Herşey başladıktan 15 dk sonra
O korku ve telaşla sınıfa nasıl girdik bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey varsa oda olanların daha başlangıç olduğuydu.
"Neydi o seyler ve orda ne olmuştu,neden olmuştu ama neden" herhalde artık aklımı kaçırıyorum... Az önceki hiç bişey gercek olamaz ki bir rüya olmalı aynen bu bir rüya ve birazdan telefon alarmımın çalmasıyla sıcak yatağımda uyanacağım. Ya ama nasıl ya bu gerçek olamaz ki diye düşünürken.
Melisa sınıfın en arkasına geçmiş telefonundaki radyo ile uğraşıyordu.Ben ise Melisanın hareketlerini izliyordum. Pür dikkat radyoyu dinliyordu ve ne duyduysa bir anda yüz ifadesi değişmişti.Korkumu dışa belli etmeden emin adımlarla Melisanın yanı gittim. "Ne oldu Melisa bi tuhaf oldun " dedim Melisa ise " Al kendin bak" dedi ve Telefon radyosunun hoparlörünü açtı. Bütün sınıf pür dikkat radyoyu dinliyordu.Bütün kanallar aynı haberi yayınlıyordu ; Dünya alarmda dünyanın dört bir yanında insanlar güvenli kamplara doğru yola yola çıktı.Bilim adamlarınının verdigi bilgilere göre ısırılan veya hastalığı taşıyan kişilerde yüksek ateş ve bilinç kaybı görünüyor bellirli bir müddet sonra ise hastalığı kapan kişiler aşırı saldırgan yamyamlara dönüşüyor. Saglıklı insanların ısırılanlardan uzak durması belirtiliyor.Dönüşenlerden kurtulmak içinse kafalarına sertçe vurulmalı yada kafasına ateş edilmelidir.Bilim adamları karşı karşıya oldugumus bu salgınının dünya tarihinin kara vebadan sonra karsı karsıya oldugu en büyük salgın olduğunu bildirdi. Ele ulaşan bilgilere göre Çin, Kanada,Meksika,Cezayir,Libya,İran.Suriye,Mısır,Fransa,İtalya ve Almanya tamamen düştü.Amerika ,Rusya ve Japonya ise tüm askeri güçleriyle salgına karşı direniyor.Türkiyenin şu anki durumuda tam olarak bilinmiyor ama bağzı bildirimlere göre Türkiyenin %60ından haber alınamıyor.
Bunu duyduktan sonra bütün sınıfın rengi atmıştı.Hemen telefonumu açıp ailemi aramaya çalıştım ama hattlar aşırı yüklenmeden bozulmuştu ve bu yüzden hiç kimseye ulaşılamıyordu.Bunun üzerine acil servisleri aramaya denedim ama yine hiç bir yere ulaşılamıyordum.Sanki bir anda bütün medeniyet yok olmuştu.Şimdi ne yapmalıydım. Ani bir kararla;
"Kamplara gidelim dedim."
Herkes tip tip bana bakıp duruyordu. Kimse bu fikri benimsememişti bu gözlerinden belliydi.
-Tamam ozaman bende yalnız giderim.
Bunu dedikten sonra bir müddet sessizlik oldu sınıfın içinde.Ben ise bu sessizliğe dayanamayıp sınıfın kapısını açtım ve arkama bile bakmadan dışarı çıktım.Sessiz ve dikkatli bir şekilde yangın merdivenlerinden aşagıya indim. Etrafı izlerken ağzından kanlar akan yedi adet zombi dikkatimi çekti.Yüzlerindeki çaresiz ve öfkeli ifade ile hala yerde yatan cesetleri parçalıyorlardı. Bir sekilde kendimi korumam lazımdı yoksa bu zombiler benide param parça ederlerdi .Hemen aklıma ilk gelen yer olan kazan dairesine doğru gittim.Hatırladıgım kadarıyla kazan dairesinde doğal afetlerde kullanılması için balta,kurek,kazma gibi aletler vardı.
Boş ve loş bodrum katındaki kazan dairesine ürpertici bir sessizlik hakimdi. Ürkek adımlarla bodrumun karanlığına doğru adım attım. İstemsiz korkumdan kaynaklanan adrenalin duygusu kalp atışlarımı hızlandırıyor kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu.Cebimden çıkardığım cep telefonun aydınlattığı koridorda biraz arama yaptıktan sonra fikrimin doğru olduğunu anlamıştım.Kazan dairesinde ki eski depoda iki balta vardı ikisinide yanıma alıp bahçeye indim ve Atatürk büstünün arkasına yaslandım ve.Dikkatlice etrafı süzdüm o sırada bir polis arabasının hâla okulun bahçesinde olduğunu fark ettim. Eğer o arabaya ulaşa bilirsem. Okuldan çıkabilmek için bir şansım olabilirdi.Etrafı biraz gözetledikten sonra baltalardan birini iyice kavrayıp son hız arabaya doğru koştum şanslıydım.Hiç bir zombi beni fark etmemişti.Polis arabasının açık kapısından polis arabasına bindim.Ama bir türlü arabanın anahtarını bulamıyordum ."Nerde olabilir şu lanet olasıca anahtar " diye düşünürken .Dikiz aynasından az önce parcalara ayrılan polis memurunun kemerindeki anahtarlıgı fark ettim.Belki bunlardan biri şu lanet olasıca arabayı çalıştıra bilirdi.Sessizce arabadan indim baltayıda alıp polisin cesedinin yanına gidip yere çöktüm anahtarlıgı kemerden çıkarmaya çalıştım ama anahtarlık sıkışmıştı baltayı köşeye bırakıp son güç anahtarlıga asıldım sonunda anahtarlar avucumdaydı. Tam arabaya biniyordum ki gözüme polis memurunun kemerdeki 9mm lik çarptı.Geri dönüp silahı kılıfından çıkarıp polis memurunun ceplerini kontrol etmeye başladım.Tam bu sırada polisin cesedi canlandı ve ayağımdan tutup beni kendine doğru çekmeye başladı.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRÜS:ÖLÜLER ŞEHRİ
Science FictionSadece yağmur şırıltıları ve hırıltı sesleri geliyordu.İnsanlar sessizce bir tarafa gizleniyor.O sırada karanlık sokaklarda ve aralarda onlarca insan silüeti beliriyordu..Ne oldu ne oldu bunca insana belki bir hastalık belkide tanrının insan oğlunda...