1. Bölüm

8.9K 409 415
                                    


Ondan önceki hayatım basit ve ölçülüydü.
Şimdi ise sadece... Ondan sonrası var........

____________________________________________

Bütün gece heyecandan uyuyamamıştım.
Bugün, üniversite hayatımın ilk günüydü.
Liseyi birincilik ile bitirmiş ve üniversite için de aynısını dilemiştim.Yurda gidicek olan eşyalarımı çoktan toplanmıştım.

Sıcak bir duş alıp, üzerimi giyindim.
Etrafta bir şey unutmadığımdan emin olmak için tekrar bakındım.

"Felix ? "

Alt katta olan annem seslenmişti. Kalvaltının hazır olduğunu, hızla yiyip çıkmamız gerektiğini söyledi.

Tekrar seslenmesine fırsat vermeden.
Aşagı inip, yanağına bir öpücük kondurdum.Bunu her gün hiç aksatmadan yapardım. Babam öldükten sonra hayatını bize adadı. Ben ve kardeşim olivia'ya. Hep bizi düşündü ve çok çalıştı.

Ben ise üniversite'yi bitirip onun sırtından yükleri biraz olsa hafifletmek istiyordum.Bu yüzden derslerime sıkıca çalışıp. Birinci olup onu hep mutlu etmek istiyordum.

Kahvaltı masasına oturup annemin bize yaptığı omlet'in tadını çıkartıyordum.
Kız kardeşim gelip özenle yaptığın saçımı bozana kadar gayet keyifliydim.

"Hey olivia! Yapma!" Diye sitem ettim. Kardeşimi çok sevmeme rağmen bazen sinir bozucu olabiliyor.

"Nasıl gidiyor abicim ? Heyecanlı mısın?"

"Heyecanlı değilim ama sizden uzak olacağım için gerginim"

"Merak etme abicim her hafta sonu birlikte olacağız."

Sımsıkı sarılıp tamamladı cümlesini.
Yurda gitmeden önce herşeyi arabanın bagajına koyduğumdan bir kez daha emin olmuştum.

"Her şey tamam değil mi?"

"Evet her şey tamam anne gidebiliriz"

Ve yurda doğru yola çıktık.

Annem her zaman koruyucu olmuştur.
Bugün de her zaman ki gibi ortamın iyi olup olmadığını kontrol etmek için gelmişti. Yurda giriş yaptıktan sonra odamı bulmak için koridorda ilerledik.
B11,B14 ve işte B16 benim kalacağım oda.

"İşte burada" diyerek işaret ettim anneme
İçeriye girmek için kapının kolunu kaldırdım.

İçeride, oda arkadaşım olduğunu düşündüğüm bir çocuk vardı.

"Selam."

"Selam."

"Jeongin ? " Dedim yanına doğru ilerlerken

"Bana I.n diyebilirsin." Dedi tokalaşmak için elini uzatarak.

"Ben Felix"

"Açık konuşayım. Tanımadığım biri ile eşleşecek olmak beni biraz ğermişti ama
Seninle iyi anlaşacagımızı düşünüyorum sana kampüsü gezdiririm."

"Tamam o zaman biz gidelim artık. "
Dedi annem

Onları geçirmek için bahçeye indim.
Bana sımsıkı sarıldı, göz yaşlarını zar zor tutuyordu.

"Ev sensiz çok boş olucak lix. Seni çok seviyorum. Kendine dikkat et, fazla partilere gidip dersleri aksatma,kimseye güvenme, kendinden başka kimseyi önemseme ve aramayı ihmal etme."

Annemin, partiler ve üniversite erkekleri hakkında ki uyaran konuşmasından sonra onları uğurladım.Onlardan hiç uzak kalmamıştım şimdi ise tek başımaydım.Ne yapmalıyım ne düşünmeliyim bilmiyordum.

Üniversite'de ilk günümün ardından bir hafta geçmişti. Oda arkadaşımla iyice kaynaşmıştım. Ve derslerim dahil her şey mükemmel gidiyordu. Ta ki bir gün......

Oda arkadaşım ı.n yiyecek birşeyler almak için dışarıya çıkmıştı. Bende rutin olarak yaptığım gibi duşa girmiştim.
Geç geleceğini biliyordum o yüzden rahat, rahat duş almak istiyordum.
Kapının açılma sesini duyup, biraz ürkmüştüm ne de olsa bu kadar erken gelemezdi.

Duştan çıktığımda, I.n'nin yatağına uzanmış, uzun boylu, sarışın ve şimdiye kadar gördüğüm en güzel gözlere sahip bir çocuk vardı.Havlumun alt tarafımı gerçekten örttüğünden emin olmaya çalışırken bakışlarımı aşağı kaydırıp duruyordum. Çocuk bana bakarken dudaklarının kenarları hafifçe kıvrıldı ama tek kelime bile etmedi.

Ben, tuhaf sessizliği bozup. "Yanlış odaya girmiş olmalısın?"

"Hayır doğru odadayım."Diye tersledi.
Terslemesi karşısında ne söyleyeceğimi bilememiştim.

"Şey, acaba sen... çıksan da ben de rahatça giyinebilsem?"Dedim cesaretimi toplayarak. Havluya sarılı olduğumu fark etmemişti bile. Belki de fark etmişti ama etkilenmemişti.

"Abartma, sana bakacak filan değilim. Hem ikimizde erkeğiz baksam bile sorun olmazdı" Diye azarladı ve ellerini yüzüne bastırarak arkasını döndü.

Bu kaba yoruma nasıl karşılık vereceğimi bilemediğimden pufladım ve şifonyerime yürüdüm. Üzerime elime gelen ilk tişört ve şortu geçirmiştim.

"İşin bitmedimi hala ?"diye sordu nihayet sabrımı taşırarak.

"Daha saygılı olman mümkün mü? Ben sana ne yaptım ki. Derdin ne senin be? Hem odama izinsiz giriyorsun hemde beni azarlıyorsun." Diye bağırdım. Sesim istediğimden biraz daha yüksek çıkmıştı fakat yüzündeki şaşkınlık ifadesine bakılırsa sözlerim istediğim etkiyi yapmıştı. Bir an sessizce bana baktı. Ve ben bir özür beklerken... o kahkahalarla gülmeye başladı. İki yanağında da gamzeleri vardı ve kendimi tam bir aptal gibi hissediyor, ne diyeceğimi ya da yapacağımı bilemiyordum. Gözlerimi ona dikerek bakmaya devam ederken. O anda kapı açıldı ve I.n içeri girdi.

"Üzgünüm, Felix. Sana Hyunjin'nin uğrayacağını söylemeyi unuttum."

"Keşke unutmasaydın bende hazırlıksız yakalanmazdım."

Jeongin çocuğa baktı ve ardından ikisi de kahkahalara boğuldular. Bu insanlar neden bana gülüyor be? Durum gerçekten sinir bozucu olmaya başlamıştı.

"Hwang Hyunjin benim erkek arkadaşım değil" dedi Jeongin, kahkahalarının arasında neredeyse boğularak. Sonra sakinleşerek dönüp Hyunjin'ne çatık kaşlarla baktı. "Sen ona ne dedin?" Sonra tekrar bana döndü.

"Hyunjin'nin biraz... özgün bir sohbet tarzı vardır."Dedi sırıtarak.

Kendine özgün mü? Resmen dalga geçmek için doğmuştu bu çocuk. I.n. Hyunjin'nin yattığı yatağın uçuna oturarak "Bu gece bir parti var; sen de bizimle gelmelisin, Felix" Dedi Jeongin Şimdi gülme sırası bendeydi.

"Partiler gerçekten bana göre değil."
Hyunjin'ne baktım elbette ki ikimiz de odada yanında değilmişiz gibi davranıyordu.

"Haydi... sadece bir parti! Artık üniversitedesin, tek bir partinin
zararı olmaz" diye yalvardı jeongin.

"Ayrıca Kimseyi tanımıyorum bile,"
Dedim ve Hyunjin yine güldü. Benimle dalga geçtiği açıkça belliydi.

"Partide beni tanıyor olacaksın. Gel haydi... lütfen?" Dramatik bir yakarış tavrıyla ellerini göğsünde birleştirdi.

Annem beni partilere gitmemem için uyarmıştı. Ama bir yandan kaynaşmak için iyi olabilirdi. "Bilemiyorum." Dedim kararsız bir şekilde.

"Haydi, I n, bu çocuğun partiye
gelmeyeceğini biliyorsun"Dedi gülerek. Oldukça sinir bozucu bir şekildeydi. Rekabetçi tarafım o kibirli surata yanıldığını kanıtlamak istiyordu.

"Aslında, evet, geleceğim" Dedim elimden geldiğince tatlı bir tavırla gülümseyerek. "Eğlenceli olabilir."

Hyunjin başını iki yana salladı ve jeongin bir çığlık attıktan sonra kollarını vücuduma sararak beni sıkıca kucakladı.
"Yaşasın! Çok eğleneceğiz!"

Diye bağırdı. Haklı çıkması için içten
içe dua ediyordum.

***************

Merhabalar yeni bir fic ile geldim kendimi tutamadım.
İyi okumalar.









Uncontrolled LOVE -Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin