21. Bölüm

2.5K 188 114
                                    

Yatağa ulaşana kadar Hyunjin'in bakışlarını üzerimden ayrılmadı. Dizimi yatağın üzerine dayayarak yorganın altına girdim. Aynı zamanda Hyunjin de doğrularak sırtını yatak başlığına dayadı ve bana elini uzattı. Küçük elimi onunkine koyduğum anda parmaklarını sardı ve beni kendine çekti. Dizlerim kendiliğinden iki yanına açıldı ve kucağına oturdum. Bunu daha önce de yapmıştım fakat asla bu kadar çıplak değildim. Birbirimize dokunmamamız için dizlerimi kullanarak kendimi yükseltmeye çalıştım ama Hyunjin bunu yemedi.

Ellerini kalçalarıma koyarak beni kasıklarına doğru bastırdı. Tişörtü iki yanıma dökülerek bacaklarımı tamamen gözler önüne serdi. Vücutlarımız
birbirine değdiği anda karnım karıncalanmaya başladı. Hissettiğim bu mutluluğun uzun sürmeyeceğini biliyordum ve kendimi Külkedisi gibi hissediyor, saatin geceyarısını vurarak bu mutlu gecemi sona erdirmesini bekliyordum.

"Bu çok daha iyi" dedi ve yüzünde çarpık bir gülümsemeyle gözlerime baktı.
Sarhoş olduğunu ve bu yüzden nazik davrandığını biliyordum -eh, ona göre nazik- ama şimdilik aldırmayacaktım. Bu gerçekten onunla son zaman geçirişim olacaksa kesinlikle böyle geçirmek istiyordum. Kendime bunu söyleyip durdum. Bu gece Hyunjin'in yanında
nasıl istersem öyle davranabilirdim çünkü güneş doğduğunda ona bir daha asla bana yaklaşmamasını söyleyecektim ve o da söz dinleyecekti. Bu en iyisiydi ve alkolün etkisinden sıyrıldığında isteyeceği şeyin bu olacağını da biliyordum. Ben o an alkolün değil, Hyunjin'in etkisindeydim. Kendime bunu da söyleyip duruyordum.

Hyunjin gözlerime bakmaya devam ederken gerginleştiğimi hissettim. Bundan sonra ne yapmalıydım? Bu işi nereye götürmek istediği konusunda hiçbir fikrim yoktu ve ondan önce bir şeyler yapmaya kalkışarak kendimi aptal durumuna düşürmek istemiyordum.

Huzursuz yüz ifademi fark etmiş gibiydi.
"Sorun nedir?" diye sordu ve elini yüzüme kaldırdı. Parmağı elmacık kemiğimi izlerken, şaşırtıcı ölçüde nazik dokunuşuyla gözlerim aniden kapandı.

"Hiç... Sadece ne yapmam gerektiğini bilmiyorum" diye itiraf ettim ve bakışlarımı indirdim.

"Ne istiyorsan onu yap, Felix. Üzerinde çok fazla düşünme." Gövdelerimiz arasında biraz mesafe oluşturacak şekilde geri çekildim ve elimi çıplak göğsüne koydum. İzin almak için gözlerine baktım. Başıyla onayladı. İki elimi nazikçe göğsüne koyduğumda gözlerini kapadı. Parmaklarımı göğüs kafesindeki yazıların üzerinde dolaştırırken kirpikleri titreşti. Yüz ifadesi sakindi ama göğsü biraz önce olduğundan daha hızlı kalkıp iniyordu.

Elimi aşağı kaydırıp işaret parmağımı boxerının bel lastiğinde dolaştırırken
kendimi kontrol edemiyordum. Gözleri aniden açıldı ve endişeli bir tavırla baktı. Hyunjin, endişeli görünüyordu."Şey... sana... dokunabilir miyim?" diye sordum, söze dökmeme gerek kalmadan demek istediğimi anlamasını umarak Bedenime kendim hükmetmiyormuşum gibiydi. Bu serseri çocuğun üzerine oturup...orasına... dokunmak isteyen bu çocuk da kim?

Hyunjin'in daha önce onun yanındayken gerçek benliğimi bulmamla ilgili söylediklerini hatırladım. Belki de haklıydı. Şu anda hissettiklerim çok hoşuma gidiyordu. Bu pozisyondayken vücuduma yayılan elektrikten çok hoşlanıyordum.

Başıyla onayladı. "Lütfen." Elimi boxerının üstünde tutarak aşağı kıydırdım ve kumaşın üzerindeki şişkinliğe yavaşça uzandım. Elimi üzerimle dolaştırırken hızlı ve derin bir nefes aldı. Ne yapmam gerektiğini bilmediğimden, sadece dokunmaya, parmaklarımı yukarı aşağı oynatmaya devam ettim. Yüzüne bakamayacak kadar gergindim. Bu yüzden bakışlarımı giderek büyüyen kasıklarından ayıramıyordum.

"Sana ne yapman gerektiğini göstermemi ister misin?" diye sordu sakince, titrek bir sesle. Her zamanki kibirli tavırlarının yerini gizemli bir şey almıştı.

Uncontrolled LOVE -Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin