Elin Adamı ~30~

667 27 0
                                    

İyi okumalar...

---

Kalbimin her sancısında, her huzursuz hissettiğimde, her yalnız hissedip kendimi kimseye açamadığımda ellerimi semaya kaldırıp dua ettiğim, kalbimde hissettiğim bir Rabbim vardı. Çok şükür ki ona dua ettiğim zaman, naslarının içinde kaybolduğum her an kendimi huzurun içinde buluyordum.

Cüzümü bitirip kur'an-ımı kapattım ve öptüm uzunca. Allah'ım daim etsin bu huzuru.

Rüzgar'ın çok sevdiği, genellikle kitap okuduğu pencere köşesindeydim. Onun odası ben Ankara'ya gittikten sonra Neriman anne tarafından ufak değişiklere uğramıştı. En azından artık bekar odası olarak görünmüyordu. Neriman anne varsa değiştirmek istediğim başka bir şey, onu da söylememi istemişti. Bir şey dememiştim fakat ileri ki zamanlarda kararım değişebilirdi.

Ankara'dan döneli iki gün olmuştu. Geldikten sonraki gün annem gelmiş, hasret gidermiştik. Babamı sorduğumda annem müsait birgün birlikte bizi ziyarete geleceklerini söylemişti. Abimi sormaya kendimi hazır hissetmemiştim fakat annem ondan bahsetmişti. Ne kadar isteyerek Feyza'yı kaçırdığını söylese de kendini bana karşı suçlu hissediyordu. Eh, bir zahmet! Anneme bir şey diyememiştim fakat annem bu duruma çok üzülüyordu. Ona tek söylediğim şey, onun üzülmemesini fakat abimi hemen affetmek istemediğim, oldu.

Odadan çıktığımda aşağı indim ve mutfağa geçtim. Mutfakta Feyza'nın annesini yalnız bulunca biraz çekindim fakat geri çıkarsam garip görüneceği için hafif tebessüm ederek içeri geçtim ve bir bardak alarak kendime su doldurdum.

"Bakıyorum da kocanla gayet mutlusun." Dediğinde su içerken duraksadım ve bardağı geri çektim. "Evet de sorun ne anlamadım?" Dedim ona anlamsızca bakarak. Aslında biraz öfkelenmiştim fakat bunu hemen göstermemeye gayret edecektim. Aksi olursa kötü sonuç doğurabilirdi. Kendimden yaşça büyük bir kadını tabiki dövmeyeceğim!

Bana doğru birkaç adım attı ve huysuz ifadesini korudu. "Madem öyle, söyle kocana dedesi kızımı affetsin de kızım baba ocağına uğrayabilsin. Bu ne canım, kızım sevdi diye suçlu mu oldu?"

Bardağı tezgaha sakince bırakıp sakinlikle nefesimi dışarı verdim. "Feyza sevdiği için değil, kaçtığı için suçlu görülüyor. Aynı şekilde abim de öyle. Ne de olsa bu dinimizce doğru bir davranış değil, bunu bir büyük olarak sen benden daha iyi biliyorsun Mihriban teyze. Bir de şu var, ben abimi affetmiyorum diye Kemal dede affetmiyor değil. Torununu isterse o affeder, bunun benimle bir ilgisi yok." Deyip gideceğim sırada bana, "Dil de maşallah pabuç gibi!" Dedi.

Ne zaman içeri girdiğini anlamadığım Neriman annem, "Kimin dili pabuç gibi Mihriban?" Diye sorduğunda Mihriban teyze kızarıp buzardı sonrada mutfaktan çıkıp gitti. Neriman anne bana baktı ve gelip yanımda durdu. "N'oldu kızım?"

Omuz silktim. "Yok bir şey anne, kızını özlüyor diye biraz çattı sadece."

Neriman teyze homurdandı. "Çatacak başka kimse bulamamış mı da gelinime dil uzatıyor." Bana sıcacık tebessümüyle baktı. "Muhatap olma güzel gelinim sen, savurur falan ama içi boştur onun." Gülümsedim.

Akşama doğru dedesiyle beraber çıkan Rüzgar eve geldiğinde odada hastanedeki arkadaşım Tülay ile mesajlaşıyordum. Rüzgar odaya girdiğinde içimde yine bir heyecan oluştu ve ona gülümsedim. "Hoş geldin." Dedim.

Eli saçlarında bana doğru gelip dibimde oturdu ve bir anda dudağımın kenarından öptü. "Rüzgar!" Dedim kızarırken.

"Hım..." Dedi sırıtarak.

Telefonumu kenara bırakıp başımı elime yasladım. "Nasıl geçti günün?" Dedim.

Burun kıvırdı. "Fazlasıyla sıkıcı..." Dediğinde güldüm. "Neden?"

ELİN ADAMI (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin