Elin Adamı ~29~

696 28 0
                                    

İyi okumalar...

----

Üstümdeki gelinliğe baktığımda dudaklarım titredi ve başımı kaldırıp gözyaşlarımı geri itmeye çalıştım. Bugünüm annem ve babamla ayrılırken olması gerekiyordu ama koskoca gelin odasında tek başımaydım. Nikahım düğünsüz olacaktı. Buna üzüldüğümden değildi ama annem başımı okşarken seni düğün dernekle bu evden çıkaracaklar benim ceylan gözlüm derdi. Öyle olmamıştı, kolumdan tutularak evimden zorla alınmıştım. Eğer sevdiğim adamla evlenmeseydim buna nasıl katlanırdım, bilmiyordum.

Arkamda kalan kapının kolunun hareket etme sesi geldiğinde omzumdan arkaya döndüm ve sevdiğim adama gülümsedim. Gelip elimden tuttu ve beni kendine çevirdi. "Benim nur yüzlü sevdiğim, hazır mısın?" Dediğinde başımı ağır ağır salladım. En azından Neriman anne yanımızda olsaydı...

"Arkadaşların geldi mi?" Diye sordum. Tebessüm etti. "Gelmesi gereken herkes burada." Dediğinde buruk bir tebessüm ettim. Hayır, gelmesi gereken hiç kimse burada değildi. Bunu ona yansıtmak istemedim. En azından onun sevincini kursağında bırakmak istemiyordum.

Aşağı indiğimizde alkışlarla karşılaştık. Sonra herkesin üstünde dolaşan gözlerim bir kişinin üzerinde durdu. Annem... Hemen yanında duran Neriman annemle birlikte bana bakıyorlardı. Rüzgar'a bütün sevincimle döndüm ve yaşlı gözlerimle ona teşekkür eder gibi baktım. Dayanamayacağımı bildiğim için hemen Rüzgar'ın yanından ayrıldım ve koşar adımlarla annemin kollarına koştum. Ona sımsıkı sarıldım, yanaklarından öptüm. Anneme küs kaldığım her gün için pişmanlık duydum. Daha sonra Neriman anneme sarıldım. Nikahımızı içimizdeki sevinçle kıydık. Annemlerle biraz daha vakit geçirdikten sonra istemeyerek de olsa onlara veda etmek zorunda kaldım. Bora ve Hikmet onları havaalanına götürürken biz evimize döndük. Artık sevdiğim adamla huzur bulacağım evimiz...

🌺

Eşarbımı kafama geçirip hazır bulunduğumda üstümü kısa bir inceledim ve nihayet hazır olduğumda odadan çıktım ve sessiz sessiz kahvaltı yapan kocamı yanağından öptüm. Bana bakıp yanağında oluşan çukurla gülümsedi. Ah, tekrar tekrar aşık oluyorum!

"Birileri sınava gireceği için heyecanlı değil sanırım," dedim ve soğumuş çayımı yudumlarken yüzümü buruşturdum. Evet, sonunda beklediğimiz o sınav günü gelmişti. Rüzgar sınava girecek ve biz Antep'e dönecektik. Ankara'ya alışmıştım ama Antep benim soluğumdu. Burada kalmak istemek Antep'i yok edecek gibiydi içimde ve ben bunu istediğimi sanmıyordum.

Rüzgar bana yaklaştı ve burnunu burnuma sürttü, sürekli yaptığı gibi. "Biraz stres var tabi..." Dedi sadece. "Asıl heyecanlanmama sebep olan ailemi büyütme isteği..." Dediğinde gözlerimi irice açtım ve kollarının arasından kurtuldum. "Geç kalıyoruz." Deyip salona geçtim. Arkamdan kahkahalarla güldü. Sözde sınava girecek, herifteki rahatlığa bak.

Saatler sonra o sınavdan çıkmıştı, hemen sonra da bunu kutlamak için dışarda yemek yemiştik. Eve yorgun argın geldiğimizde biraz dinlendikten sonra yarın kalkacak olan uçağımız için valiz hazırladık. Neriman anne biz valiz hazırlarken bizi aramış ve yarın için şimdiden hazırlık yaptığını söylemişti. Kahkahalarla dolu sohbetimizden sonra aramayı sonlandırmıştık. Valiz hazırlama işlemi bittiğinde yatsı namazını birlikte kıldık ve yatağa girdik. Sırtımı kocamın göğsüne yaslandığımda huzurla soludum. Başımı öpücük kondurup burnunu boynuma sürttüğünde tatlı bir ürpermeyle güldüm ve omzumun üstünden ona döndüm. Daha iki ay öncesine kadar ben bu adama nasıl seni istemiyorum diye mesaj atmıştım diyordum fakat kendime hayret edemiyordum çünkü ben buydum. Huyum değişmezdi. Sevdiğim adama karşı o sözleri söylediğim için geçmişteki kendime laf atıyordum ama o da bazen. Beni sevdiği kadar sinirlendiren bir kocam vardı da.

ELİN ADAMI (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin