40.PARÇA: İZ

37 3 0
                                    


"Bazen yanlışlar doğruya götürüyor."

***

Bostanlı, İZMİR

Hava oldukça sıcaktı. Bahar arsızca sıcak yüzünü göstermişti İzmir'e.

Bostanlı çimlerine yayılan, manzara izlemek için köprüye biraları, çiğdemleri ile oturan insanlar neşeliydi. Etrafta koşuşturan, paten süren, kaykayıyla kayan çocuklar ve gençler enerjikti.

Fakat buluşan dokuz kadın bu neşeden çok uzaktı.

Tedirgin ve korku karışmış bir ifade sinirlerini germişti hepsinin. Ayperi herkesin gelmiş olduğunu görünce uzatmadan lafa girdi.

"Sizi alelacele topladığım için özür dilerim ama lafı uzatmayacağım. Elimde size attığım bir mesajın haricinde hiçbir kanıt yok. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bildiğim tek şey geçen her dakikanın aleyhimize işlediği."

Akabinde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı Ayperi. Arya ve Ahenk, Ayperi'yi sağından solundan sarıp sırtını sıvazladılar. Dışarıdan bakan biri için dokuz genç kadın buluşmuş, dert yanıyor görünüyordu ama hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Birinin mantığını konuşturması gerekiyordu.

"Mesaj nereden yollanmış?"

Kübra'nın sorusuna Ayperi gözyaşlarının arasında yanıtladı.

"Bilmiyorum."

"İzi sürülebilseydi aslında..."

Işık'ın mırın kırın söylediği cümle Ayperi'nin gözlerinin parlamasına sebep oldu.

"Sürülebilir aslında."

Hıçkırıkları susmuş, bulduğu bir umut kırıntısına sımsıkı sarılmıştı duruşu.

"Sürebilirim."

Nisan kaşlarını kaldırıp Ayperi'ye dikkatle baktı.

"Bu da yasa dışı, biliyorsun değil mi?"

"Evet."

Bal rengi ve ela gözler birbirini tarttı.

"Tek başına sürmeyeceksin o zaman."

"Anlıyor musun bu işlerden?"

"Dediğime göre?"

Ayperi almıştı almaya cevabını. Gülbahar, "Bir sonuca varamayabiliriz böyle. Hocalarımıza haber vermekten yanayım hala," dedi. Mantıklıydı tabi ama...

"Olmaz güzelim. İşler karışık zaten baksana," dedi Nisan küçük dinamitine.

"Ne yapacağız o zaman abla?"

Yanıt Kübra'dan geldi.

"Elimiz armut toplamayacak en başta Gülbahar."

"O zaman planımız nedir?"

Işık çenesini sıvazladı.

"Ayperi, Nisan. Mesaj nereden atıldıysa onu bulalım ama Gülbahar'ın dediği de doğru, bir sonuca varmayabiliriz. Asıl bakmamız gereken yeri bence biliyoruz, öyle değil mi Nisan?"

Nisan sessizce gözlerini kırptı.

"Neresi orası?"

"Dövüştüğü kafesin adresini biliyorum Yeşim. Biliyoruz yani."

Yeşil gözlerinde birkaç soru işareti belirdi Yeşim İnci'nin. Gülbahar, Yeşim İnci'nin aklından geçeni kelimelere döktü.

"Nereden biliyorsunuz?"

CEHENNEM ÇİÇEĞİ |Tamamlandı| #Wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin