eighteen

302 18 3
                                    

Kyungsoo çalan telefonu ile araladı gözlerini. Başı ağrıyor, gözleri yanıyordu.

İdol olmak neden bu kadar zordu?

Uzandı ve kimin aradığını bakmadan cevapladı telefonu "alo?" Jongin'in küçük kıkırdaması doldurdu kulaklarını. "Uykucum benim, günaydın." Derin bir nefes verdim ağırca. "Sabaha karşı uyudum ben."

Güldü tekrar. "Sana geliyorum ondan aradım." Hızla havalandı kaşlarım "senin bugün pratiğin yok muydu?" "Akşam yaparım, seni özledim. Hem sen istemiyor musun bakalım sevgilini görmeyi?" Güldüm hafifçe "istiyorum canım, sıkışma diye söyledim."

"Tamam, tamam. Ben çörek aldım pastaneden senin bir şey hazırlamana gerek yok. Sen sadece uyan yeter." Güldüm hafifçe "pekala, kalkıyorum o zaman ben." "Kalk bakalım, görüşürüz Kyungsoo'm." "Görüşürüz sevgilim." Diye mırıldandım telefonu kapatırken.

İki hafta geçmişti ona her şeyi anlatalı. O günden bu yana tek bir pürüz bile yaşamamıştık. İlişkimizi herkesten gizli yaşıyorduk. Ya onun evindeysek yada benim evimdeysek yakın oluyorduk sadece.

Onun dışında dışarıda iki yakın arkadaş gibiydik. Bunu uzun süre yapmıştık, alışıktık.

Çalan kapı ile koşarcasına ilerlerdim kapıyı açmak için. Açtığımda ise gülümseyen Jongin ile karşılaşmıştım. Hızla girdi içeri. Bende ardından kapıyı kapadığımda sardı kollarını belime. ''Özledim seni.''

Ayrıldığımızda hala şiş olan gözlerim ile baktım güzel yüzüne. O kesin erken uyanmış sporunu bile yapmıştı. ''Nasıl yapıyorsun bunu? Güne nasıl bu kadar erken başlıyorsun?'' Güldü hafifçe ''Sekiz yıldır aynı düzenle yaşıyorum sevgilim. Alıştım erken uyanmaya.'' 

Bedenlerimiz birbirinden ayrıldığında birlikte salona ilerledik. Getirdiği çörekleri yerken günlük hayatımızdan bahsediyorduk. O, çoğunlukla grup arkadaşlarından bahsediyordu. 

''Onlara söylemelisin Jongin. Tekrar birlikte olduğumuzu'' Derin bir nefes verdi. ''Biliyorum ama korkuyorum bir yandan. Junmyeon hyug seni sakladığım için hala kızgın bana. Bir de bunu söylersem tepki alırım diye korkuyorum sanırım.'' 

Uzandım ve masadaki elini tuttum. ''Ben yanında olurum istersen. Eğer senden değil de bambaşka bir yerden öğrenirlerse daha çok kızmazlar mı?'' Jongin başını olumluca salladı. ''Haklısın güzelim.'' 

Masayı toparlamak için ayağa kalktığım anda elimden tuttuğu gibi çekti beni kucağına. Ellerim hızla buldu omuzlarını ''Ne yapıyorsun?'' dedim gülerek. Burnunu burnuma sürttü hafifçe ''Sevgilimi seviyorum.'' 

Parmağı ağırca dolaştı yanağımda. Bakışlarını bakışlarımdan bir saniye ayırmadan seviyordu nazikçe yüzümü. Bakışları öylesine güzeldi ki, Onlarla seviyordu beni.

Bu sevgiyi hissetmeden yıllarca nasıl yaşamıştım ben?

''Seni öyle özlemişim ki.'' diye mırıldandım zorlukla. Gözlerini kapattı ve ağırca yaklaştı bana. Anlını anlıma yasladığında kokusu doldurdu içimi. ''Kalbimi hissetmeyeli yıllar olmuş Kyungsoo. Bunu seni tekrar gördüğümde hissettim.''

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Sıkıca sarıldım boynuna. Kollarını belime sardığında ise ağırca kalktı sandalyeden. Bacaklarımı sardım beline. Odama adımladığı sırada yüzümü boynundan ayırdım. 

Dolu gözleri ile karşılaştığımda bir saniye daha düşünmeden öptüm dudaklarını. Kalçalarımı tutan elleri hızla titredi. Sırtımın duvara değdiğini hissettiğim sırada dudakları dudaklarımı hızla kavradı. 

Odamın kapısının hemen yanındaki duvara yaslıydım. Jongin bunu fark ettiğinde hızla girdi odama. Dudaklarımızı ayırmadan uzanmamı sağladı yatağıma. Nefes nefese ayrıldı dudaklarımdan. 

Gözlerimi sıkıca kapattım boynuma inen öpücüklerini hissederken. Onu hissetmek, bambaşkaydı. Onunla olmak, başkaydı işte.

Anlatmaya kelimeler yetmezdi bana yaşattığı hisleri. 

Hava kararmıştı ve biz hala yatakta uzanıyorduk. Saçlarımın arasına kısa bir öpücük verdi Jongin. ''Güzelim benim artık çıkmam lazım.'' Başımı olumluca salladım o kalkarken. Üzerini giydi ve gülümseyerek döndü bana. 

Yaklaştı öptü dudaklarımı ''Dikkatli ol tamam mı?'' ''Tamam, olurum güzelim.'' O çıktığında ise kendime yiyecek bir şeyler hazırladım. Yemeğimle birlikte salona geçtiğimde telefonumu kontrol ettim. 

Jongin gideli bir saat olmuştu. Ama hala yurda vardığında dair bir mesaj atmamıştı. Uzandım ve koltuktaki kumandayı aldım. Bir yandan televizyonu açarken bir yandan da Jongin'i arıyordum. 

İlk başta telefonuna ulaşılamadığına dair mesaj doldurdu kulaklarımı. Telefonu merak içinde kapatırken de televizyondan gelen son dakika haberi sesini duydum. 

Bakışlarım televizyona döndüğünde haber spikerinin sunduğu haberi gördüm. Telefonun elimden kayıp düşmesine engel olamadım. 

''Sevgili seyirciler son dakika haberi ile karşınızdayız. Ünlü idol grubu Exo'nun üyesi Kim Jongin trafik kazası geçirdi. Kazanın işlek bir caddede olduğu ve ters yönden gelen bir araç ile çarpıştığı iddia edildi.''

''Diğer sürücünün hayatını kaybettiği, Ünlü idolün ise yoğun bakıma alındığı ulaşan bilgiler arasında.''

Jaehyun'u öylece çıkarmak olmazdı değil mi?

Instagram/KaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin