"Kyungsoo hadi gel artık!~" hazırladığım meyve tabağı ile havuzda beni bekleyen sevgilimin yanına yaklaşırken duyduğum seslenişi ile gülümsemem büyüdü.
"Geldim." Diye mırıldandım geniş bahçeye çıkarken. Onunla ilk kez başbaşa tatile çıkmıştık. Hayallerimin de üzerinde geçiyordu.
Evin her yerinde onun kollarının arasında olmak, çok güzel hissettiriyordu.
Önümüzde daha geçireceğimiz dört günümüz vardı ve o günler için şimdiden heyecanlıydım.
Olan her şeyden sonra burada onunla olmak, çok başkaydı. Biz çok başkaydık.
Tabağı havuzun kenarına bıraktım ve kendimi yeniden soğuk suya bıraktım. Suyun soğukluğunun tam tersi olan sıcak kolların arasına girdim hemen.
Dudaklarını yanağıma bastırırken elleri belimi sarmıştı. "İdol olman hoşuma gitmiyor, çok fazla oppacın var Kyungii~"
Gülümseyerek döndüm ve yüz yüze geldim sevgilimle. "Bana diyene de bakın." Ellerimi karın kaslarının üzerinde gezdirdim.
"Kaç tane konserde açtın bu kaslarını hatırlamıyorum desem." Büyük bir kahkaha attı. "Ama benim işim bu."
"Senin işin şarkı söylemek değil miydi?" Beline sarılan bacağımı tuttu ve kendini bana bastırdı yavaşça. "Tehlikeli sularda yüzüyorsun Do Kyungsoo."
Dudaklarımı dudaklarına sürterken fısıldadım. "Tehlikeyi sevdiğimi biliyorsun."
Dudakları dudaklarımı sertçe sahiplenirken bin bir emekle hazırladığım meyve tabağı için üzüldüm. Çünkü onu asla yemeyecektik.
______________
"Yataktan çıkmak istemiyorum!" Jongin'in bağıran sesini duyduğumda yüzümdeki gülümseme büyüdü. "Tanrım, yatmaya değil tatile geldik. Kalkasana be adam!"
Kollarını açtı büyükçe. "Bugünü de yatakta geçirsek, sana doyamadım ben." Hızla yaklaştım. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Beni tutkulu bir öpüşün içine çekerken zorlukla ayrıldım dudaklarından. "Biraz gezip dolaşmak istiyorum. El ele olamayacağız ama olsun, seninle anılarımız olsun istiyorum."
Yavaşça doğruldu. "Önümüzde uzun bir hayat var birtanem. Bir çok anımız olacak, birlikte yaşayacağız hayatımızı."
Derin bir nefes çektim içime. Bir türlü atamıyordum içimdeki korkuyu. Jongin beni bir kez hayallerinin önünde bir bariyer olarak görmüş, beni koparıp atmıştı hayatından.
Çok tehlikeliydi bu yaptığımız. Bir daha beni engel olarak görürse, bırakırsa ne yapardım? Nasıl tutunurdum hayata?
"Bebeğim, daldın." Sesiyle kendime gelirken gülümsedim. Bacağına vurdum iki kez. "Kalk artık. Ben saçlarımı tarayıp geliyorum."
Ayağa kalktığımda arkamdan bağırdı. "Çok yakışıklı olma sakın!"
Tatilimizi adada yapılan festivallere denk getirmiştik. Biz burada olduğumuz sürece iki tane festival gerçekleşecekti.
Rengarenk bir fetsivaldi. Buraya gelmek uzun zamandır hayallerimi süslüyordu. Özellikle sevdiğim adamla gelmek, yan yana olmak ayrı güzeldi.
Yaklaştı bana, etrafta bir çok müzik çalıyordu. En baskını kpop şarkılarında dans eden gençlerin çaldığı müzikti.
Kulağıma seslendi. "Sana şu renkli şekerlemelerden alayım mı? Eskiden severdin." Gülümsedim büyükçe. Unutmamış olması beni mutlu etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Instagram/Kaisoo
Fiksi PenggemarJongin yıllar önce terk ettiği çocuğu yeni sevgilisinin şirketinde gördüğünde hayatının şokunu yaşamıştı. Text/Instagram