8.Bölüm: "Ölmesi Benim Hatamdı"

897 32 1
                                    

Darker.

Rosalie'nin boğazına pençelerini dayamış. Hemen yanımda duran Benedict'a bakıyorum, gözlerindeki korku ve nefreti görebiliyorum. Açıkçası daha belli olamazdı.

Her an Darker'ın üzerine atlayabilecekmiş gibi görünüyor, hemen kolunu tutuyorum. Aynı sinirle gözlerime bakıyor. "Yapma, yoksa seni öldürebilir." diye fısıldıyorum. Sinirden zar zor nefes alıyor.

"Eğer... O annemi öldürebilir." diyor sakinliğini korumaya çalışırcasına.

Darker'a baktığımda yüzünü yana yatırmış, kendi iğrenç ifadesini koruyarak Rosalie'yi inceliyor. Sonra Benedict'a dönüyor.. Tırnaklarını Rosalie'ye daha çok batırmış olmalıydı ki, kadın inliyor. Gözleri kapalı.

"Bırak onu!" diye tıslarken bir adım ileri gidiyorum. Darker bana bakmaya başlıyor, devam ediyorum. "Bu ikimiz arasında. Onları olaya dahil etme."

Alaylı bir şekilde gülümsüyor, "Ah Jane, ne kadar romantiksin. Ama onları olaya sen dahil ettin." dedikten hemen sonra Benedict'ın gözlerinin içine bakarak Rosalie'nin boğazına tırnaklarını geçiriyor.

Ve onu öldürüyor.

Rosalie öldü.

Hemde herkesin gözleri önünde.

Öldü. Öldürüldü.

Katledildi?

Evet.

Dizlerimin üzerine çöküyorum. İtaat ettiğimden değil, korkudan. Darker kayboluyor. Tyler'ında benden farklı bir yanı yok. Büyükbabam Benedict'a yaklaşmaya başlıyor onu teselli etmek için. Ama bu edilemez. Sonunda büyükbabam anlamış olacak ki duruyor ve bizim yanımıza yaklaşıyor.

Benedict'a bakıyorum, yüzünden hiçbir şey okunmuyor. Sonra sinirlendiğini belli eden ifade geliyor, bu kez cidden sinirli, ama sinirden değil üzüntüden ağlıyor. Hemen annesinin yanına koşuyor, kana aldırmadan ona sarılıyor. Annesinin ölümü... hemde gözlerinin önünde. Bu olmamalıydı. O sesi duyup buraya gelmem bir hataydı. Onlarla tanışmam bir hataydı. Rosalie'nin ölmesi benim hatamdı.

Yanaklarımın ıslandığını hissettiğimde ağladığımı farkediyorum. Elimin tersiyle gözyaşlarımı silip Benedict'a doğru ilerliyorum.

O annesine sarılıp ağlarken onun yanına çöküyorum. Ellerimi onun omzuna koyuyorum.

"Nasıl hissettiğini biliyorum. Benimde ailem yok, hiçbir zaman olmadı. Tanımadım. Eğer istersen beni sorumlu tut. Sizinle tanıştığım ve sizide bu işe bulaştırdığım için-"

"Ben zaten tek element bükücüyüm Jane. Bu işe beni sen bulaştırmadın."

"Ama eğer sizinle tanışmasaydım, senin sesini duymasaydım annen hala yaşayacaktı-"

"Darker daha öncede gelmişti. Annemi tehdit etmişti. Hayatiyla. Senin geleceğini biliyordu. Tahmin etmiş olmalı."

Elimde olmadan irkiliyorum. Nasil bilebilirdi ki?

Yutkunup, akan göz yaslarimi bastirmaya çalisiyorum. Odaya sessizlik hükmediyor... Ellerimi Benedict'inkilerin üzerine koyuyorum ve onu yerden kaldiriyorum.

"Benedict... buradan gitmeliyiz. Rosalie'nin cesedi bulunursa... Bilmiyorum."

Büyükbabam bilmiyordu. Her seyi bilen adam bu sefer ne yapmamiz gerektigini bilmiyordu.

Benedict'in elini tutuyorum, gözlerinin içine bakarak konusmaya basliyorum "Benedict, büyükbabam hakli. Buradan gitmeliyiz. Bu evden, bu ormandan, hatta gerekirse sehirden. Nereye olursa olsun gitmeliyiz." Benedict gozlerime bakiyor, o an sanki karsimda dunyanin en aciz insani duruyor...

Hizlica gozlerini kirpistirip basini salliyor. Son kez egiliyor ve annesinin mavi ve kirmizi tasli, yusufcuk seklindeki kolyesini cikariyor. "Seni seviyorum anne." diye fisildiyor.

Gozumden iki damla yas suzulurken gozlerim yanmaya basliyor. Tisortumun ucuyla gozlerimi siliyorum ve Tyler'in sesini isitiyorum: "Benedict, artik gitmeliyiz." diyor kirgin sesiyle. Ona bakiyorum, gozleri kizarmis. O da aglamis. Ailesi uvey oldugu icin ayni kaderi paylasiyoruz.

Buyukbabam Tyler'la onden ciktiginda burada Ben'le yanliz kaliyoruz. Onu daha saatlerdir tanimama ragmen, onun icin uzulmustum. Ben asla baskasi icin uzulmem. Ama bu... farkli.

"Benedict..." diyorum ama devamini getiremiyorum. Gozlerindeki atesi gorebiliyorum.

"Ben bu dunya uzerindeki en guclu ates bukucuyum!" gozlerindeki ates dahada alevlenmisti, sakinligini korumaya calisirken devam ediyor: "Her Avatar'in buktugu bir element diger elementlerden daha ustundur. Sen kendindeki en iyi elementi kesfetmelisin. Darker'la boyle savasmalisin, en iyi savunmani gostererek. Yani, eger Su'da digerlerinden daha iyiysen Darker'a karsi su yeteneklerini kullanmalisin." - burnunu ceker- "Sadece kesfet. Ates degil, peki o zaman ne?"

Bendeki en yuksek guc.

En iyi oldugum element.

Bunun cevabini biliyorum.

****

Biraz kisa oldu ama Samsun'a gidecegim icin fazla uzun yazamadim. 1 ay kadar yb gelmeyebilir. Baslarini bilgisayarda kalanini telefonda yazdim iyi okumalar :D

Genç AvatarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin