ince ama diğer yandan derin olan sesin sahibine baktım.
"Soyadsız Felix" diyip kafamın dağınık olması ile mal gibi kıkırdadım.
Adam bana anlamsız bakışlar atıyordu bundan emindim. Ceketimin cebinden telefonumu çıkarıp saate bakmıştım. Bence yeternice durdum.
Ağızımdaki sigaraya tükürürcesine ağzımdan savurup salıncaktan kalkmış ve üstüne basmıştım.
Sigarayı söndürdükten sonra arkama dönmüş ve hala salıncakta oturan adama bakmıştım. Havadan bir öpücük gönderip salına salına yurda dönmüştüm.
-
tassak gecıyom buney
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy? - {HyunLix}
FanfictionFelix bir yetimhane çocuğuydu. Hyunjin ise hem kötü yoldan hemde şirketten para kazanan bir iş adamı... Peki ya Hyunjin Felix'i evlat edinmek isterse...? [Tamamlandı]