Elin Adamı ~23~

781 35 0
                                    

İyi okumalar...

---

Kalbim sancılanıyordu. Hep böyle mi olacaktı? Hep yarı yolda mı bırakılacaktım? Hep vazgeçilen ben mi olacaktım? Başımı bacaklarımın arasına sıkıştırdım ve burnumu çektim. Onun her gözlerime değdiğinde ışıldayan gözleri nasıl da soğuk bakıyordu öyle? Tırnaklarımı bacaklarıma batırdım ve içimde çığlık çığlığa bağırdım. Her şey içimde dolup taşmıştı. Kimse beni duymak istemiyordu. Beni duymak istemeyen insanlar için sesim içimde kötürüm olup beni bitirecekti.

Odamın kapısı tıklandığında bıkkın bir nefes verdim. O sırada annem başını içeri soktu. Yüzümü ondan sakladım. "Gir dedim mi anne?" Dedim boğuk çıkan sesimle.

"Kızım," dedi yüzünü görmediğim halde sesinden anladığım hüznüyle. "Neden hazırlanmadın yavrum, hasta mısın?"

"Gitmek istemiyorum," dedim başımı kaldırıp onun gözlerinin içine bakarak. Annem dudaklarını alnıma koyup ateşimi kontrol etti. "Ateşin yok ama gözlerin çökmüş," elini çeneme koyup başımı kaldırdı. "Bak bakayım. Ağladın mı sen?" Dedi endişeyle. "Neren ağrıyor yavrum?" Kalbim ağrıyor.

"İyi değilim anne," dedim kendimi geriye çekerek. Ama bu sefer kimsenin suçu yoktu. Kendi kazdığım kuyuya kendim düşmüştüm. Kaderimle oynamıştım. Koca bir aptaldım. Gözlerimi sımsıkı yumdum. Artık onun tarafından sevilmeyen bir aptal.

"Neden iyi değilsin kızım, söyle anan da bilsin." Gözlerine is düştü. "Yoksa abine mi kırıldın? Sen abine bakma yavrum, o sevdasından ne dediğini bilmiyor. Yoksa seni mahrum bırakır mı kızım benim? Başta hata yaptı ama şimdi korkmana gerek yok. Baban seni onlara vermez."

Verse de o almaz ki.

"Ya abime n'olacak anne?" Ona yaklaştım. "Feyza'ya sevdalı o. Öylesine de bir sevda değil bu. Abim çocuk yaşında sevdaya düştü. Tamam," dedim burnumu çekerek. "Feyza'yı pek sevmem ama abimin gönlüne söz geçer mi?" Başımı omzuma eğdim. "Onlar evlenecekti anne. "

Annem elini bacağımın üzerine koydu. "Abinin sevdasını bilirim de kızım biz asıl hatayı sana yaptık. Babanı görsen, berdel diye diye kızımı kurban verecektim, deyip kendini paralıyor. Abinden önce senin gönlünü düşünmemiz gerekir kızım. Abin gözümüzün önünde ama ya sen?" Elini sol göğsünün üzerine koydu. "Seni uzaklarda, mutsuz hayal ettikçe yüreğim alev alev yanar." Elini saçlarıma götürüp okşadı. "İznini al da bugün dinlen ve bir an önce iyileş kınalı kuzum. Benim seni güçlü görmeye ihtiyacım var." Deyip yanağımdan öptü ve kalktı. Odamdan çıktığında hıçkırıklarımı saldım ve yastığıma sarıldım. 

---

Üç gün sonra

Kendimi daha iyi hissediyordum. Kalbim kırık olsa da kendimi daha fazla yıkamazdım. Bir an önce toparlanmam gerekiyordu. Abim günlerdir eve gelmemişti. Nerede olduğunu biliyorduk fakat kafasındaki düşüncelerden bi'haberdik. Gün geçtikçe kendimden çok abimi düşünür olmuştum. Benim hiç başlamamış bir ilişkiydi. Üzerine düşmemek daha iyisiydi. Peki ya abim, o bir kere tutmuştu o elleri. Feyza gelinlik giyme hayallerindeyken nişanını o istemediği halde atmak zorunda kalacaktı. Abimle konuşmasam bile onunla konuşabilirdim. Belki de bir desteğe ihtiyacı vardı fakat o eve gitmekten çekiniyordum. Rüzgar'ı görmek istediğimi sanmıyordum. Ben onun tek bir mesajına muhtaçken o tamamen ortadan kaybolmayı seçmişti. Benim hak edilmeyen acıya toleransım hiçbir zaman yoktu, bundan sonra da olmayacaktı. Daha fazla düşünmeden, hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edecektim.

Eve geldiğimde yorgun bedenimi koltuğa attım ve başımı geriye yasladım. İzin aldığım günden sonra hastane bana hiç acımamış, nöbet kitlemişti. Sonraki günümde çok yoğun geçince artık bitap düşmüştüm. Bir yandan da iyiydi aslında, toparlanmak için iyi bir fırsattı. Çalıştığım süre boyunca o düşüncelerden uzak kalmış ve kafam rahatlamıştı. İmkanım olsaydı, tek başıma buradan uzaklaşmak isterdim ama maalesef ki ne işim ne de evim kolay kolay buna izin vermezdi. Hele ki ailem bu ruh halindeyken onları yalnız bırakamazdım.

ELİN ADAMI (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin