Tamda bu sırada hala polarımın iç cebinde duran telsizin cızırtılı sesiyle irkildim " Hala hayatta kalanlar için yayın yapıyoruz, Adım Rüzgar Dinç ve eğer beni duyuyorsanız Yalnız değilsiniz... Ben ve grubum hala siz ve bizim gibi hayatta olan kişiler ulaşmak ve yardım edebilmek için Kadıköydeki eski İDO iskelesinde hergün 10.00-20.00 arasında sizleri bekliyor olacağız Telsiz frekanslarmız 189.35.27 ve 197.07.21 Eğer hala haytattaysanız lütfen bize ulaşın"......
Bu kelimeleri duyduktan sonra sevinçli bir şekilde Esinin boynuna sarıldım ve saçlarını karıştırırken konuşmaya başladım "Sizin sayenizde ya sizin sayenizde sonunda şans tekrar yüzümüze vurdu ya vurdu " . Kaç gün olmuştu ki bu olaylar başlayalı iki hafta yada üç hafta hatta belkide bir ay kadar olmuştu ve onca talihsiz olaydan sonra ilk defa yüzümü birkez daha güldüre bilecek kadar güzel bir olay daha olmuştu ve dostlarımızın özgürlüğünün anahtarı olan Rüzgar belki biraz şanla belki de kaderin bir oyunuyla bizi bulmuştu.Hemen elimdeki telsizin iletişim mandalına sert bir şekilde bastım ve " Beni duyan var mı ?" dedim. Bir müddet süren sessizliğin ardından telsizin diğer ucundaki ses kendini tekrarladı " Hala hayatta kalanlar için yayın yapıyoruz, Adım Rüzgar Dinç ve eğer beni duyuyorsanız Yalnız değilsiniz... Ben ve grubum hala siz ve bizim gibi hayatta olan kişiler ulaşmak ve yardım edebilmek için Kadıköydeki eski İDO iskelesinde hergün 10.00-20.00 arasında sizleri bekliyor olacağız Telsiz frekanslarmız 189.35.27 ve 197.07.21 Eğer hala haytattaysanız lütfen bize ulaşın". Hay AMK ben böyle işin diye ufak bir sitem ettim ve telsizi sertçe yere vurdum " neden lan neden bir kerecik dahi olsun işlerimiz yolunda gitmiyor "
-Deniz lütfen dur sakin ol
-Neden durayım Esin neden ha bu AMK şansı bikere bile olsun yüzümüze gülse ne olurdu ha
-Deniz lütfen birazda olumlu tarafından bak olanlara hala hayatta olan başka insanlarda var ...
-Anlamıyorsun Esin sorun başka insanların varlığı veya yokluğu değil sorun Rüzgarın varlığı veya yokluğu
-Rüzgar ? Onu bu kadar özel kılan şey ne Deniz
-Dostlarımın özgürlüğü sadece onun ellerinde anlıyor musun Esin ve şu s*ktiğimin yayınında bahsedilen yer şehrin diğer ucu
-Eee yani sorun bunun neresinde Deniz
-Dediklerimi anlamıyormusun Esin , burada şehrin öteki ucuna gitmekten bahsediyoruz , Ne bizi oraya ulaşana kadar koruyacak silahlarımız nede oraya gide bilecek bir aracımız var, içimizden biri yaralı , ikisi kadın ve bir tanemizde silah kullanmayı bile bilmiyor Esin vede en önemlisi ne biliyormusun Esin bizi orda neyin beklediğini bile bilmiyoruz. Dediğim sırada Esin sert bir tokatı suratıma yapıştırdı ;
-Ve birimizde korkak Deniz. Ve şu anda o korkağa bakıyorum, Belki sen gerçek seni unutmuş olabilirsin ama ben unutmadım Deniz unutmadım ,Ya ne çabuk unuttun şu deftere yazdıklarını , yaşadıklarını . Bilmiyorum şu deftere daha neler yazacaksın yada yazamadın ama benim tanıdığım Deniz bu değil anlıyormusun bu değil !!!! , korkunun ve karamsarlığın içinde kaybolmuş sıradan bir insanda değil, Benim tanıdığım Deniz dostları için bir kere bile olsun tereddüt etmeden öle bilecek kadar sadık ve bütün herşeye rağmen ayakta kalabilecek kadar güçlü bir lider anlıyormusun....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRÜS:ÖLÜLER ŞEHRİ
Science FictionSadece yağmur şırıltıları ve hırıltı sesleri geliyordu.İnsanlar sessizce bir tarafa gizleniyor.O sırada karanlık sokaklarda ve aralarda onlarca insan silüeti beliriyordu..Ne oldu ne oldu bunca insana belki bir hastalık belkide tanrının insan oğlunda...