Final: "Son Nefes"

363 13 10
                                    

Percy bizi dışarı çıkardığında, bir banka oturtturuyor. Robin ve ben başımızı onun omzuna yaslıyoruz, bu sırada bir inleme sesi işitiyoruz.

Acı çeker gibi.

Ayaklanıyorum ve sesin geldiği yöne doğru ilerliyorum. Birkaç çalılığın arkasından uzun kızıl-kahve saçları fark ediyorum. Percy ve Robin sessizce beni takip ediyorlar.

Üzerindeki yaprakları silkeliyorum ve o tanıdık yüzle karşılaşıyorum.

"Linda! Tanrım, Linda! Bu sensin!" diyerek çalılığın içinden çekip çıkarıyorum onu. Percy aynı saniyede yanıma geliyor ve Linda'ya sarılıyor, Linda kollarını kaldırmaya çabalasa da başarılı olamıyor ve başını Percy'nin omuzlarına gömüyor.

"Onu içeri götürelim, çabuk!"

Percy toprak büküyor ve kendimizi daha demin oturduğumuz bankın yanında buluyoruz. Robin Linda'yı banka yatırıyor, o sırada Percy en yakın kulübenin kapısını deli gibi çalmaya başlıyor.

Linda, "Su..." diye mırıldanırken, Robin onun için yemek kulübesinden temiz suyu hemen getiriyor ve yavaşça içiriyor. O sırada etrafımız insanlarla kaynamaya başlıyor.

Linda ölü gibi gözleriyle etrafı süzüyor ve başıbı yavaşça bana doğru çevirip, titreyen sesiyle konuşmaya çabalıyor. "Neredeyim ben, Avatar?"

"Element Kampı'ndasın. Bizimle birlikte, güvende. Seni bu hâle getiren şey ne?"

Derin bir nefes alıyor, o sırada kampın hemşiresi yanımıza geliyor ve Linda'nın yaralarını tedavi etmeye koyuluyor. En çok da alnındaki, şimşek şeklindeki yara izi dikkatimi çekiyor. Gülümsüyorum.

"Harry Potter'ı bu kadar sevdiğini bilmiyordum." O da gülüyor.

Percy koşarak yanımıza geliyor ve Linda'nın ellerini kavrayarak gözlerine odaklanıyor. "Ne oldu sana, kim yaptı bunu?"

Linda burnunu çekiyor. "Darker. Büyü yaptı, zorla bir çeşit iksir içirdi. Sonra bu yaralar oluştu, ama etkisini biliyorum. Bundan ileri gidemez."

Hepimiz bir rahatlamayla, iç çekiyoruz. "Sen iyisin ya, önemli olan bu."

Hemşire -ve diğer meraklı insan grubu- gittikten sonra Linda ile birlikte kulübeye geçiyoruz. Bu akşamlık Percy yatağını ona vermeyi teklif ediyor, Linda hiçbir şey söylemeden yatağa uzanıyor ve uyumaya başlıyor.

Yatağımın kenarına oturuyorum ve Linda'ya bakıyorum. "Anlamıyorum. Neden onu sağ bıraktı? Büyükbabamı öldürdü, Tyler'ı öldürdü, Rosalie'yi öldürdü, annemi öldürdü, tüm yakınlarımı katletti ama Linda... Neden?"

Percy omzunu silkiyor. "Sanırım bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz." Ayağa kalkıyor ve ellerini çırpıyor. "Hadi bakalım, yarın zor ve yorucu bir gün olacak. Dinlenmeliyiz."

"Peki ya sen?" diyorum onu süzerken.

"Buradayım. Baksana, Robin çoktan uyumuş bile. Linda da. Ben karşıdaki kulübede uyuyacağım, bir yatak boşmuş. Her neyse, sana iyi geceler."

"İyi geceler, Percy."

***

Percy, "JANE!" diye bağırarak kulübeden içeri doğru atılıyor. O sesle yataktan düşüyor gibi oluyorum, son anda tutunuyorum.

"Ne oldu?!" diyorum ona heyecanlı gözlerle bakıp.

Bir iki kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra nefesini dışarı salıyor. "O geri döndü."

Genç AvatarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin