........ Karşımdaki kişi pes etmiyordu Sadece boş caddede koşmaya devam ediyordu. En sonunda bir ara sokağa sapmıstı bu sokak onun şanssızlığı mıydı yoksa hala bir planımı vardı tam bilmiyorum ama ara sokağın diğer ucundaki devasa duvardan geçmekten başka şanşı yoktu.Sonunda köşeye sıkışmıştı ama hala durmuyordu.Bir saniye bile duraksamadan duvara doğru koşmaya devam etti ve hızla duvara tırmanmaya başladı bu tekniği daha öncede görmüştüm sert bir ses tonuyla "Dur yoksa ateş ediceğim " dedim ve kemerimdeki tekliyi çıkarıp boşluğa doğru ateşledim
Hızla düz duvara tırmanan çocuk ellerini bıraktı ve iki - üç metre yükseklikten yere düştü kendini topladıktan sonra arkası dönük genç yavaşça elleri havada önüne doğru döndü karşımdaki kişi Egeydi ve bana şaşkın şaşkın bakıyordu ...
Göz göze geldiğimiz o anda Ege tavrını hiç bozmadan.Sakin bir ses tonuyla "Naber kardeşim yine ben geldim"
-Senin A.M.K ben. Ne kaçıyorsun lan saf mısın oğlum sen Allah Allah ya
-Bunu yapmak zorundaydım
-Ne alaka lan , peşinden gelicem diye canım çıktı lan
-Abi ama cidden oraya gelemezdim.Onlar buna hazır değiller
-Ne neye hazır değiller
-Beni görmeye ,bana inamaya , benim içinde olduğum birşeyin gerçekten var olduğunu hissetmeye hiçbiri hazır değil.
-Doğru konuş ne kullanıyorsun. Extasy , LSD ,Eroin yada dur kesin bonzai.
-Ne alaka ya ?
-Başka türlü böyle uçamazsın be kardeşim
-Yoo hayır ne alaka valla kullanmadım bişey
- Tamam hepsini geçtim sapıkmısın oğlum sen ? Niye bizi gözetliyorsun
-Sizi değil seni gözetliyorum
-Soruyu tekrarlıyorum sapıkmısın
-He A.M.K aşığım sana her anında yanında olmak sana sahip olmak istiyorum yi beni Deniz!
Konuşmanın devam ettiği bu sırada silah sesini duyan onlarca zombi hırıltı ve homurtu sesleriyle çıkmaz sokağa doğru geliyordu.Biz ise tavrımızı bozmadan konuşmaya devam ediyorduk ;
-Ege bak şimdi burdan çıkmamız lazım ama burdan çıktığımızda herşeyi anlatıcaksın bana kabul mu.
-Tamam abi ama ilk önce şu yerden kurtulalım
-Nereye gidiyoruz ?
-takip et beni
Dedi ve hızla sokağın çıkışına doğru ilerleyip bir an duraksadı. Derin bir nesef alıp biraz önce tırmanmaya çalıştığı duvara doğru tekrar koştu tüm hızıyla. Sonunda ise yüksek ve oldukça dik duvara tırmandıp duvarın kenarında oturdu ve bana bakarak " Hadi daha ne bekliyorsun gelsene " dedi.
Ben ise kendimi toparladım ve hızla sokağın girişine geçtim kendimi gerip duvara doğru koşmaya başladım. Duvarın üzerine çıktığımda yok olmuş şehir daha net görüne biliyordu göz alabildiğince uzanan manzarada. Şehrin dört bir yanından yükselen alevleri ve dumanları görmek daha rahattı.Buda yetmezmiş gibi dört bir tarata başı boş halde dolaşan zombiler bu felaketi daha katlanılmaz bir hale getiriyodu.....
Üzerinde bulunduğumuz duvarın bitişiğindeki eski sabun fabrikasının çatısı ise her yana ilerliye bilmemizi sağlıyordu.Ege bana bakarak elini omzuna dayadı "beni takip et " dedi ve beni fabrikanın güneyindeki çıkıntıya doğru götürdü.Eliyle aşşağıdaki çıkıntının altını gösterdi .Aşşağıya baktığımda on metrelik duvarın dibindeki onlarca zombi amaçsız bir şekilde duvara tırmanmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRÜS:ÖLÜLER ŞEHRİ
FantascienzaSadece yağmur şırıltıları ve hırıltı sesleri geliyordu.İnsanlar sessizce bir tarafa gizleniyor.O sırada karanlık sokaklarda ve aralarda onlarca insan silüeti beliriyordu..Ne oldu ne oldu bunca insana belki bir hastalık belkide tanrının insan oğlunda...