Seungmin'in yanındaki boş yere girerken Chan'e mesaj atarak geldiğimi haber verdim. Hemen cevap yazarak sahanın karşı sol ucunda beni beklediğini belirtti.
Mingi'yle birlikte yanıma gelirlerken Seungmin'e Chan'in nerede olacağını söyledim."Pekâlâ." dedi Seungmin ama pek de heyecanlanmadığı belliydi.
"Chan kim?" diye sordu Mingi.
"Benim... arkadaşım." Sadece arkadaşımdı.
"Erkek arkadaşın Hyunjin, değil mi?" diye sordu Mingi.
Ona baktım. Herhangi bir şey ima etmeye çalışmıyordu, sadece kafası karışmıştı.
Kulübe hoş geldin.
"Hayır, bebeğim." dedi Seungmin gülerek "Aslında ikisi de değil."
Ben de güldüm. "Göründüğü kadar kötü değil."
Herkesin toplandığı yere yaklaşırken okul bandosu çalmaya başladı ve saha giderek daha da kalabalıklaştı. Chan'i içeride yaslanmış halde beklerken görünce rahatladım. Onu işaret ettim ve yanına yaklaştık
"Ah." diye ciyakladı Mingi yaklaşırken. Chan'in dövmelerinden ve piercing'lerinden mi, yoksa yakışıklılığından mı etkilendiğini anlayamadım. Belki ikisi de.
"Hey, güzelim." dedi Chan, sırıtarak bana sarılırken. Ben de gülümseyerek ona sarıldım. "Selam, ben Chan. İkinizle de tanıştığıma sevindim." Seungmin ve
Mingi'yi işaret etti.Seungmin'le daha önce karşılaştığını biliyordum,dolayısıyla belki de sadece kibar davranmaya çalışıyordu. "Geleli çok oldu mu?" diye sordum.
"Sadece on dakika kadar. Tahmin ettiğimden daha çok kişi gelmiş."
Seungmin bizi muazzam büyüklükte bir odun yığınının yakınında, daha az kalabalık bir yere sürükledi. Mingi, Seungmin'in bacaklarının arasına oturarak sırtını onun göğsüne yasladı.
Güneş batıyordu ve rüzgâr hızlanıyordu. Üşümeye başlamıştım. "Ee, daha önce şenlik ateşine katıldın mı hiç?" diye sordum Chan'e Başını iki yana salladı.
"Hayır, bu pek benim tarzım değil." dedi gülerek. Sonra ekledi,"Ama bu gece buraya geldiğime memnunum."
İltifatına gülümseyerek karşılık verdim ve tam o sırada biri bize yaklaşarak okul ve bando adına sıcak bir tavırla hepimizi selamladı.
Birkaç dakika konuştuktan sonra nihayet ateşin yakılması için ondan geri saydılar. "Üç, iki, bir..." ve alevler bir anda parlayarak odun yığınını hızla sardı. Alevlere bu kadar yakın olmak aslında çok güzeldi ve üşümeyeceğimi anlamıştım.
"Eh, ne kadar kalacaksın?" diye sordu Chan, Mingi'ye.
Mingi kaşlarını çattı. "Sadece bu hafta sonu. Keşke gelecek hafta sonu düğüne de gelebilseydim."
"Ne düğünü?" diye sordu Chan.
Seungmin'e baktım. "Annemin düğünü." diye cevap verdi.
"Ah..." Chan duraksadı ve bir şey düşünüyormuş gibi başını eğdi.
"Ne oldu?" diye sordum.
"Hiç. Sadece gelecek hafta bir düğünle ilgili başka kimin konuştuğunu hatırlamaya çalışıyorum... Ah, evet... Hyunjin'di sanırım. Bize düğüne giderken ne giymesi gerektiğini soruyordu."
Kalbim durdu. Duygularımın yüzümden belli olmamasını umdum. Demek Hyunjin babasının rektör olduğunu ve Seungmin'in annesiyle evleneceğini arkadaşlarına hâlâ söylememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uncontrolled LOVE -Hyunlix
Hayran Kurgu[Tamamlandı] Lee Felix on sekiz yaşında bir üniversite öğrencisidir, basit bir hayatı, mükemmel notları ve dünya tatlısı bir arkadaşı vardır. Genç çocuk bütün hayatını gelecek planları üzerine kurmuştur, ta ki dövmeli ve piercing'li, serseri Hyunjin...