Polisin cesedi tam bacağımdan koca bir ısırık alıcakken polisin kemerinden çıkardığım silahı polisin cesedine doğrulttum ve gözlerimi yumarak mermiyi ateşledim .O sırada sanki zaman durmuştu.Mermi ise yavaşça polisin cesedine doğru ilerliyordu. Sadece merminin polisin cansız bedenine doğru ilerleyişini izliye biliyordum.Sonra zaman tekrar hızlanmaya başladı.Zaman gerçek hızına döndüğünde kurşun çoktan polisin kafasını delip geçmişti.Sesi duyan tüm zombiler ise üstüme doğru gelmeye başlamışlardı. Hemen jarjörü çıkardım ve kurşun sayısına baktım on kurşun vardı jarjörü geri silaha takıp üzerime gelen zombilere doğru ateş etmeye başladım.
Silahın içindeki dokuz kurşun bittiğinde sadece üç zombi ölmüştü geriye dört zombi bir kurşun kalmıştı.Hertürlü ölecektim ya diridiri yenicektim yada kendi elimle ölücektim.kararımı vermiştim.Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Tüm hayatım gözümün önünden geçerken silahı kafama dayadım üçten geriye saymaya başladım üç,iki,bir tam sıfır diyordum ki Esinin sesiyle irkildim "durrrrrr" gözlerimi açıp etrafıma baktığımda etrafta tek bir zombi bile yoktu. Karşımda sadece Emre ,Buğra ve Esin ellerindeki kanlı demir sopalarla duruyorlardı.Bense biraz kızgın ve biraz şaşırmış bir ses tonuyla ;
-Neden geldiniz !!
Emre ise şakayla karışık bir şekilde ;
-Dövseydin
-Hani gelmiyordunuz , Hayırdır
-Deniz seni yalnız bırakmayacağımızı.....
-Hadi lan ordan bari yalan konuşma ne olu anlat dinliyorum.
-Kardeşim onları terk ettik
-Terk ettik ?
-Tamam AMK kovdular bizi
-Kovdular mı ? Niye
-Ordunun veya herhani bir yerel kuvvetin yardıma gelecegini düşünüyorlardı. İşte bizde gelmeyecegini söyleyince ne bok yapıyorsanız yapın yeter ki siktir olup gidin dediler
-Babayı alır onlar beklesinler,ne bir asker nede bir polis gelir bur siktiğimin okuluna .Şu anda herkes kendi götünü kolluyor
-Peki senin planın ne kardeşim
-Şimdi bak eğer bir yerde çakılı kalırsak sonunda zombi maması oluruz. Ama sürekli hareket ede bilirsek sonunda kampa en azından gerçekten güvenli bir yere tek parça halinde vara biliriz
- Anladığım kadarıyla yaşamak için hep hareket edicez
-Aynen öyle
- Şey kardeşim birşey daha var
-Evet kardeşim dinliyorum seni
-Güvenli bir yer bulmadan önce ailelerimizi almamız lâzım
-Tmam olur kardeşim gidelim ve ailelerinizide alalım
Konuşmamız bittikten sonra kapısı açık polis arabasına bindik ve polisin kemerinden aldığım anahtarlıkla polis arabasını çalıştırdım. Tam arabayı çalıştırmış yola koyuluyorduk ki Esin gözlerini bana dikerek "bagaja hiç baktın mı "dedi
- Hayır bakmadım neden ki
-Kural bir daima arka tarafa bak
-Yani
-Bu gün ki polislerin hepsinde silah yoktu. Belkide silahları bu arabadadır.
Esin ve ben arabadan indik bagajın kapısını açtık.Esin dediklerinde haklıydı.Bagajda iki adet m4a1 sekiz jarjör m4a1 mermisi ve iki jarjör ve bir kutu (120lik )9mm tekli mermisi vardı . köşede unuttuğum iki baltayıda alıp kendi aramızda paylaştırdık.benim elimde 9mm tekli olduğu için sadece mermileri yanıma aldım geri kalanlara ise hiç dokunmadım.paylaşma işi bitince hep beraber polis arabasına tekrar bindik ve yola koyulduk 30 dk sonra emrelerin evinin önüne gelmiştik ama içeri girmek hiç kolay olmuyacaktı .
Çünkü onlarca zombi Emrelerin evinin etrafını sarmıştı ve bir grup zombi ise evin kapısını zorluyordu.Emre ise bu kalabalık zombi grubunu görünce deliye döndü ve daha fazla dayanamayıp eline aldığı demir sopa ile onlarca zombinin arasına daldı ve zombilerin arasında gözden kayboldu.
Biz ise Emreyi kurtarmak için amaçsız bir şekilde zombilerin arasına daldık. Olanlar çok iğrençti ve bunun farkındaydım hatta herşeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum o vahşeti o kan damlalarının ve insan parçalarının üzerimize sıçrayışı ama bunu yapmak zorundaydık yoksa o zombiler bizi paramparça ederlerdi. Bu yaptığımız hayatta kalmak için ödememiz gereken bir bedeldi ve bu bedeli ödemek için yapmamız gereken tek şey o eski masum ve temiz hayallerimizden yani insanlığımızdan vazğeçmekti.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRÜS:ÖLÜLER ŞEHRİ
Science FictionSadece yağmur şırıltıları ve hırıltı sesleri geliyordu.İnsanlar sessizce bir tarafa gizleniyor.O sırada karanlık sokaklarda ve aralarda onlarca insan silüeti beliriyordu..Ne oldu ne oldu bunca insana belki bir hastalık belkide tanrının insan oğlunda...