YOLLARDA
yetimhaneye doğru giderken Eylüle baktım.Hala olayların şaşkınlığı için yol kenarında duran parçalanmış insan cesetlerine ve yanmakta olan araba enkazlarına bakıyordu.yola devam ettikçe daha iğrenç mazaralarla karşılaşıyorduk, Eskiden bir anaokulu veya kreş olan binanın demir parmaklılarla çevrili olan bahçesinde yerde yatan bir genç kadın cesedi ve üzerinde o küçük elleri ve kanlı ağızlarıyla ziyafet çeken küçük çocuklara baktım.Arabanın hareket sesini duyan bağzı çocuklar demir parmaklıklara yaslanıp o küçük elleriyle boşluğu avuçluyorlardı .yüzlerindeki o masum bakış ve çıkardıkları inilti ve hırlama ile sanki bizi bu acıdan kurtarın der gibiydiler.yol kenarındaki sarı polis şeridi ile çevilen kan lekeleriyle dolu olay yeri ve baş ucunda duran bir ambulans içindeki hareket eden ceset torbaları yeni dünya düzenin kaostan beslendiğinin kanıtıydı.bu kaosun içinde uzaklardan gelen siren seslerine daha çok yaklaşıyorduk 18. otoban tıkalı oldugu için hemen yukarısındaki hafif eğimli caddeden yola devam ediyorduk bu sırada 18.otoyolun halini daha iyi göre biliyorduk .Otobanın güney girişinden kuzeyine doğru uzanan 3,5 kilometrelik alan boyunca uzanan kaza konvoyunun alevleri daha yeni sönüyordu ki. yakın bir zaman içinde taklalar atarak kaza yapan yakıt tankerinden akan mazot iyice hala yanmak olan araçların yanına doğru akıyordu. Bu sırada gözüm Eylülün kolundaki yaraya çarptı.
-Nerde oldu ki bu ?
-Ne nerde oldu ?
-Yara izi kolundaki
-Yaram mı var benim?
-Kızım dalğamı geçiyorsun insan kolundaki yarayı bilmez mi
-Ya bilmiyorum tamam mı !! ne nasıl o çatıya çıktığımı nede orda nasıl kaldığımı yada senin kim olduğunu benim için herşey bir rüya tamam mı son üç yada son dört günümü hatırlamıyorum tamamı neden olduğunu bende bilmiyorum ama yok tamam mı hatırlamıyorum sadece ailemi hatırlıyorum dostlarımı okulumu hatta ilk sevgilimi ilk utmcımı ama başka hiç bişey yokeğer hala bana inanmıyorsan siktir git ne dememi bekliyorsun
-Özür dilerim sadece
-Sadece ne Deniz bana güvenmiyorsun işte aslında benimde sana güvenmem lazım ama sana güvendim tamam mı
-Üzgünüm benim tek amacım bişeyler hatırlamanı sağlamaktı
-Zaman bırak Deniz elbet hatırlıyacağım ama beni sorgulama nolursun
-Bişey sora bilirmiyim
-Yinemi hafızamla ilgili ?
-Hayır başka bir konu
-Sor bakayım ozman
-Neden yetimhaneye gidiyoruz Kumsal kim ve en önemlisi hala hayatta olduğunu nerden biliyosun
-Hayatta olduğunu değil hayatta olduklarını sen daha önce hiç afet planlaması yapmadınız mı ya buda bizim planımızdı eğer bir afet veya başka bir olay olursa tüm arkadaşlar orda toplanıcaktık.Kumsal da kuzenim babası benim amcam olur ve babamın iş arkadaşı olan bir doktortordu yengemde aynı şirkette çalışıyordu ama işleri ne bende tam olarak bilmiyorum .İşte kumsal ailesini üç yıl önce bir amerika-ingiltere arası bir uçak kazasında kaybetti hani duymuşsundur 247 yolcu okyanusun dibine gömüldüğü söylenilen ve hala bulunamıyan o uçak kazasında. Aslında onunda uçakta olması gerekiyordu ama işte şans mı dersin yoksa lanet mi bilmiyorum ama herşeyi rüyasında gördüğünü iddaa ediyordu.O yüzden o uçağa binmedi ailesinin binmemesi içinde uğraşmış ama işte sonuç itibariyle kumsal ingilterede babamın yanında kalmış işte ama hala ailesinin ölmediğine inanıyor o diğer 245 yolcunun yaşadığına inadığı gibi.İşte sonra ingiltere uçağın düşmediğini iddaa ettiği ve buda yetmezmiş gibi o uçağa binmemek için ısrar ettiği için herşeyi onun yaptığını düşünerek bir hafta boyunca sorgulamışlar onunda babam ve yakın tanıdıkları sayesinde geri Türkiye getirildi ama tek şartla kıza devlet bakıcaktı biz değil
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRÜS:ÖLÜLER ŞEHRİ
Ciencia FicciónSadece yağmur şırıltıları ve hırıltı sesleri geliyordu.İnsanlar sessizce bir tarafa gizleniyor.O sırada karanlık sokaklarda ve aralarda onlarca insan silüeti beliriyordu..Ne oldu ne oldu bunca insana belki bir hastalık belkide tanrının insan oğlunda...