Elin Adamı ~21~

806 27 1
                                    

Geceyi nasıl sabah ettiğimi bilmiyordum. Gece bir ara annem ve babamın arasındaki tartışmayı duymuştum fakat uzun sürmemişti. Tartışsalar ne değişecekti? Neriman teyze lav alevi gibi çatımıza sıçramış ve ardında kül olmuş bizi bırakmıştı. Onu bu hale getiren neydi? Sadece annemin beni başkasıyla evlendireceğini duyması mı onu bu duruma sokmuştu? Düğünü iptal eden onun oğluydu. Neden suçlusu ailemmiş gibi gelip yargı dağıtmıştı ki? Yani tabi dolaylı yoldan iptal eden ben oluyordum fakat bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu. Ah, ya Rüzgar ağzından bir şey kaçırmışsa? Boğardım onu.

Bunu Rüzgar'a sormam gerekiyordu. Şu an düşünmemeye çalışıyordum ama müdahale etmessek Rüzgar'la nikah masasına oturacaktım gerçekten. Bu sefer de bana yardım eder miydi bilmiyordum. Her defasında evleneceğimizi iddia ediyordu. Sonunda dediği çıkacaktı. Nasıl çıkacaktım bu berdel çıkmazından? Neriman teyze bari sen bu kadar geri kafalı olma ya!

Yatağımdan çıkıp banyoya girmeden önce Rüzgar'a hastaneye gitmeden önce buluşmamız gerektiğine dair mesaj attım. Allah'ın her günü bu baş belasını görüyordum, bugün de göreyim n'olacak.

Hastaneye yakın kafede beni beklediğini söyleyince onu orada buldum. Masaya otururken onu gözünü ovuştururken yakaladım ve tip tip baktım. "Ne o, uykunu almadın mı doktor? Beşik mi salladın?"

Uykulu olan gözleri kısıldı ve bana gözlerini kısarak baktı. "Saatin farkında değil misin sen? Sabahın köründe randevuya mı çağrılır?"

Ona anlamsızca baktım. "Seni randevuya falan çağırmadım." Kollarımı masaya bırakıp ona doğru eğildim. "Senin annen dün gece evimize poyraz gibi esti. Haberin yok mu senin?"

Kaşlarını çattı. "Anlamadım, neden?"

Kollarımı iki yana açtım. "Bilmiyorum artık. Orasını sen söyleyeceksin." Dedim öfkeyle.

Eliyle yüzünü ovaladı. "Gülçehre gerçekten ne dediğini anlamıyorum. Açık olur musun lütfen? Annemin sizin eve geldiğinden haberim yok. Dün gece eve gitmedim."

Kaşlarımı çattım. "Neredeydin?"

Gözlerini kaçırdı. "Annemle birkaç gündür gerginiz ama aramızda olan durumla bir ilgisi yok, gerçekten."

Sert bir nefes verdim. "Annen bana başka görücü geleceğini duymuş sanırım. Gelip kapımıza dayandı ve Gülçehre'yi biz istedik, başta nasıl karar verdiysek öyle olacak deyip noktayı koyup gitti."

Yüzünde sert bir ifade oluştu. "Ne görücüsü Gülçehre, sana neden görücü geliyor?"

Gözlerimle onu uyardım. Adeta bağırarak söylemişti. "Bağırma Rüzgar!"

"Kim bu görücü?" Dedi kimseyi umursamadan.

"Konumuz bu mu şimdi?" Dedim bu seferde.

"Evet, bu. Kim bu deli cesaretli öğrenelim."

Ellerimi sıktım. "Annen beni sana almaya niyetli diyorum. Bir şey yapmamız lazım. Kendine gelir misin lütfen?"

Öfkeden yüzü kızarmıştı resmen. Geriye yaslandı. "İyi etmiş canım anam benim. Hatta hemen bu gece almaya gelelim seni. Görücüymüş."

Gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Korktuğum başıma gelmişti. Elimi alnıma vurdum. "Saçmalama Rüzgar."

Geri masaya yaslandı. "Asıl sen saçmalama. Görücü gelmesine nasıl izin verirsin? Sen dışında herkes kabulüm diyorsun, öyle mi Gülçehre Hanım?"

Başımı iki yana salladım. "Ne alakası var? Haberim bile yoktu."

Ellerini saçlarına daldırdı. "Ben de bunu anlamıyorum. Söylesene, ona da vazgeçmesi için mesaj attın mı?"

Boğazımda bir düğüm oluştu. Hiçbir şey demiyordu fakat kalbim kırılıyordu. Buğulanan bakışlarımı ondan kaçırdım ve ayağa kalktım. "Seninle konuşmak kabahat, baksana beni çoktan bir kefeye koymuşsun bile."

Rüzgar önüme geçince ondan kurtulmaya çalıştım. "Çekil Rüzgar!"

Kolumdan tutmaya kalktı ama kolumu geri çekerek izin vermedim. "Özür dilerim," dedi boğuk sesiyle. Gözlerimi yüzüne çevirdim. Onun da benim gibi gözleri dolmuştu. "Konu sen olunca kendimi kaybediyorum, ben de yeni fark ettim."

Geri çekildim ve dişlerimi sıktım. "Konu ben olunca beni kırmak istiyorsun, doğru olan bu. Çünkü ben seni başta istemedim, her şeyde bunu ortaya koyuyorsun."

"Seni kırmak değil amacım fakat..." Yüzüme eğildi. "Neden engelliyorsun, bırak da olan olsun. Bıraksaydın da olsaydı, belki birbirimizi severdik."

"Seni tanımıyordum Rüzgar, elin adamıyla evlenecektim ben. Çok normalmiş gibi söyleyip durma."

Ellerini göğsüne koydu. "Benim de senden bir farkım yoktu Gülçehre. Bu durum seni görene kadardı."

Böyle olunca kalbimde tuhaf kıvılcımlar oluyordu, kalbim karıncalanıyordu. Nutkum tutuluyordu, diyecek bir şey bulamıyordum.

Kısa bir sessizlik oluştu. Sert bir nefes verdi. "Beni başta istemediğini söylüyorsun, sen hâlâ beni istemiyorsun Gülçehre."

Gözlerinin içine baktım. Öyle değil, diyemedim. Öyle değildi ama neydi, ben de bilmiyordum.

Gitmek için hareketlenip onu ardımda bıraktım, belki de sadece bıraktığımı sandım. "Ben sana aşık oldum Gülçehre."

Dedi ve adımlarımla birlikte kalbimde durdu.

---

Molaaa...

Oy ve yorumlar, lütfen:)








ELİN ADAMI (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin