Sabah saatleri sakin geçmişti. Öğle yemek için gelen öğrenciler kapıda yazan yazı ile irkildiler. "Bugünden itibaren sadece yüz öğrenciye yemek verilecek , yemeği alabilmek için diğerlerini bertaraf etmek gerekli, birini öldürmek ya da ölümcül yaralamalar yasak"
Sadece bu yazının yazdığı metni gören adayların gerginliği artmıştı. Marv Jigar'ın yanına geldi, ne yapmayı planladığını sordu. İki kız Jigar'ı çekiştirip duruyordu. Uzun yıllar sürecek dostluğun ilk saniyeleri olduğunu bilmeden birbirilerini süzdüler. Saniyenin bimde birinden kısa süre sonra duydukları arbede ile irkildiler. İçeri girmek isteyen niasbeten güçlü adaylardan biri kapıyı zorlamış kapı tarafından itme kuvveti ile geri püskürtülmüştü. Bir kaç kişi daha denedi. Yumruk atanlar darbe yedi, kapıyı yakmaya çalışanlar oldu. Onlar da zarar görmüştü.
On altı yaşın sonlarında anne babasının büyücü olduğunu söyleyen biri yanaştı. Kapının menteşelerine su döktü. Bir şeyler fısıldadı . Niyeti kapıyı oksitlemekti. Paslanan kapı rahatlıkla açılacaktı. Kapı tam dilediği gibi olsa da vücudundan gelen çürükcül koku, hareket edemeyecek kadar güçsüz bedeni işe oraya yığıldı.Jigar, Marv'a dönüp neler olduğunu bilip bilmediğini sordu. Dörtlü kapıdan otuz adım kadar uzaklaşmış. Şansını deneyenleri izliyordu.
" Bu bildiğim kadarıyla bir ayna kapı. Çeşitli seviyelerde güce sahip olurlar. Etkileri geçicidir. Kapı kendi yaptıklarınızdan etkilense de bir o kadarını size yansıtır. Biraz önceki sarışın çocuğu düşün. Eğer kapının istediği seviyeden daha güçlü olsaydı geçebilirdi. Bu kapıyı geçmenin tek yolu da büyü değildir. "
Sessizce dinleyen Jin sorunu çözmüştü. " biraz bekleyelim, etraf sakinleşince şansımızı deneriz, Marv ben Jigar'ın kız kardeşiyim. Sanırım büyü yapabiliyorsun? Değil mi...Asen sen de ?" İkisinin de onaylaması üzerime " tamam o zaman şimdilik bekleyelim" dedi ve bir ağaç gölgesi bulup oturmaya koyuldu. Üçlü Jin'i takip edip yanına oturdular.
İri yarı yaşı geçkin bir çocuk kapı önüne geldi. Onun gelişi ile herkes kapıdan uzaklaştı. Her iki yumruğunu sıktı, yumruklarının rengi koyulaşmaya başladı. Kapıyı yumruklamasıyla kapının çerçevesini bir kızıllık kapladı, kapı içeri göçtü. İri çocuk kapıyı hafifçe ittirerek içeri girdi. Kurnazlık peşinde iki tanesi onu takip ettiler. Kapıya yaklaşmaları ile kapı tarafından itilmeleri bir anda oluvermişti. Cılız olanın ağzı ve burnu kan doluydu.
Yaşı geçkin olanlar, özgüveni yüksek olanlar birer birer şanslarını denerken Jin dikkatle izliyor, kapı sınavının nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Günün ilerleyen saatlerinde aday öğrencilerin çoğu yorgunluk ve bıkkınlıkla kenara çekilmiş, tekrar denemek için güç topluyordu. Bu sırada daha öncesinde girişimde bulunmamış Jigar ve arkadaşları kapıya yaklaşırken, iki kez şansını denemiş olan bir tanesinin alaycı şakalarına maruz kaldılar. Marv geri dönüp bir şeyler söylemek istedi. Jin'in "ahmaklarla uğraşacak vaktimiz yok, hadi içeri girelim." demesiyle peşinden koştu. Dörtlü el ele tutuşurken Marv ve Asen bir şeyler mırıldandı. Kapıda görünür bir değişiklik olmadı. Dörtlü kapıya yaklaştı ve kapıyı iterek geriye doğru düşmesini sağladılar. İçeri girdiklerinde diğer adaylar şaşkınlık içinde kalmıştı. İşin aslı kapıya değilde menteşesi ve kilit diline büyümesi için büyü yapmışlardı. Karşılığında elleri sadece bir miktar büyümüştü.
Artık nihai hedeflerine ulaşmış gibiydiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsızın Çırağı
FantasyHayat serüveni daha yeni başlayan bir çocuğun yükselme hikayesi... Herşey bebeğin, hırsız tarafından bakıcısının ellerinden alınması ile başlıyor. Bakıcı yaralanan ruhunu tedavi ederken olanların hikayesi... Yoksunluğun, Yetisizliğin kapısında kor...