Jigar'ın göz bebekleri daralmış, ona bakan kişiyi içine çeken kuyu gibi derinleşmişti. Mugan kuyuya düştükçe düştü. Sessiz gözyaşları, inleme ve haykırışlara döndü.
Çocuk, sana aynı felaketi yaşatacağım derken yanındaki öğrencileri birer bir düşmeye başladı. Surda alarm seslerini duyunca onunla beraber savunma için gelen acemiler yere yığılırken, kıdemli öğrencileri canlarının endişesi içinde sağa sola kaçışıyordu. Mugan'ın dudaklarından "sen yetisizdin" sözleri döküldü. "Ben üzgünüm".....
Surlarda hafif rüzgar oluşmuş, gittikçe güçleniyordu. Şiddeti arttı hortum halini alıp önce öğrencileri sonra sırayla surdaki herkesi taş duvarlara vura vura Usta Mugan'a ilerliyordu. Yüz nefeslik zaman içinde onlarca ölü, yüzlerce yaralı...
Jigar nefes nefeseydi, bitkinlik çökmüş yıkılmak üzereyken son bir güçle ellerini kaldırdı. Bir yandan bağırırken avuç içlerini dışa döndürerek ittirdi. Rüzgar ellerinden kopmuş dört nala Mugan'ı biçmeye koşuyordu...
Kımıldayacak hali kalmamış Usta, ne ara güçlendi bu çocuk serzeşinde bile bulunamadan yarı ölü vaziyette surlara gömülmüştü.
Jigar, yaşlı büyücüyü seyrederken "kırıl" diye seslenildiğini duydu. Zemin kısa süre için sallandı, eski haline döndü. Daha gür ses işitti " Kırıl" zemin yine sallandı, surlardan bir kaç taş düştü. Aynı ses bu sefer bağırırken "kırıııııl" zeminin sarsıntısına surlarda açılmış koca gedikler eklendi.
Bu sırada omzunda küçük bir el belirdi. "Abi yeter, dur artık!" Jin'in sesini nerede olsa tanırdı. Gözlerini kapattı daralan göz bebekleri normale dönerken gözlerini yeniden açtı. Usta Mugan'ın yaptığı ilüzyona kapılan öğrencilerin büyük kısmı ustalarının Jigar'ın ilüzyonuna esir düşmesiyle uyanmışlardı. Geride kalan azınlık Ustanın illüzyon tarafından kıskıvrak esir edilişine tüm ayrıntıları ile tanık olmuştu.
Karşısında Usta Pavonu gördü . Ona şefkatle bakıyordu . " gücünü kontrol etmeyi öğreneceksin dert etme, hadi şimdi Usta Mugan'ı kaldıralım sonra ne yapacağımıza bakarız."Kıdemli öğrenciler işareti alınca yarı baygın Mugan'ı aldılar dinlenmesi için odasına götürdüler. Jigar'ın illüzyonundan önce elenen bir kaç öğrenci dışında herkesin sonraki aşamaya geçeceği söylendi.
"Şimdi herkes yatakhanelerine geçsin. Üçüncü aşamanın zamanı belli olunca çağrılacaksınız."
Öğrenciler yola koyuldu. Jigar'ın yatakhane arkadaşları sessiz bir korkuya teslim olmuştu. Jigar ellerini ensesine koyup yatağına uzandı. Gözlerini kıstı, Üst ranzanın tabanında kazılmış yazıları okudu: " gri-kızıllara ölüm",
" gri-kızıllar sana ne yaptı", " yetisizlere ölüm",
" ölümsüzlüğe ermek istiyorum "
Yaşamda ne kadar çok ölüm vardı... okumayı bıraktı, gözlerini kapayıp ötesini, ölümünde ötesini düşünmeye koyuldu.
Ranzadan aşağı atlayan gölgenin sesiyle irkildi. " heyy Jigar hadi yemeğe gidelim, zamanı geldi geçiyor" Marv'ın sesini duyan Jigar doğrulup yeni tanıştığı arkadaşının peşine takıldı. Onları uzaktan görenler fısıldamaya başlıyor, yakınlarına geldiğinde, susarak başka şeyler ile ilgileniyormuş gibi davranıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızın Çırağı
FantasyHayat serüveni daha yeni başlayan bir çocuğun yükselme hikayesi... Herşey bebeğin, hırsız tarafından bakıcısının ellerinden alınması ile başlıyor. Bakıcı yaralanan ruhunu tedavi ederken olanların hikayesi... Yoksunluğun, Yetisizliğin kapısında kor...