30- Bossa da ilk günler

4 1 0
                                    

Bir ayı aşkın süren yolculuktan Bossa ya gelen kervan şehre girerken herkes gibi sırasını bekledi, ancak surların içine girişleri farklıydı. İsefan kadar büyük olan şehrin lordu ticareti kolaylaştırmıştı. Tüccar loncasına sahip tüccarlar daha hızlı şehre alınıyordu. Bossa krallığın en büyük 4 şehrinden biriydi. Belli sınırlamalara uyan tüccarlar burada rahat hareket ediyorlardı. Kervan yarım saate kalmadan şehre girdi. Conten ve küçük ailesi evlerinin yoluna koyuldular. Sur dibinde ekseri batakhaneler mevcuttu. Şehir konağına gidilene kadar sırasıyla işçi mahallesi, küçük tüccarların iş yerleri , kayda değer büyüklükteki iş adamlarının evleri ile işyerleri vardı. Sonrasında soylular ve şehir lordu için çalışan görevlilerin evleri geliyordu. Gözlem yeteneği yüksek Jigar surlardan uzaklaşıp şehir merkezine yaklaştıkça şehrin daha düzenli olduğunu görebiliyordu. Dördüncü halkaya girdiklerinde at arabası 3 katlı güzel sayılacak bir eve doğru döndü. Evin etrafında binlerce ağaç ve onu çeviren yüksek duvarlar göze çarpıyordu. At arabası kapılara yaklaşınca muhafızlar gelenleri tanımış kapıları açmaya koyulmuştu. Evin önünde kahya olduğunu sonradan öğreneceği biri saygıyla ev sahibini bekliyordu. " efendim hoşgeldiniz, hanım efendi ve küçük efendi yorgun olmalısınız." dedikten sonra eşyaların taşınması için birilerini ayarladı. Jigar kendisine tahsis edilen odaya geçip yatağa uzandı. Eski odasından biraz daha büyük olsa da standartları pek değişmemişti. Uyumadan önce meditasyona girmeyi denedi, kendisini rahat hissetmeyince uyumaya karar vererek yatağa uzanmıştı.

********

  Conten, Halruya olan vefa borcunu olaylar unutulana kadar oğluna bakmakla ödeyeceğini düşünerek eski dostuna söz vermişti. Ancak Silisteki olay canını sıkmıştı. Kogel Ticaret evine gitmeye karar verdi. Şehir sorumlusu ile görüşüp Halru'ya yeni bilgileri iletme kararı aldılar. Yazışmanın sonunda nasıl davranacağına karar verecekti.  Şehrin üçüncü halkasındaki en büyük binaydı Kogel Ticaret Evi şubesi. Bahçesinin giriş kapısı 3 metre büyüklüğünde masif ahşaptandı, üzerinde çeşitli yazıtların izleri görülüyordu. Kapı açıldığında sağlı sollu yeşilin tonları ile bezeli parke yolu yürüyerek içeri giriş yapılabiliniyordu. Sevgiler Burada her türlü bilgi, belge, silah ve malzeme bulabilirdiniz. İçeri girdi. Bölgenin bilinen tüccarlarından olduğu için müdürün asistanlarından bir hemen yanına koştu.  " Tüccar Conten size nasıl yardımcı olabiliriz."
" Müdür Markus ile görüşmem gerek"
"Galiba sizi bekliyordu. Olur da gelirseniz, sizi toplantı odasına davet etmemi söylediler. Siz toplantı odasında beklerken ben kendisine haber ederim."

     Dakikalar içinde Müdür Markus ile görüşmüş, Kogel ticaret evinde yapacağı bir şey kalmayınca kendi iş yerine gidip işleri ile ilgilenmeye başladı. Bossada olmadığı süre boyunca işleri halledecek birileri olsa da onu bekleyen yığınla iş birikmişti. Kafası karışıktı, bir yandan Jigar ile ilgili sıkıntılar bir yandan da kendi ticari ilişkileri ince dokunuşlar istiyordu. Nihat'a dair problemler için yardım almış olması yükünü bir nebze hafifletmişti.

**********

        Yeni odasında doğrularak yataktan kalkan Jigar, etrafına göz gezdirdi. Odada bir çalışma masası, iki sandalye, büyükçe bir dolap bulunuyordu. Masanın üzerinde yazı yazmak için gerekli tüm malzemeler, jigarın yolculuk sırasında Melda ya iade ettiği kitap duruyordu. Odanın içerisinde ikinci bir kapı fark edince oraya yöneldi. Kapıyı açtı, modern tarzda banyo ve tuvaletin olduğunu görünce ister istemez sevmişti.

       Yolculuğun tüm etkilerini üzerinden atmak için banyoya girdi. Sıcak suyun altında kısa bir duş aldı. Odaya geçtiğinde, 14-15 yaşlarında iri vücudu, uzun kolları ile güçlü duruşa sahip birini gördü." genç efendi, merhaba ben Kasım. Bundan sonra ihtiyaçlarınızın giderilmesinde ben yardımcı olacağım. Bir emriniz olursa çekinmeyin lütfen."
Jigar , Kasım'ın elindeki temiz kıyafetleri aldı, giymek için izin istedi. O kıyafetleri giyindikten sonra, kapıda bekleyen Kasım'ın yanına gitti. Evi gezdirmesini istedi. Üç katlı evin ilk katı geniş bir hall ve salondan ibaret, antrenin  sonunda bir kapı bahçeye açılıyordu. Bahçenin sonunda evin mutfağı ve çalışanların evleri düzenli bir şekilde sıralanıyordu İkinci katta çalışma odaları ve misafir odaları vardı. Üst kat ise tüccar ve ailesi içindi. Giriş katında bahçeye açılan kapının önüne geldiler. Kasım burada durarak " burada fiziksel egzersizlerinizi yapabilirsiniz efendim" o bahçenin niçin kullanıldığını anlattı. Birkaç bin   metre karelik kocaman bahçede, çalışmayı kolaylaştıracak her türlü ekipman mevcuttu.
    Jigar hemen çalışmaya başlamak istiyordu. Meditasyona geçti ve ikiz kamalarını eline aldı. Trans halinde o uluk Büyücüsü ile konuşmaya başladı. " evlat, artık sana bir program çizmeliyiz. Bundan sonra her gün sabahları erken kalkacak bahçe etrafında on tur atacaksın, 100 şınav 100 mekik hareketinden sonra bıçak ve kılıç talimlerine başlayacaksın. Bir ay boyunca rutinin bu olacak. Ve uyumadan önce her gece bir saatlik meditasyona gireceksin. Onun dışındaki saatlerde istediğini yapmakta özgür olacaksın."
     Meditasyondan çıkan Jigar, hemen bahçenin etrafında koşmaya başladı . Yaklaşık 40 km olan mesafeyi koşması için tüm sabahı, öğleyi ve öğleden sonrasını bu eğitime ayırması gerekti. Sonrasında kalan sürede sınav ve mekik hareketlerini bitirmeye çalıştı. Vücudunda derman kalmayan, oldukça bitkin durumdaki Jigar kendini çimlere bırakmıştı. O havanın kararmasından önceki bir saatlik sürede ise bıçak alıştırmaları yapmaya başladı. Uluk Büyücüsü Jigar'ın, bıçağı tutarken yaptığı hataları gösteriyor, tavsiyelerde bulunuyordu. Yorgun argın odasına gitti. Tekrar duş aldı, temiz kıyafetler giyip akşam yemeğine katıldı. Yemekten sonra odasına dönüp meditasyona girdi. Meditasyon sırasında uykuya dalmıştı.

   Bir ay böyle sürmüştü. Artık erken kalktığı sabahları , kuşluk vaktine kadar koşu, sınav ve mekik hareketlerini bitirmiş oluyordu. Bıçak kullanımında temel seviye ustalığa geçtikten sonra ikiz kamaları eline alabileceğini karar verdi. 1 saat kadar çalıştıktan sonra dinlenme faslına girmişti.
Gözü Kasımın cüssesine ilişince acaba diye düşündü;
" Kasım silahlarla aran nasıl? Beraber çalışalım mı?"
Kasımın olumlu yanıtı ile çalışmaya başladılar. Kasım'ın muhafızlardan birinin oğlu öğrenen Jigar birlikte çalışmaktan keyif almaya başlamıştı. Kardeşi ve arkadaşlarının kaybından sonra ilk defa birileri ile iletişim kurmuştu. Kasım da onun çakışma arkadaşı olmuş, sabahın ilk saatlerinde başlayan çalışmaları tüm gün boyunca devam ediyordu. İlk zamanlar Kasım mızmızlanıyor olsa da yaptıkları çalışmaları sonuç vermeye başlamıştı. Şafak vaktiyle bir araya gelerek çalışmaya başlayan ikili bazen Jigarın odasında uzayan sohbetlerle günü kapatıyordu. Şu an farkında olmasalar bile yüreklerine yıllarca sürecek bir dostluğun tohumu ekilmişti.
Günler haftaları, haftaları ayları takip etmiş her ikisi de çocukluktan gençliğe geçecek fiziklerini sergilemeye başlamışlardı.

  Çalışma zamanlarının dışında Bossa şehrini gezmeye, ordan oraya dolanmaya başlamıştı. Birbirlerinin etrafında çevrili halkaların dış taraflarına girip çıkmak daha kolaydı. Sırf bu durum kenar mahallelerde gezmelerini kolaylaştırmıştı. Bu gezilerin birinde başlarına ilginç olayların geleceğini tahmin edemeden dolanıyorlardı.
Gittikleri hanlarda sarhoş olmayı, eğlenmeyi bazen gelen çalgıcıları dinlemeyi seven ikili müdavimi haline Bozkır Ayısı hanına doğru gidiyordu. Kasim buraya ayda bir gelen çalgıcılardan birinin kızına abayı yakmıştı. Kemanı ile harikalar yaratan ellili yaşların sonunda Kemancı Dızo ve adı Peri olan kız bu akşam sahne alacaklardı. Dızo çalarken arada kızı sözleri ile bir yandan babasına eşlik ediyor bir yandan da müşterilerin arasında dolanarak bahşişleri topluyordu.

( Arkadaşlar kitap 100 bölüm olacak hazırda 40 bölüm var. Yorum, beğeni ve eleştiri dışında herhangi bir motivasyonum yok. Kurgunun sonunu görmek isteyenler hunharca eleştiri yapabilir. Esenlikler dilerim.)

Hırsızın ÇırağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin